Gezi’den geriye ne kaldı?

A -
A +

Hürriyet’in kaptan koltuğunda (Bugünlerin CHP’lisi) Enis Berberoğlu, Akşam’ın başında (müzmin muhalif) İsmail Küçükkaya oturuyordu o zaman.

Habertürk’te Fatih Altaylı’nın, Milliyet’te Derya Sazak’ın borusu ötüyordu.

Cumhuriyet’te “Yıldız”lı, Taraf’ta “Neşe”li, Radikal’de “Sağlık"lı günler yaşanıyordu.

Fehmi Koru, Sedat Laçiner Star’da; Cengiz Çandar, Cüneyt Özdemir Radikal’de yazıyordu. Eski tüfekler Çetin Altan, Hasan Pulur, Cüneyt Arcayürek ise sayılı günlerini yaşıyordu.
Taraf’ta Ceyda Karan Kandil’in eli silahlı bitlilerini, aşk kadınları diye pazarlıyordu.
Çözüm süreci başlamış, BDP heyeti 6. İmralı ziyaretini yapıyordu.
Paralelin Emniyet’in arşivini klonladığı ayyuka çıkmış, cemaat yazarları 6 ay sonra (17 Aralık) yapılacak harakiri için pusuda bekliyordu.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Yavuz Sultan Selim köprüsünün temeline attığı beton daha kurumamıştı.
Taksim Gezi Parkı’nda bir gürültü koptu. Olay basit bir ağaç eylemi olarak başladı. Provokatörlerin, uluslararası güçlerin, sosyal medyanın devreye girmesiyle yurt geneline yayıldı.
Adına ister darbe deyin, ister toplumsal patlama.
Gezi olayları, yakın dönem Türk siyasi tarihinin kırılmalarından biri. Hele basın tarihi açısından, tam bir dönüm noktası.
O dönem köşelerinden Erdoğan’a yön tayin edenler, sağa sola savruldu.
Üç yıl içinde neredeyse yayın yönetmeni değişmeyen gazete, televizyon kalmadı.
Bakmayın bugün “Gezi umuttur” diye destanlar yazdıklarına.
Geziciler ve kalemşorları AK Parti’yi devirmek için oynattıkları taşların altında kaldılar.
Ve öyle bir kısıldılar ki oraya, bugünkü bütün bu bağırışları ondan...
Gezi’den geriye ne kaldı?
Sol ve Radikal diye bir gazete vardı. Erdoğan’ı devireceklerdi, kendileri devrildiler.
 
Ne dediler ne oldu?
 
İyi bir arşivci sayılmam. Ama Haziran 2013’te yayınlanan bütün gazeteleri arşivlemiştim. Geçen açıp baktım. Neler yazmışlar diye. İşte dikkatimi çekenler:
CENGİZ ÇANDAR
Ne yazmış: “On yıldır başbakanlık yapan ve doğal ‘iktidar yorgunluğu’nu, uzun iktidar yıllarının yol açabileceği ‘kibir’ ile halkın bir kesimine ‘hoyratlık’ ve icap ederse ‘biber gazı gaddarlığı’ ile örtme yoluna sapan bir Tayyip Erdoğan’a bu halkın on iki kez cumhurbaşkanı seçerek tahammül göstereceğini düşünmek zor.” (Radikal, 3 Haziran 2013)
Ne oldu?: Erdoğan cumhurbaşkanı seçildi. Rekorla... Çandar gazeteciliği bıraktı.
SANEM ALTAN
Ne yazdı?: “Bu gençler sadece Gezi Parkı’nı değil aslında Türkiye’yi kurtarıyorlar.” (14 Haziran 2016, Vatan)
Ne oldu: O gençler hiçbir şey kurtaramadı. Sanem gibi... Yazılı basında ne Sanem kaldı, ne babası, ne amcası ne de dedesi...
ÖZGÜR MUMCU
Ne yazdı?: “Gezi parkı hadisesi herhâlde tarih ve siyaset bilimi kitaplarına gösterilmiş en büyük siyasi basiretsizliklerden biri olarak geçecek.” (10 Haziran 2013, Radikal)
Ne oldu? O gün Erdoğan siyasi basiret örneği göstermeyip geri adım atsaydı, Geziciler Dolmabahçe ofisine girseydi karmakarışık bir Türkiye’yi konuşuyor olacaktık.
 
 
Anne bak, ‘hoca’ çıplak!
 
* İzmir Karabağlar Belediyesi, bünyesinde 38 metrelik bir Nasrettin Hoca heykelinin de bulunduğu tematik oyun alanı inşa ettirmiş. İşi alan Heykeltıraş Ragıp Çiçen, geçen hafta Antalya'da CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun önünü kesti. "12.5 milyon lira alacağım var, ödeyin" diye isyan etti. Skandal da bu sayede patlak verdi.
Çiçen diyor ki: "Belediye başkanı benden borç adı altında 1.5 milyon lira rüşvet istedi. Kemal Kılıçdaroğlu, Tekin Bingöl, Veli Ağbaba, Gürsel Tekin... Hepsinin de yaşanan tüm pisliklerden, tüm rezilliklerden son satırına kadar haberi var."
Belediyeye göre ihalenin bedeli 18.3 milyon lira. Heykeltıraş ise "25 milyon lira" diyor. Öyleyse kim yalan söylüyor?
* Olaydan bir hafta sonra İzmir Metrosu'nda sergilenen ahşap "Müzisyen" heykeline bir kişi saldırı düzenledi. Uyuşturucu, hırsızlık gibi çeşitli suçlardan sabıkası bulunan saldırganın heykeli müstehcen gördüğü için parçaladığı iddia edildi. Haberlerde “AKP’liler müstehcen buluyordu” diye parantez açıldı. İzmir Metro A.Ş. "Bu çağda bu kafa" diye açıklama yaparak olayı kınadı. Twitter'da "Heykel yerine dikilecek' hashtagı açıldı...
* Ve ne oldu biliyor musunuz? Birinci olay, ikincisi kadar medyanın ilgisini çekmedi. Oysa birincisinde olay, ikincisinde ise sadece heykel çıplaktı...
Gezi’den geriye ne kaldı?
 
Müsterih ol Azizim
 
Nobel Ödüllü Aziz Sancar Hoca, iki haftadır Türkiye'de. Hemen her gün bir üniversiteye konuk oluyor. Sancar Medipol Üniversitesi'nde şöyle demiş: "İki hafta televizyonu açmadım, gazete okumadım. Çünkü her gün kavga, gürültü var. Bu, beni o kadar üzüyor ki..."
Bakmayın hocam, bu ülkede güzel şeyler de oluyor. Ne var ki bizim basında olumlu şeyler haberden sayılmıyor.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.