Marmaris'te yazılan destan

A -
A +
Muğla Valisi (Amir Çiçek) gece kalkışmayı haber alır almaz Marmaris'e giden bütün yolları kapattı. Hava güvenliği sağlanınca Cumhurbaşkanını uğurladı. Bu sırada emniyet müdürü geldi "Sayın valim, üç helikopter Cumhurbaşkanımızın kaldığı otele saldırıyor" dedi... Otele yağmur gibi kurşun yağıyordu. Çatışmanın boyutu büyüyünce vali çevre illerden polis desteği istedi. Ancak onların gelmesi en az üç saati bulacaktı. Helikopter gerekiyordu. Aksaz Deniz Üssü Komutanını aradı. Fakat o da darbecilerin içindeydi. "Ne var bunda. Büyütecek bir şey yok" diyerek talebi karşılamadı. Vali bunun üzerine İl Jandarma Alay Komutanını aradı. Komutan "Emrinizdeyim efendim" dedi. Darbecilerin elinde uzun menzilli silahlar, cephaneler, gece görüş dürbünleri vardı. Üç helikopterle, istedikleri yerlere indirme yapıyorlardı. Emniyetin elinde onları vuracak güç yoktu. O hâlde ya düşürtülecekler ya da etkisiz hâle getirileceklerdi.  Marmaris'te yazılan destan
​Vali, Alay Komutanına "Hava hareketlerini izleyin. Nereye indilerse bildirin" dedi.
Birliklerden Yavuz Albaya ilk telefon geldi. Helikopterlerden biri, Dalaman'daki Deniz Üssüne yakıt almak için inmişti, sonra bunu diğer ikisi takip etti.
​Komutan hemen üssü aradı. "Vali beyin emri var, yakıt vermeyin" dese de dinletemedi.
Bu sefer telefonu vali aldı: "Onlara yakıt verirsen hesabını sorarım" dedi. Helikopterler yakıt alamadan gitti. Yeni rotaları Bodrum Mumcular'daki askerî üstü. Albay orayı da aradı. Telefonun öbür ucundaki yarbaya "Eğer onlara yakıt verirseniz Bodrum ve Milas'taki jandarma birlikleriyle orayı başınıza yıkarım. Yakıt verme, vereni vur" diye emir verdi. Yakıtı biten iki helikopter, etkisiz hâle getirildi. Üçüncüsü ise diğer pilotları da alıp kaçtı. Hedefleri İzmir Çiğli'ye inmekti. Vali, İzmir Valisini aradı ve bilgi verdi. Bu sayede üçüncüsü de etkisiz hâle getirildi. Darbeciler ne havadan destek alabilmişti ne de karadan. Sabah olup hava aydınlanmaya başladığında oteli basanlar, ormanlık alana kaçmıştı. Darbeciler valinin dirayeti sayesinde püskürtülmüştü.
İsviçre'den 15 Temmuz sabahı 7 kişilik bir uçak gelmiş, kalkışma saatinde de acil kalkış izni istemişti. Ancak gelenler o uçağa binmedi. Göcek'te bekleyen lüks yatla Atina'ya kaçtılar. Hepsinin de ortak hedefi Cumhurbaşkanını kaçırmaktı. Amaçlarına ulaşsalardı devlet yok olacaktı...
​Foto muhabirliği denildiğinde parmakla gösterilen isimlerden Kenan Gürbüz, o 17 günlük koşturmacanın günlüğünü tutmuş ve bir kitap yazmış. Yukarıdaki hikâyeyi de "Direniş Ateşinin Yakıldığı Yer: Marmaris" kitabından özetledim. Anlattıklarının çoğu bilindik. Ama okurun beynine çivi gibi saplanan sağlam sorular var... 
  Marmaris'te yazılan destanHerkesin Halisdemir'i

Özel Kuvvetler Komutanlığını darbecilere teslim etmemek için canını ortaya koyan Astsubay Ömer Halisdemir, 15 Temmuz destanının sembolü oldu.
Sözcü yazarı Saygı Öztürk "Halisdemir'in ailesi de CHP'li çıktı" diye yazarak "Ömer bizden" demeye getirdi.
Astsubayın arkasında M. Kemal'in portresinin bulunduğu fotoğrafını malzeme yapan Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök "Abisi de CHP delegesi" diyerek adres gösterdi.
Aydınlık yazarı Rıza Zelyut "O astsubayımız AKP’nin muhafızı değil laik ve Atatürkçü bir askerdi. Canını da ülkesi ve milleti için verdi, AKP için değil" diye yazdı.
Star'ın başörtülü yazarı Sibel Eraslan Halisdemir'in kendisinin Hazreti Ömer'in, babasının Peygamberimizin torunları Hasan ve Hüseyin'in, annesinin de Hazreti Fatma'nın ismini taşıdığına işaret etti.
Rahim Er ağabey de Halisdemir ve diğer kahramanların Şehîdler Serdarı Hazreti Hamza'nın ruhaniyetinden ilham aldıklarını yazdı.
Yani ortada bir Ömer Halisdemir var ama herkesin anladığı ve görmek istediği ayrı bir kişi.
  Marmaris'te yazılan destanNereden buluyorsunuz bu haberleri?   Doğan Haber Ajansı, koalisyonun sözcülerinden Albay Dorrian'ın "Türk askerinin Irak'taki varlığı illegal" dediğini yazdı. Pentagon'dan "Bu açık bir şekilde ve tamamen yalandır" açıklaması geldi. Geçen yıl eylül ayında da yine aynı ajans, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'in Türkiye için "PKK'ya karşı operasyonlarda ölçülü olmalı" dediğini yazmıştı. NATO aynı gün yalanlandı, açıklamada Türkiye'nin T'sinin geçmediği ifade edildi. DHA haberi geri çekti. Merak ediyorum; Türkiye aleyhine bu haberleri DHA nereden buluyor? Ve niye BBC, Bild, The Economist gibi çalışıyor.   Muhit farkı

İstanbul Avcılar, CHP'nin kalesi sayılabilecek ilçelerden biri. İlçede 15 yıl önce atölye açan bir resim öğretmeni, yıllardır küçük talebelerini taciz ediyormuş. Adam tutuklanınca haber oldu. Medya bir gün üzerinde durdu ve olayı kapattı. Ensar Vakfı sapığını ise aylarca gündemde tuttular. Bu adi adamı iktidara ve bütün dindarlara mal ettiler. Oysa görüyorsunuz bu hastalıklı tipler, her yerde var. Avcılar'daki hadiseyi didiklemeyip bir günde unutturanların Ensar olayında maksatlarının üzüm yemek değil bağcıyı dövmek olduğu böylece ortaya çıktı. Bu arada olayın geçtiği yer Avcılar değil, Sultanbeyli olsaydı? Emin olun bu defter öyle bir günde kapatılmazdı.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.