Moderatör ‘Zeus’

A -
A +
Sözcü yazarı Uğur Dündar'ın 50 yıllık meslek hayatını anlatan bir belgesel film çekilmiş. Yönetmeni de Gökmen Ulu imiş. Gökmen Ulu kim mi? Hani şu 15 Temmuz günü "Sözcü Erdoğan’ı buldu" diye haber yapıp darbecilere ihbarda bulunan muhabir var ya, işte o. Belgeselde neler anlatmış bilmiyorum. Kuvvetle muhtemel Dündar'ın hayatındaki fırıldakları es geçmiş, onu yıkamış yağlamıştır. Zira Uğur Dündar, pohpohlanmaktan çok hazzeder. Yılmaz Özdil kendisini "Televizyonculuğun Zeus'u" ilan etmişti de pek hoşuna gitmişti. Eleştirir ama eleştirilmeyi hiç sevmez. Kalemini, kamerasını silah gibi kullandığı, gizli çekimlerle kurdurduğu tuzak yüzünden bir kişinin intiharına sebep olduğu, cumaya giden öğrencilerin peşine muhabir taktırdığı, yalan testis haberleriyle rejim kavgası çıkardığı vaki olmuştur ama kendini dürüstlük abidesi gibi sunar. Kendi fikrini dayatır ama başka fikirlere tahammül edemez. Sosyal medyada bırakın gazetecileri bakkalı, berberi, börekçiyi bile engellemiş yahu. Ama sorsan hazret gazeteciliğin duayeni; (güvenilir olmayan) anket şirketlerinin seçtiği en güvenilir kişidir. Binali Yıldırım, Ekrem İmamoğlu ile ekranda yapacağı tartışmayı onun yönetmesini isteyince Uğur Dündar yeniden gündem oldu. 'Gazetecilik gurusu’ "Moderatörlüğüm üzerine her iki adaya ve demokrasimize zarar verebilecek birtakım hazırlıklar görüyorum" diyerek teklifi kabul etmedi. Bu işin bahanesi... Zeus, tarafsız sunulan bir programın İmamoğlu'na kaybettireceğini, o kaybettiğinde de faturanın kendisine kesileceğini biliyor.   Seçim içinde seçim Binali Yıldırım ile Ekrem İmamoğlu'nun televizyon tartışmasını sunmaya aday üç talipli var: 1- Didem Arslan Yılmaz 2- Ahmet Hakan 3- Cüneyt Özdemir Bu böyle olmayacak. Seçimden önce, moderatör seçimi yapalım.   Adam oturduğu yerden puan topluyor   Eski gazetelere bakmayı oldum olası çok sevmişimdir. Fırsat buldukça kütüphanelere gider geçmiş okumaları yaparım. Yirmi-yirmi beş yıl öncesinin gazetelerini açıp baktığınızda medyanın Refah Partisine yüklendiğini, Necmettin Erbakan ile arkadaşlarının şeriat düzeni istemek ve Meclis’te DEP ile ittifak kurmak suçlamalarına muhatap olduğunu görürsünüz. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın havaalanlarında VIP salonlarına alınmadığına, karşı mahallenin televizyonlarında abuk subuk ön yargılı sorulara muhatap olduğuna, sözlerinin cımbızlanarak başka yere çekildiğine, hakir görmek için haberlere sadece 'Tayyip' diye isminin yazıldığına, kendisine 'Gürcü asıllı Rum' iftiralarıyla vatandaşın akıllarının bulandırmaya çalışıldığına şahit olursunuz. Ne tuhaf ki bugüne dönüp baktığınızda benzer şeyler CHP'nin İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu için yapılıyor. İmamoğlu HDP ile ittifak yapmakla suçlanıyor, açıklaması kırpılarak yayınlanıyor, haberlerde adı zikredilmiyor, Rum asıllı olduğu ifade ediliyor, videosundan komplo teorileri üretiliyor, VIP salonlarına alınmıyor vs... Pekiyi bu doğru mu? Ayağı yere basmayan iddiaların, gereksiz hareketlerin ve çarpıtmanın, suçlanan kişiyi güçlendirdiğini geçmişte çok iyi gördük. Bunu en iyi AK Parti biliyor. Ama AK Parti medyası, bu tür iletişim hatalarıyla İmamoğlu'nun işini kolaylaştırıyor. Bırakın yaptıklarını ortalıkta görünmemesini bile eleştiriyor, bu vesileyle onu gündemde tutuyorlar. Adam oturduğu yerden bonus topluyor.   Çarpıtmacı gazetecilik   Makam aracı saltanatına acayip kılım. Eski Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, birkaç yıl önce “Bütçenin yüz binde yedisi makam araçlarına gidiyor. Bu çerez parası" demişti. Bir vatandaş olarak çok kızmıştım. Sözcü gazetesi de dün "AKP'li 18 belediyede 502 yönetici, 1.367 makam arabası var" diye bir haber yaptı. Özlem Güvemli imzasını taşıyan haberde İstanbul'daki 18 AK Partili belediye sıralanmıştı. Ama tek bir CHP'li belediye listeye alınmamıştı. Habere göre en çok araç 149 otomobil ile Başakşehir'de bulunuyordu. Söz konusu belediyeye 'Doğru mu bu?' diye sordum. -Bir başkan, beş başkan yardımcısı, 21 müdür; toplam makam aracı sayısı 28, dediler. -Ee diğer 121 araç ne peki? -Engelliler için tahsis edilenler, sosyal hizmet araçları, mühendislerin sahada kullandıkları, servis araçları ve emniyet birimlerine verilenler... Listedeki diğer belediyelerde de durum aynı. Sonra öğrendim ki, muhabir yalanı kabul edip "Böyle bir başlığı haber çarpıcı olsun diye kullandık" demiş. Sözcü, CHP'li Sarıyer Belediyesine bir baksa 231 araçlık hakiki saltanatı görecek. Tabii yerse.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.