Filmin sonu belli

A -
A +
Dün Yayın Koordinatörümüz Yücel Koç yazdı. Sözcü gazetesinin "gölge patron"u (künyede ismi yok çünkü) Ertuğrul Akbay, telefonla görüştüğü Koç'a oğlu Burak için büyük korku yaşadığını ima etmiş.
Tutuklama talebiyle hakkında yakalama kararı bulunan firari oğlu ile ilgili yayın yapılmaması ricasında bulunmuş. Daha sonra tekrar arayıp bu sefer "Uğur Dündar hakkında da yazmayın" demiş. "O kadar da değil" cevabını alınca "Ben gazetenin yöneticisi değilim. Zaten beni dinlemiyorlar" diye serzenişte bulunmuş. Vah vah vah! Sözcü yazarlarının 80 yaşındaki adamı düşürdükleri hâle bakın. Ama biliyor musunuz, biz bu filmi daha önce görmüştük. Dinç Bilgin'in başını da kalemşorları yemedi mi? Bilgin "Molotofçu tiplerle gazete çıkarmaya kalkıştım" demedi mi? Aydın Doğan'ın sonunu o köşe yazarları getirmedi mi? Bugün Ertuğrul Akbay'ın kol kanat gerdiği bu adamlar için Aydın Doğan "nankör" dememiş miydi? Onun için bu filmin sonu belli. Hiç merak etmeyin.   'Tür'emiş Sözcü   Türkçe'de bir kaide vardır. -cı yapım eki, eklendiği isme meslek, alışkanlık ve taraftarlık gibi anlamlar yükler. Mesela 'söz'den 'sözcü' türer. Peki 'sözcü'den ne türer? - Ulusal/cı - Darbe/ci - Balyoz/cu - Ergenekon/cu - FETÖ/cü - Dalavere/ci - Yalan/cı - Yaygara/cı - Dümen/ci - Palavra/cı - Fitne/ci - İftira/cı Türer de türer...   Türkiye'nin gündemi   Bir arkadaşımız cenaze için memleketine gitmişti. Cami avlusunda sohbet ederken imam "Köyde yüz seçmen vardı, üç yüze çıktı. Muhtarlık kıymete binince bizim adaylar İstanbul'dan seçmen taşıdı" demiş. Dönüşte bu çarpıcı bilgiyi yazı işleri toplantımızda paylaştı. Araştırmaya koyulduk. Mahmut Özay, hemen muhtar derneklerini aradı. Meğerse adamlar konuşacak yer arıyorlarmış. Kırsaldaki muhtarlar, büyük şehirlerden bölgelerine akın akın seçmen kaydırıyormuş. Haberi manşete çektik. Türkiye, o gün bugündür Türkiye'nin manşetini konuşuyor. Cumhurbaşkanı 'Bu bir işgaldir' diyerek tepki gösterdi. İçişleri Bakanlığı o gün harekete geçti. Araştırma yapıldı. Ve 1,5 milyon kişinin adresini taşıdığı ortaya çıktı. Yüksek Seçim Kurulu, beyan ettiği yerde oturmadığı belirlenen seçmenlerin kaydının dondurulacağını duyurdu. Bazen insan haberin içine düşer ya… Biz haberin içine düştük. Refiklerimizin de manşetimizi görünce dibi düştü.  
İzmir bu övgüye değer mi?   1- "İzmir’deki insanlar daha çok özgürlüklerine, demokrasiye düşkünler. Bu çok doğal bir şey... Özel yaşamına müdahale edilecek kaygısı ön planda gibi görünüyor. Ben bu kaygıyı çok iyi anlıyorum." 2- "İzmir mahallenin en güzel kızı, kim istemez? İzmir Anadolu’nun en güzel kızı, doğuştan en güzel şehri…" 3- "Belediye başkanı olursam İstanbul aidiyetini güçlendireceğim. Mesela bunu İzmir yapıyor. Türkiye’nin her tarafından geliyor. Ama bir buçuk sene sonra 'Ben İzmirliyim' diyor. İstanbul’dakiler Zonguldaklıyım diyor, Kastamonuluyum diyor." Birincisi cümle AK Parti'nin Ankara adayının, ikincisi İzmir adayının, üçüncüsü de İstanbul adayının... Ben bu üç cümleden CHP'nin yönettiği İzmir'de güzel işler yapıldığını anlıyorum. Bu sözler İzmir'i almaya duyulan arzunun bir tezahürü mü bilmiyorum. Ancak şehrin mevcut hâli, bu övgüleri hak etmiyor.  
Oyuna bak oyuna!   * Çin, Uygur Türklerini asimile etmek için bir plan hazırlamış. İslamiyet, Sosyalizme uydurulacakmış. Projenin adını bile koymuşlar: "Çin İslam’ı"... * Berlin'de kilise, sinagog ve caminin aynı binada bulunduğu bir merkez hazırlanıyormuş. FETÖ'nün 'dinler arası diyalog' safsatasının bir ürünü olan projeye Alman devleti 10 milyon lira destek verecekmiş. Ki bu para proje maliyetinin dörtte birine karşılık geliyor. Almanya, geçtiğimiz aylarda 'İslam Konferansı' düzenledi. Diyanet’in çağırılmadığı zirvede domuz eti bile servis edildi. Yani Berlin yönetimi "Alman İslam'ı" oluşturmaya çalışıyor. * Bir süre önce Suudi Arabistan Veliaht Prensi "tüm dinlere açık ılımlı bir İslam ülkesi olacağız" diyerek "Ilımlı İslam"a geçeceklerini duyurdu. Bu hareketiyle Batılı dostlarından bir hayli alkış topladı. Amma zorla amma gönüllü... Müslümanları eritmek ve İslamiyet'e zarar vermek için dört koldan saldırı yapılıyor. Uyanık olmak gerekiyor. Ne var ki, benzer tuzaklar Türkiye içinde de kuruluyor.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.