Sizi e-Beslemeler!

A -
A +
Amerikan İlerleme Merkezi'nin "Türkiye'nin Değişen Medya Ortamı" raporunda çok çarpıcı bir ifşaatta bulunuldu.
Raporun yayınlanan özet kısmında Gazete Duvar, Bianet veya Medyascope'un Batı tarafından finanse edildiği belirtildi.
Hatta Sputnik Türkiye'nin buna rağmen bunlardan daha çok başarılı olduğundan 'şikâyet' edildi. Bu mecraların haber değil yorum ürettiği ifade edildi.
"Sputnik, Gazete Duvar'ın neredeyse iki katı ve Batı desteği alan çevrimiçi satış mağazaları Bianet veya Medyascope'un üç katından fazla" denildi.
Böylece ilk defa e-Beslemeler Amerikalılar eliyle açıklanmış oldu. Haberi ilk duyuran Star gazetesi T24'ün de bu siteler arasında yer aldığını yazdı.
T24'ün sahibi Doğan Akın hemen itiraz etti. "Evet" dedi, "Yıllar içinde T24'e çok sayıda fon desteği teklif edildi ancak bugüne kadar tek kuruş kabul etmedik."
Daha sonra mal varlığını döktü ortaya, "Fon alan adam 99 model otomobile biner mi?" demeye getirdi.
Tam metinde T24'ten nasıl bahsediliyor bilemiyoruz. Açıklandığında öğreneceğiz.
Fakat diğerleri suspus oldu. Mesela Türkiye'deki ve dünyadaki her olay karşısında 'analiz kasan' Ruşen Çakır, tek kelime etmedi.
 
Alan razı satan razı
 
Amerikan İlerleme Merkezi'nin Türkiye raporunun yazarları ve kaynakları rapor kadar dikkat çekici...
- Birinci yazar; Andrew O'Donohue, Sabancı Üniversitesinde araştırmacı. Ki kendisi raporla ilgili Almanların DW Türkçesine uzunca bir mülakat verdi. "AKP’ye oy veren geniş bir kesim de medyayı artık inandırıcı bulmuyor. Türk basınında gelinen noktanın bir ulusal güvenlik meselesi olduğunu söylüyorum" gibi cümleler kurdu. Adam bizi bizden daha çok düşünüyor! Güler misin ağlar mısın?
- İkincisi yazar; e-Besleme gazetecilerin sık sık görüşlerine yer verdiği Amerikalı Türkiye uzmanı Max Hoffman.
- Üçüncüsü ise çok çarpıcı bir isim. Bir Cumhuriyet yazarının "1990’lardan bu yana ABD dışişleri ve istihbarat çevrelerine Orta Doğu ve Türkiye konularında danışmanlık yapan, Washington Institute’nün kurucularından çok deneyimli bir 'siyasetçi'dir" diye tarif ettiği Alan Makovsky.
ABD'nin Irak'a düzenlediği körfez harekâtında siyasi danışmanlık yapan Makovsky...
Cengiz Çandar'ın "Erbakan’ın darbesiz devrilmesi için en çok bastıran kişilerden biri Alan Makovsky'ydi" diye tarif ettiği; Necmettin Erbakan'ın vefatından dört yıl önce "28 Şubat ABD'li Düşünce Kuruluşu American Insitute'nin Orta Doğu Uzmanı Alan Makovsky'nin hazırladığı Türkiye raporlarıyla ülke dışında ağırlıkla Siyonist çevrelerce planlandı. Türkiye'de 28 Şubat'ı gerçekleştirenler bunun farkında bile olmadı" şeklinde dikkat çektiği aynı Makovsky...
15 Temmuz'dan sonra ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi'nde Türkiye karşıtı oturumu tertiplettiren ve orada konuşma yapan da Makovsky.
CHP'lilerin Amerika'ya gittiğinde görüştüğü de Makovsky...
Alan Makovsky geçmişte raporlarıyla 'alan' açtı...
Bugün de aynısını yapıyorlar.
Beslemelerini ve irtibatlılarını kaynak gösteriyor rapor yapıyorlar, sonra yine onlar vasıtasıyla duyurup kamuoyu oluşturmaya çalışıyorlar.
Neyse ki arada işe yarar bilgiler de paylaşıyorlar...
Fonladıklarını ifşa etmeleri gibi...
 
Reziller güruhu
 
HDP Muş Milletvekili Mensur Işık'ın eşini dövdüğü ortaya çıktı. BBC Türkçe hemen "Kadın karakolda doğru beyan vermediğini söyleyerek şikâyetini geri çekeceğini söyledi" haberini yaptı. Ama Işık, partisinden kesin ihraç talebiyle disipline verildi.
HDP Mardin Milletvekili Tuma Çelik'in iki yıl evvel seçim çalışmalarına katılan bir kadının ırzına geçtiği ve ardından "Yöre halkı benim için ‘Erkektir bir zamparalık yaptı’ der. Ama sen, eşin ve çocukların insan içine çıkamazsınız" diye tehdit ettiği ortaya çıktı.
Cumhuriyet, Tuma Çelik'le ilgili içinde tecavüz geçmeyen bir haber yaparak gazetecilik başarısına imza attı! Tabii tepki üzerine yazmak zorunda kaldı.
Kadının beyanını esas alan Birgün bu sefer "Bir kadının şikâyetiyle hakkında soruşturma açılan HDP’li vekil, partisinden istifa etti" şeklinde yazdı.
Ensar Vakfı'nda yaşanan adi bir vakanın faturasını değil kuruma bütün muhafazakârlara kesmeye çalışan kadın derneklerinin ise gıkı çıkmadı.
Bu vesileyle anladık ki, onlar için mühim olan tecavüz, taciz ve şiddet fiili değil, onu uygulayanın kim olduğu.
 
Benim emsalim
 
15 Temmuz günü Sözcü gazetesi Akşener'in "Danıştay'ın andımız kararı da uygulansın" manşetiyle çıktı. İlk sayfada 15 Temmuz'a dair küçücük bir haber vardı. Ertesi gün ise anma törenlerinden bahsedilmedi ve yine küçük bir Erdoğan haberiyle gün geçiştirildi.
19 Mayıs, 29 Ekim, 30 Ağustos gibi millî günlerde ve bilhassa 10 Kasım'da "Haberi kim ne kadar vermiş" diye sütun santim sayan OdaTv'ye ve arayan ulusalcılara bundan sonra Sözcü'yü göstereceğim, kendi yaptıklarını hatırlatacağım...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.