Adil Öksüz'ü kaçıran o adam!

A -
A +

Yine bir 'Taşlar nasıl da yerine oturuyor' hikâyesi anlatacağım...

Erdal Şen, 2000'li yıllarda Zaman'da taşra muhabiriydi. Sonra 'merkez'e çekildi. Ardından Ankara'ya gönderildi. Habertürk gazetesine başbakanlık muhabiri olarak transfer edildi. İlerleyen tarihlerde Ankara haber müdürü oldu.
2012 yılının Ekim ayında, Afyonkarahisar'da büyük bir facia yaşandı. 25 asker, mühimmat patlaması yüzünden şehit düştü. Olayın şokunun yaşandığı günlerde Habertürk'te bir video yayınlandı. Habere göre "Türkiye yastayken, AK Partili bakanlar fasılda eğleniyordu." Oysa görüntü eskiydi. Ve bu maksatlı haber, Erdal Şen'e Ankara Temsilciliğinin yolunu açıyordu.
Dönemin genel yayın yönetmeni Fatih Altaylı, geçtiğimiz gün Medyaradar'a o günlerde neler yaşandığını anlattı: "Ne yazık ki, haber doğru değildi. Daha doğrusu eski bir haberdi ve yeni gibi sunulmuştu. Gazetenin iktidar partisi ile tüm bağı koptu. Toplantılarına alınmıyor, hiçbir yere sokulmuyor, gezilere katılamıyorduk. Ben zaten yasaklıydım, Muharrem (Sarıkaya) ve Ankara büro da yasaklı hâle gelince yönetim kurulu bundan rahatsız oldu. Bana göre gazetecilikte bunlar normaldi ama yönetim bunun gazetede güç kaybı oluşturduğunu düşündü ve değişiklik yapmak gerekti. İktidar partisi ile iyi ilişkileri olduğu için ve Başbakan’la aynı apartmanda oturup komşu olduğu için Erdal Şen adı gündeme geldi. Ataması ortak bir kararla yapıldı. Ve hemen kabul gördü. Yasaklar kalktı. Erdal Şen, Başbakan’ın tüm gezilerine davet edildi. O dönem benim yasaklı olduğum Başbakanlık uçağına Habertürk’ten tek binen Erdal Şen’di. Nasıl uyanmadınız diyeceksin haklı olarak. Bir ara kulağıma böyle bir şey çalındı doğrusu. Kendisine sordum. 'Yok abi ben nerede ekmek yiyorsam oranın adamıyım, ne işim olur Fetullahçılarla. Bir dönem Zaman’da çalıştım diye bu iftirayı atıyorlar' dedi."
Adil Öksüz'ü kaçıran o adam!
Erdal Şen, Başbakanlık muhabiriyken Subayevleri'ne taşınmış ve Erdoğan'ın kapı komşusu olmuştu. Bilin bakalım daireyi kimden kiralamıştı? Tabii ki bir dönem STV’nin Ankara temsilciliğini yapan Haluk Örgün’den.
Bu arada arşivi tararken o günlere dair ilginç bir habere rastladım. Habertürk'te bir sürmanşet. Başlık şu: Gülen'den Cübbeli'ye imzalı kitap.
Haberin yayınlanma tarihi Erdal Şen'in Ankara Temsilciliği'ne getirilmesinden bir hafta sonrasına rastlıyor. Cübbeli, o dönem FETÖ tarafından tutuklattırılıp Metris'e hapsedilmişti. Geçtiğimiz ay CNN Türk'te olayı tafsilatıyla anlattı Cübbeli. Ve enteresan bir ifşaatta bulundu: "Kitapları ve mektubu bana getiren Adil Öksüz idi. Cezaevine gelen kitaplar kontrol ediliyordu ancak Adil Öksüz kitabı doğrudan getirdi."
Şimdi "Adil Öksüz'ü kaçırmak" suçundan tutuklu bulunan Şen, o haberi 'kaynağından' almıştı ve bu sayede Cübbeli'nin cemaatine mesaj verilmişti.
Hülasa: Dünyada, gazeteciliği kendi emelleri için bu kadar kullanan bir başka bir örgüt var mıdır merak ediyorum?!..
 
Adil Öksüz'ü kaçıran o adam!
'Gülse'm mi ağlasam mı?
 
Hürriyet yazarı Gülse Birsel, geçtiğimiz günlerde güzel bir hatıra anlattı. Binali Yıldırım, Ulaştırma Bakanlığı sırasında İzmir'de AK Parti ileri gelenleriyle birlikte bir deniz ürünleri restoranı kapatmış. Niyetleri balık yemekmiş. Ne var ki, restoranda balık dışında her şey yapılıyormuş. Yememişler tabii. Kalkamamışlar da... Yıldırım, pratik bir çözüm bulmuş ve restoran sahibine "Yap bir menemen yiyelim" demiş.
Birsel, bu hatırayı paylaşırken "Ben bilmiyordum ama İslami kesimin bir kısmı kabuklu deniz ürünü yemiyormuş" diye bir itirafta bulundu.
Gülse Birsel, çok zeki bir kadın. İyi bir senarist. Müthiş bir gözlem kabiliyeti var. Eminim çok okuyor. Ancak kendi içinde bulunduğu toplumun hassasiyetlerini bilmemesi yadırganması gereken bir durum değil mi?.
Yeri gelmişken ifade etmek lazım. Maalesef bizim entelektüellerimiz, senaristlerimiz, yönetmenlerimiz, oyuncularımız Musevilerin, Hıristiyanların ve hatta Budistlerin bilumum dinî ritüellerini bilir, merak eder, öğrenir.
Ne var ki İslam toplumunun inceliklerine ise bir o kadar uzak ve ilgisizdir.
Gülse Birsel'e genel kültür babında da olsa "ilmihâl" okumasını tavsiye ederiz.
 
 
Adil Öksüz'ü kaçıran o adam!
 
80'lerde 15 Temmuz!
 
Anadolu Ajansı, 15 Temmuz darbe girişiminden hemen sonra o gece neler yaşandığını ele alan bir kitapçık hazırladı. Dakika dakika yaşananları gözler önüne serdi. Fena değildi.
Raflarda bu sıra darbe kitapları gırla gidiyor. Fakat bunların çoğunun para kazanmaya yönelik olduğu ortada.
Millî Eğitim Bakanlığı, 15 Temmuz'u anlatan bir kitapçık hazırladı ve okulların açıldığı gün bütün çocuklara dağıttı. Kesinlikte başarısız. Miniklerin anlayacağı türden değildi. Kitapçık seviye seviye yapılabilirdi.
TRT'nin sevilen dizisi Seksenler'in, önceki günkü bölümünde 15 Temmuz vardı. Dizinin çıkış noktası zaten 80 darbesiydi. Hain kalkışmanın işlenmesi güzel oldu. Bence 15 Temmuz'u anlatma gayretlerinin en etkilisiydi.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.