Keramet kimde?

A -
A +
Muhalif olmaktan bunalan Fatih Portakal “içsel devrime ihtiyacım var” diyerek FOX TV ana haber bültenini sunmayı bırakmıştı. Yerine Selçuk Tepeli’nin getirileceği duyurulmuştu.
Bütün sol kanallar Tepeli’nin ismini duyar duymaz benim geçmişte yazdığım bir yazıyı hatırlatarak “Fatih Selek, Erdoğan’ın uçağına binenlerin listesini çıkarmıştı. Selçuk Tepeli makam uçağına en çok binen ikinci kişi. Erdoğan’ın uçağı ondan sorulur” diyerek ‘tilki harekâtı’ başlattı.
Fakat Selçuk Tepeli’nin reytingleri Portakal’dan farklı gelmedi.
Adamın biri Nasreddin Hoca’ya okuması için bir kitap getirmiş.
“Ama ben okuyamam bu Farsça” demiş Hoca.
Bunun üzerine adam hiddetlenerek “Bir de hocasın, başındaki sarığından utan” diye kızmış.
Hoca bu, durur mu “Keramet kavuktaysa, al tak başına da, oku” diye cevap vermiş.
Meğer keramet Portakal’da değilmiş!..
 
 
Yatay zekâ!
 
Amerika merkezli bir yapay zekâ laboratuvarında ilk yapay zekâ köşe yazarı üretildi.
Hatta GTP-3 adı verilen yapay zekânın ilk yazısı İngiliz Guardian gazetesinde çıktı.
Konuyu veriyorsun, metnin uzunluğunu söylüyorsun, iki dakikada şakır şakır makale döşüyor.
Şu dünyada Kemalizm propagandasından başka meziyeti olmayan, okuruna evirip çevirip aynı şeyleri ‘kakalayan’, partililerden daha partili davranan ‘yatay’ zekâlı köşe yazıları için harika bir buluş.
Gir anahtar kelimeleri, ver coşkuyu. Nasıl olsa alıcısı hazır!
 
 
Hani her şey güzel olacaktı?

Yeni Şafak’ın akademisyen kökenli yazarlarından birinin bir kızı varmış. 
Kız, İstanbul Büyükşehir Belediyesinde çalışıyormuş. 
Yerel seçimde gidip İmamoğlu’na oy vermiş. 
Fakat gelenler hemen maaşını düşürmüş, mobbing uygulamış, ona süt dağıttırmaya kalkmış.
“Hiç istemezdim” diyerek sosyal medya hesabından durumu ifşa eden yazar, “Biz memur insanlarız. Güçsüz insanlarız. Çocuklarımıza iş bulmak kolay değil. Allah’tan korkun” sözleriyle veryansın etti. Örnek, seçimden önce “Her şey güzel olacak” diyerek boncuk dağıtanların yüzünü göstermesi bir yana düşündürücü ve ibretlik bir durum…
Kimin için?
Evvela seçmenini kendinden uzaklaştıran AK Parti için.
Sonra afili sözlere kanan AK Parti tabanı için.
Ve fikren hükûmete yakın olup “Ama kızım size oy vermişti” diyerek perde arkasında aman dileyen bir yazar için…
 
“Le Cumhuriyet!”
 
Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Med7 (AB üyesi güney ülkeleri) liderlerini topladı.
Türkiye’yi tehdit etmek istedi, yaptırım uygulamayı düşündü fakat başaramadı.
Cumhuriyet gazetesinde ertesi gün bir haber çıktı.
“Med7’de Türkiye çatlağı” başlığıyla duyurulan haberde aynen şu ifadeler yer aldı: “Macron, AB içinde ‘güney cephesi’ kuramadı. Sert yaptırım için uzlaşı yok. ABD üyesi güney ülkeleri (Med7) liderler zirvesinden Doğu Akdeniz’de Yunanistan ve Rum yönetimine destek açıklandı ancak Fransa’nın ‘Türkiye’ye sert yaptırım’ çabasına yönelik bir mesaj çıkmadı. Avrupalı diplomatlara göre sert yaptırım uzak ihtimal…”
Adımızı ülkeyi kuran lider verdi, diye övünen Cumhuriyet’in yazdığı bu.
Bırakın küçücük bir tavır koymayı Türkiye’ye yaptırım çıkmadı diye âdeta kahrolmuşlar, Macron güney cephesi kuramadı diye perişan olmuşlar…
Bu satırlardan başka bir anlam çıkmıyor zira.
Bu dil, Le Figaro, Le Monde, Le Point dili…
Gazeteciliğin evrensel ilkeleri vardır. Fakat gazeteci yaşadığı toplumdan, ülkeden ve çıkarlarından bağımsız değildir.
Biliyoruz Frankafonsunuz, Le Monde ile ortak ilave hazırlıyorsunuz ama bu kadar uzun boylu değil.
 
 
Kişiye göre darbe
 
12 Eylül 1980 darbesinin üstünden tam kırk yıl geçti.
Kenan Evren’in hatıralarını okuyorum bu ara.
Anlattıklarına göre, darbeciler yönetime el koymayı ilk 18 Mayıs günü kararlaştırırlar. 11 Temmuz 1980 Cuma gününe tarih belirlerler.
Temmuz ayını seçmelerinin iki sebebi vardır.
Birincisi; Ağustostaki Yüksek Askerî Şûra’da darbeye katılmayanları tasfiye etmektir.
İkincisi de 30 Ağustos’ta görev süresi dolduğu için emekliliğe ayrılması beklenen Deniz Kuvvetleri Komutanı Bülend Ulusu’yu darbeye dâhil etmektir.
Fakat denilen tarihte harekete geçemezler. Bunun da iki sebebi vardır.
Birincisi: CHP, Adalet Partisi hükûmetinin düşürülmesi için gensoru verir. Erbakan’ın Demirel’e sürpriz desteği oyunu bozar! Süleyman Demirel güvenoyu alır. Yeni hükûmete darbeyi millete izah edemeyiz diye düşünürler.
İkincisi: 8-10 Temmuz tarihlerinde Paris’te yapılacak borç erteleme görüşmeleri 22 Temmuz’a ertelenir.
Neticede bekler, 12 Eylül’de yönetime el koyarlar.
…..
Kanlı FETÖ kalkışmasının mimarlarının amacı da aynı olmalı ki temmuz ayını seçtiler.
İlk askerî şûrada darbeye katılmayanlar tasfiye edilecek, YAŞ üyeliğine seçilerek görev süresi bir yıl uzatılan Akın Öztürk emekli olmadan darbe yapılacaktı…
Ama şükür ki, millet bu defa izin vermedi.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.