“Hacı” yeni dönemin işaretini veriyor

CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, iki haftadır göz yaşartıyor. Seçim kampanyasını cuma namazıyla başlattı. "Kur’ân eğitimi aldım. İmam Hatip’e giderken yoldan döndüm. Dedem beni hafız yapacaktı" dedi. "Abdestsiz sokağa çıkmam. Okulda lakabım 'Hacı' idi. Âyet-el Kürsî’yi en çabuk ben ezberledim" diye hava attı. "Muhafazakâr bir ailede büyüdüm. Onun için dindar nesil yetiştirilmesine itirazım yok. Engel olmam. Gereğini yaparız" diyerek güvence verdi. Mitingde ezan okunurken sustu. Sala okunurken kendisini dinleyenleri "O ezan değil sala" diye bilgilendirdi. Dün de Eyüp Sultan Türbesi'ni ziyaret etti. Pekiyi ortada ne görüyorsunuz? Seçmene şirin görünmek isteyen bir adayı mı? Takiye yapan bir siyasetçiyi mi? Milletle dalga geçen bir adamı mı? Ben yeni dönemin işaretlerini görüyorum. Çünkü, laiklik maiklik ayaklarıyla dinî hassasiyetleri ağır basan vatandaşa baskı devri bitti. Bundan sonra toplumun kahir ekseriyetini oluşturan dindarların oyunu, onayını almayan kimse başkan olamaz. İşte bu yüzden parlamenter sisteme dönmek istiyorlar.   Yeni değil eski tavır   Muharrem İnce'nin direksiyonu 'sağ'a kırması CHP için yeni bir şey değil. Bir ara CHP yöneticileri seçmenin Demokrat Parti'ye kaçmasını engellemek için partinin iskeleti olan "Altı Ok"u bile atmayı düşünmüşler, İnönü başbakanlığa dindar görünümlü Şemsettin Günaltay'ı getirmişti. İktidar reçetesi olarak 'Ortanın solu'nu öneren Bülent Ecevit, Konya'da "Ortanın solu Hazreti Muhammed'in yolu" diyecek kadar ayarı kaçırmıştı. Deniz Baykal da çarşaflılara rozet takmıştı.   Adayların performansı   Acayip bir seçim kampanyası döneminden geçiyoruz. Belki vaktin kısa olmasından kaynaklanıyor olabilir ama partileri bu kadar bastırırken görmedim. AK Parti'de bütün adaylar sahada, harıl harıl pres yapıyor. Ve gayrette başı Cumhurbaşkanı çekiyor. Bir bakıyorsunuz makam aracını durdurup sahilde vatandaşlarla sohbet ediyor, bir bakıyorsunuz yurtta gençlerle sahur yapıyor. Bir fakir evinde orucunu açıyor, kâseyi başına dikip çorba içiyor. CHP'nin adayı İnce de hem meydan meydan hem ekran ekran dolaşıyor. FOX'ta, CNN Türk'te, Habertürk'te... Kendini ekranlara çıkarmasını biliyor. Ve hiç şüphe yok, Kılıçdaroğlu'ndan çok daha iyi bir performans sergiliyor. Erdoğan ve İnce sempatik, sıcak görüntüler vermeye çalışırken, Akşener külhanbeyi gibi bir dil kullanıyor. Başörtüsüne karşı tülbendi öne sürerek, aslında "eski Türkiye'ye" selam çakıyor. Bahçeli her zamanki gibi "ağır abi"yi oynuyor. Son ve keskin sözleri söylemeye hazırlanıyor. Sevenlerinin "Bilge başkan" diye lanse ettiği Karamollaoğlu ise "Demirtaş’ın terörle alakası yok" gibi sözlerle kendi kampanyasını baltalıyor.   Akıl küpü Ahmet   İnce ve Kılıçdaroğlu, 10 şehirde ortak miting yapacaktı. Hürriyet yazarı Ahmet Hakan bu durumun "Muharrem İnce’nin parti rozetini çıkarmasının değerini düşüreceğini, İnce’nin CHP tabanına sıkışıp kalmasına katkı sunacağını" yazdı. Ve ertesi gün CHP ortak mitingleri şak diye iptal etti. Neymiş, meydana birlikte çıkmaları İnce'nin tarafsız cumhurbaşkanı adayı propagandasına zarar verecekmiş. Tam bir komedi! Yahu İnce, bildiğimiz Muharrem İnce. Kimi kandırıyorsunuz siz? Rozeti çıkarınca kendisinde bir hafiflik hissetmiş olabilir ama tarafsızlık rozetle olmuyor. A. Necdet Sezer'in rozeti mi vardı? Demirtaş'a ekranda saz çaldırıp baraj atlatan A. Hakan, CHP'ye akıl vermede pek bir hevesli. Bir değil iki değil. Eski yazılarını tararsanız CHP için yazılmış bir ton iksir bulursunuz. Yani Hürriyet'ten ayrılırsa yeri belli...   Seçilmek işte böyle masalardan geçiyor Sosyal medyada dolaşırken karşıma çıktı. Adı Pakize Mutlu Aydemir... AK Parti Balıkesir milletvekili adayı. Manyas'ta bir köy kahvesine gitmiş. Gençler gazeteyi sermiş çekirdek çitliyor. O da ahaliye dâhil olmuş, projelerini anlatıyor. O kadar samimi bir görüntü ki... İşte iktidara giden yol bu masalardan geçiyor.