Hani nerede bildiriciler?

A -
A +
21 Haziran: Yüksek yargıya yönelik düzenleme hakkında bildiri yayınladılar "yargı bitmiştir" dediler.
28 Mayıs: Yeni anayasa tartışmalarını eleştirip ülkenin tek kişinin diktatörlüğüne sürüklendiği yaygarasını kopardılar.
4 Mayıs: Dokunulmazlıkların kaldırılmasının kabul edilemez olduğunu söylediler.
20 Nisan: Cumhurbaşkanına hakaret suçunun kaldırılmasını istediler.
22 Mart: Brüksel'deki saldırıyı kınadılar.
6 Mart: Zaman gazetesinin kayyuma atanmasını eleştirip Erdoğan'a "Zulmün artsın ki tez zeval bulasın" dediler.
29 Şubat: Can Dündar'ın serbest bırakılmasına tepki gösteren Erdoğan'ın ülkeyi felakete sürüklediğini iddia ettiler.
18 Şubat: (Terör örgütü) PYD'ye sahip çıkıp kendi devletlerini yerden yere vurdular.
2 Şubat: Cizre'de bodrum katta kıstırılan teröristlere kalkan olmaya çalıştılar...
16 Ocak: PKK'yı sözde eleştirirken "Türkiye halkına 12 Eylül’ü aratacak bir baskı asla uygulayamaz" dediler.
14 Ocak: 1128 kişiydiler. "Bu suça ortak olmayacağız" diyerek devleti kınadılar ve PKK'ya sahip çıktılar.
Hani nerede bildiriciler?
Kim mi bunlar? Hasan Cemal, Baskın Oran, Cengiz Aktar, Oya Baydar, Lale Mansur ve niceleri...
Saydım. Son altı ayda 11 bildiri yayınlamışlar. Bunlar kendilerine aydın, özgürlükçü filan diyorlar. Her ağızları açıldığında darbelerden, 12 Eylül zulmünden bahsediyorlar.
15 Temmuz kalkışmasına ses çıkardılar mı? Duydunuz mu hiç? Duyamazsınız. Bu hormonlu "aydınların" derdi başka...
 
Hani nerede bildiriciler?
Farz et ki...
 
Darbe gecesi gösterdiği demokratik duruştan dolayı herkes medyanın hakkını verdi.
Merak ediyorum...
O gün CNN Türk’te militan gazeteciler Enver Aysever ya da Ayşenur Arslan olsaydı.
KanalD’de Uğur Dündar ya da kalkışmadan bir gün önce Dar'ül harb ilan eden Hakan Aygün olsaydı...
NTV’de Banu Güven veya Mirgün Cabas olsaydı... (TGRT Haber ve refiklerini saymıyorum. Zira duruşu belli.)
Diğerleriyle aynı tepkiyi verirler miydi? Yoksa askere alkış mı tutarlardı?
İkincisi kuvvetli ihtimal. Zira, Hakan Aygün'ün başında olduğu Halk Tv, o gece evirip çevirip cuntacıların kirli bildirisini okuttu.
Hatta spiker "Bildiri oldukça dikkatli kaleme alınmış. Atatürk vurgusu var. Laiklik vurgusu var. Yolsuzluk vurgusu var. Hukuksuzluk vurgusu var. Kısaca millet, neden şikâyet ediyorsa bu bildiride yer almış" diyecek kadar ileri gitti.
 
Hani nerede bildiriciler?
Bana Ebu Hüreyre derler...
 
Kalkışma gecesi Yeni Şafak muhabiri Mustafa Cambaz'ı şehit verdik.
İrfan Özfatura anlatıyor: "Bu kedi resmini çekerken baktım arkamda bir deklanşör sesi. Döndüm Mustafa. Şaka yollu 'Niye benim çektiğim resmi çekiyorsun, telifi var' dedim. 'Bana Ebu Hüreyre derler, kediler benden sorulur' dedi. Meğer yıllardan beri mahallesindeki kedileri beslermiş." Allah rahmet eylesin...
 
Hani nerede bildiriciler?
Eski kulağı kesiklerden
 
Medyatik bir adamdı.
Akıncılar'dan kalkıp hava fotoğrafları çektirdi.
RF-4E keşif uçaklarının son uçuşunu kendisi yaptı.
Ege'yi jetle denetledi.
Dünyanın en büyük nakliye uçağı olan A400M'i uçurdu.
Solotürk'e ait gösteri koreografisini uçarak denetledi. 1-16'nın limitlerini zorladı.
Orgeneral Abidin Ünal ile bir ilki gerçekleştirdi ve iki ayrı F-16 ile "kolda uçuş" yaptı.
Süleyman Şah Saygı Karakolunu gece görüş gözlüğüyle uçarak denetledi... Tek başına Suriye'ye gitti ve geldi.
Medyaya bol 'malzeme' verdi. Ama Türkiye Akın Öztürk'ü bu görüntülerle değil, 15 Temmuz gecesi çekilen yara bere içindeki o sefil fotoğrafıyla hatırlayacak.
Ve millet onu kendi meclisini bombalatan bir darbeci olarak anacak.
 
Hani nerede bildiriciler?
Aynı kapının mandalı
 
15 Temmuz darbe girişiminin altından FETÖ'nün çıkması, eski postalseverleri fena sevindirdi.
28 Şubat zulmünün sembol isimlerinden eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz onlardan biri.
Sözcü'ye konuşan Gürüz, "28 Şubat'ın neresi darbe? Darbenin ne olduğunu şimdi gördüler" dedi.
Sanki, "Ordu Göreve" pankartı altında hükümete karşı protesto gösterisi yapan kendisi değil!
Sanki, Ergenekon'dan yargılanırken "Ne Ergenekon'u ben Amerikancıyım" diyen başka biri...
(FETÖ'nün arkasında ABD olduğuna göre ikisi de aynı kapıya çıkıyor).
 
Hani nerede bildiriciler?
Millet Batı'ya kapak yaptı
 
Darbe girişimi püskürtüldü. İngiliz BBC, "neler olduğunu bilemiyoruz" diyerek gerçekleri sakladı.
New York Times, "Erdoğan takipçileri koyundur ve Erdoğan kendilerine ne söylerse onu yaparlar" diyerek nefret kustu.
The Daily Beast ve diğer Batı medyası kaynakları, Erdoğan'ın, Almanya'dan iltica talebinde bulunduğunu yazdı. Oysa Erdoğan o saatlerde İstanbul yolundaydı.
İngiliz Independent, hemen darbe girişiminin bir tiyatro olduğu imasında bulundu.
En dikkat çekeni belki de Ralph Peters'ın satırlarıydı ve her şeyi özetliyordu: "Darbe Türkiye'deki İslamcılaşmayı durdurmak için son umuttu."
Batı basını kudurdu... Millet onlara harika "kapak" yaptı.
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.