ARŞİVLER YALAN SÖYLEMEZ...

A -
A +

Yıllardır bu işin içindeyim.
Oldum olası anlamadığım bir şey var.
Ne zaman bir muhtıra verilse.
Ne zaman örtülü darbe yapılsa.
Muhalefettekiler askeri es geçer.
Hükümete yüklenir.
"Durumu bu hale getirdiniz bırakın gidin" diye...
"Askeri kışlasından çıkaracaksınız, yeter artık" diye.
28 Şubat'ta genç bir gazeteciyken hiç anlamazdım.
"İnsanlar neden hırsıza değil ev sahibine kızıyorlar?.." sorusu kafamı kemirirdi.
"Hükümet istifa etsin derhal" lafını kafamda bir yere oturtamazdım.
"Ne yani adamlar muhtıra yedi diye istifa mı edecek?" diye içimden geçirirdim.
Bazen derdim ki.
Demek ki bildikleri başka şeyler var...
Sonuçta tecrübeli siyasetçiler!
Ülkenin de kötülüğünü istemezler!!
Yıllar geçti.
Olanları yine anlayamadım.
Koca koca adamların bir tehdit telefonu ile parti değiştirmelerini.
Yönetime talip olanların korkaklığını gördüm.
"Onların yerinde ben olsam, sonuna kadar direnirdim" diye düşündüm hep.
Ama 2002 seçimleri sonrası durum kısmen değişti.
Muhalefet aynıydı ama.
Yönetimdekiler muhtıralara tepki gösteriyordu.
Yavaş yavaş bugüne evrilirken.
Yine de arşivleri gözden kaçırmayalım diyorum.
Yoksa bugünü anlamak zor.
Bugün mazlumların yanında durduklarını söyleyenler.
"Geçmişte ne yapmışlar?" diye bir bakalım.
27 Nisan 2007.
Genelkurmay Başkanı Büyükanıt bir e-muhtıra metnini kaleme alıyor.
"Sözde değil özde laik" cumhurbaşkanı istiyor.
29 Nisan 2007'de İstanbul Çağlayan'da görkemli bir Cumhuriyet mitingi düzenleniyor.
"Hükümet istifaya" çağırılıyor.
Mitingin katılımcılarından birisi de bugünün CHP milletvekili...
Büyükanıt'a muhtıradan dolayı teşekkür ediyor!
Ana Muhalefet CHP o zamanki refleksiyle suçu yine ev sahibine yıkıyor.
Hükümete "Görevi bırakma" çağrısı yapıyor.
Merkez medyada "Göbeğini kaşıyan adam" yerin dibine sokuluyor.
"Bunları başımıza bela ettiniz" diye.
Âdeta...
"Yine seçerseniz darbe olur" deniyor...
Gelelim bir yıl sonraya.
2008 yılındaki AK Parti Kapatma Davası'na..
Mazlumseverler yine karşı tarafta.
CHP'nin hukukçu bir vekili "Davanın bu kadar çabuk açılacağını beklemiyordum" diyor!
CHP'nin o dönemki bir Grup Başkanvekili, "Parti suç işlemişse, cumhuriyet başsavcısının da görevini yapmak durumunda olduğunu" söylüyor..
Bir başka muhalefet partisinin lideri "Kimsenin yasaya uymama hakkı yok" diyor.
Mealini anlamışsınızdır.
İsimleri özellikle yazmıyorum.
Önemli olan bir düşünce yapısı çünkü.
Ve sonuç.
Mazlumları sevmek güzel de.
Teraziniz hep aynı tartarsa.
Günün birinde darbeci.
Bazen muhtıracı olursanız.
Geçmişte çok ağır ifadelerle yaftaladıklarınıza, bugün "Mazlumsun" diye kucak açarsanız.
Size kimse inanmaz.
Son söz.
Arşivler yalan söylemez...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.