Köksüzler cumhuriyeti

A -
A +
Cumhuriyet gazetesi dün büyük bir skandalı ortaya çıkardı. (!)
Sağlık Bakan Yardımcısı Halil Erdemir, makam odasının bir köşesine II. Abdülhamid'in fotoğrafını asmış...
Rezalete bak hele!
Kepazeliğe bak!
Gazeteyi yönetenler Erdemir için "O koltukta oturamaz" diye başlık atmış.
Ne de isabet buyurmuşlar...
Zaten...
Gülhane Askerî Tıp Akademisini, Haydarpaşa Numune Hastanesini, Şişli Hamidiye Etfal Hastanesini ve diğer 300 civarındaki hastaneyi kuran da...
Bu coğrafyada ilk kuduz enstitüsünü, aşı üretim merkezini, belediye sağlık teşkilatını, sanatoryumu, kadın hastanesini, doğumevini, veteriner okulunu, eczacılık okulunu, dilsizler mektebini, görme engelliler okulunu açan da...
Hilal-i Ahmer Cemiyetini (Kızılay), Darülaceze'yi, Darüleytam'ı gariplerin hizmetine sunan da Abdülhamid Han değil "Marmaray'ı yapan" Bülent Ecevit idi... Duvara da onun fotoğrafı asılmalıydı.
...
Köksüzler cumhuriyeti
İşe bak! Darbeci Mithat Paşa'nın kurucusu olduğu Ziraat Bankası şubelerindeki fotoğraflarıyla övünenler, sağlık sisteminin babası Abdülhamid Han'dan rahatsız!
Sağlık Bakanlığının Sultan Abdülhamid'in fotoğrafını asması eleştiri konusu değil, aksine bir iftihar vesilesi ve vefa göstergesidir.
Cumhuriyet'in bu yaptığı cahilliktir, küstahlıktır, düşmanlıktır!
İyi ki o koltuklarda sizin gibi köksüzler oturmuyor!
 
Köksüzler cumhuriyeti
Vurkaç medyası
 
Van'da çığ altında kalan 41 kişinin şehit düşmesinin acısını yaşarken kendimizi garip bir tartışmanın içinde bulduk.
Her krizde olduğu gibi...
Olay Habertürk Ankara Temsilcisi Bülent Aydemir'in canlı yayında ortaya attığı bir iddia ile başladı.
Aydemir, 35 kişinin şehit olduğu ikinci çığ felaketinin Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Gülşen Orhan'ın yüzünden çıktığı yönünde bir bilgi paylaştı.
"Birkaç telefon görüşmesi yaptım" diyerek olayı teyit ettirdiğini vurgulayan Aydemir, Orhan'ın Karayolları istasyonundan 4-5 kadar iş makinesini aldığını, olay mahalline gidilmesin denmesine rağmen yola çıktığını, iş makinelerinin gürültü yaparak çığı tetiklemiş olabileceğini söyledi.
Can kaybının yüksek olması Gülşen Orhan'ı hedef yaptı.
Ve iddianın anlatıldığı gibi olmadığı, başdanışman Orhan'ın iki otomobille olay yerine gittiği, bölgeye ulaştığı sırada ikinci çığ felaketinin yaşandığı ortaya çıktı.
Önce Bülent Aydemir "Erkenci bilgi verdiğim için, teyit etmeden erken davrandığım için özür dilerim" dedi. Sonra Habertürk özür metni yayınladı.
Oysa meslektaşımız başta birkaç telefon görüşmesi yaptığını ifade etmişti. Demek ki kaynağın da 'sağlam' olması gerekiyor.
Habercilikte hız önemlidir. 'Herkesten önce duyurmak' gazeteciliğin en önemli düsturudur. Nihayetinde olayları aktarırken hem zamanla hem rakiplerinizle yarışırsınız. Bu uğurda bir takım 'yol kazaları' olabilir. Böylesi durumlarda özür diler, tekzip yayınlar, hakikati söyler, hatayı tolere etmeye çalışırsınız. Bu yaptığınız güven kaybetmek değil, aksine güven tazelemektir.
Fakat muhalif kesimler "Aydemir'in korktuğu ve baskı gördüğü için" özür dilediğini yazdı.
Yani, onlara göre özür dilenecek bir durum yok. Mantıkları bu. Vuracaksın kaçacaksın!
Böyle bir kafa ile toplumsal barışı nasıl sağlayacaksın?
 
 
Sorunun sahibi!
 
Cumhurbaşkanlığı uçağına davet edilen kadın gazetecilerin sayısı artıyor. Her gezide yeni simalar görüyoruz.
Ukrayna ziyaretine katılan TGRT Haber'den Gülden Kalecik ve Yeni Şafak'tan Ayşe Olgun bu isimler arasındaydı.
Cumhurbaşkanı ile yapılan röportajı heyetteki bir gazeteci deşifre edip meslektaşlarına yolluyor.
Son gezide bu işi Gülden Kalecik üstlenmiş.
Kalecik metinde soruların başına kimin sorduğunu da yazmış. Aslında çok da iyi olmuş. Keşke hep yazılsa...
Yazılsa da bazen gazeteciliği sorgulatan 'şaşırtıcı' soruların sahibi kimmiş görsek.
 
Köksüzler cumhuriyeti
Agaya bir navigasyon
 
Türk basını çok kavgalar gördü.
Gün geldi siyasetçiler, patronları meydanlarda hedef aldı.
Ama ne Özal ne Demirel ne Erbakan ne Çiller ne Erdoğan...
Hiçbiri de "Şu kanalı izlemeyin, bu gazeteyi okumayın" diye çağrı yapmadı.
İktidar olup gazetelere el koyma hayali kuran CHP'nin yöneticileri ise CNN Türk'ü boykot etti.
Partililere, programlara katılmama, kanalı izlememe çağrısı yapıldı.
Peki ne oldu? Kanalın Twitter'da takipçi sayısı 5 milyon 150 bin civarındaydı. Boykottan sonra 4 milyon 9 bine indi. Ama o gece kanal, en çok izlenen programa imza attı.
CHP'nin hâli çok dramatik…
CHP Uşak Milletvekili Özkan Yalım önceki gün Meclis'te "Navigasyon, sürücüleri ücretli geçiş garantisi verilen yollara yönlendiriyor" diye açıklama yaptı. Yandaşları balıklama atladı.
Navigasyon bu, en kısa ve açık yolu verir. Paralı yola girmek istemiyorsan ayarlardan kapatırsın.
“Çıkmaz” bir yola girmişler, aranıp duruyorlar. Navigasyon bile bunlara çare değil!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.