Tecrübe ettik ki...

A -
A +
-Elâzığ merkezli 6,8 büyüklüğündeki  deprem Türkiye’nin zor zamanlarda nasıl tek yürek olduğunu gösterdi. -Sınır ötesi operasyonların devletimizin ve sivil toplum kurumlarımızın imkân ve kabiliyetini güçlendirdiğini, afet bölgesinde çok geçmeden ulaşılabildiğini ispatladı. -Sosyal medyanın iyi şeyler için kullanıldığında nasıl faydalı olduğunu ama ağzı lağım kokan provokatörler yüzünden illete dönüştüğünü ortaya çıkardı. -Dağda bayırda çektiğini reklam eden GSM şirketlerinin daha çok çalışması gerektiğini meydana serdi. -Türkiye’yi kentsel dönüşümün ne kadar hayati olduğu gerçeğiyle bir defa daha yüzleştirdi.   Bravo İHA   Kardeş kuruluşumuz İhlas Haber Ajansı 81 ilde bürosu ve bin civarında muhabiriyle yurdumuzda müthiş bir ağa sahip. Ajans kriz anlarında farkını fark ettiriyor. Elazığ depreminde de öyle oldu. İHA fedakâr ve vefakâr muhabirleriyle büyük gazetecilik başarısına imza attı. Felakete dair ilk bilgi ve fotoğraflar İHA’dan geldi. Muhabirler yarım saat içinde 4,5G ile canlı yayın yaparak bütün televizyon kanallarına anbean gelişmeleri aktarma imkânı sundu. İHA’nın drone çekimleri sayesinde yıkılan evler tespit edildi. Kamuoyunu doğru bilgilendirmek bir vatan görevi. İHA bunu hakkıyla yapıyor. Bravo İHA.    
"Çamaşır suyu" haberimiz
 
Geçen hafta Türkiye, Türkiye’nin haberini konuştu. Her şey Uluslararası Dönerciler Federasyon Başkanının muhabirimiz Önder Çelik’e verdiği röportajla başladı. Başkan, sektördeki sahtekârlıkları anlatırken “Son tüketim tarihi geçen ürünleri merdiven altı işletmelere daha ucuz fiyattan veriyorlar. Çok bakteri üremişse çamaşır suyuyla bunları yıkayıp döner yapıyorlar” dedi. Sektörün büyük kısmının merdiven altına düştüğünü ifade etti. Hijyenik takip için Avrupa ülkelerindeki gibi üretimin endüstrileşmesini önerdi.
Tecrübe ettik ki...
Dönercilerin tepe organizasyonunun başındaki kişiden gelen bu açıklama gıda sahtekârlarının devlet tarafından ifşa edildiği şu günlerde vatandaşın büyük ilgisini çekti. Milyonlarca kişi bu haberi tartıştı.
Refiklerimiz de haberimizi kendi özel çalışmasıymış gibi alıp tepe tepe kullandı. 
Takvim gazetesi manşetimizi o kadar sevmiş ki ertesi gün aynı ifadelerle manşetine taşımakta bir beis görmedi...
Fakat büyük alaka uyandıran haberin ısmarlama olduğu iddia edildi. Oysa söz konusu başkan ile hiçbir menfaat ilişkimiz yok ki ısmarlama haber yapalım!..
Nitekim federasyon daha sonra “Röportaj doğrudur, bütün sektörü zan altında bırakacak bir cümle yoktur. Ancak bazı kişilerin günü geçmiş, çöpe gitmesi gereken tavuk etlerini çamaşır suyunda bekleterek döner ve diğer ürünlerde kullandıkları sektör içerisindeki herkesin bilgisi dâhilindedir” diye açıklamada bulundu.
Basının görevi fikirlerin serbestçe dolaşmasını sağlamaktır. Fikri olan konuşur, katılmayan itiraz eder. Nitekim dönerci esnafının da görüşlerini aldık. Zaten kamuoyu dediğimiz şey böyle oluşur. Basına her röportaj verenin demeci ısmarlama haber kategorisine sokulursa, ülkede ne gazete kalır ne televizyon haberi...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.