Savaş Ay ve Fısıltı Gazetesi'nin doğuşu

A -
A +
Yıl 2008, ATV Haber Genel Yayın Yönetmeni olduğum sıralar. Yanıma geldi Kaptan. Dostluğumuz eski. Ben ATV'de Kayıp Aranıyor programının editörlüğünü yaparken, o yan odada A Takımı'nın kaptanı; 1990'lı yıllar.
Yakalandığı gırtlak kanseri nedeniyle yıllardır televizyon ekranlarından uzaktı. Artık sesi çıkmıyor, fısıltıyla konuşabiliyordu. Takvim'de yazıyordu ama o afili, bıçkın, jilet gibi programların Kaptan'ı için ekranlardan ayrı kalmak mümkün değildi.
Ruhu şâd olsun, sigaranın birini söndürüp diğerini yakıyordu. Aramızdaki şu diyalog rutine dönüşmüştü:
"Savaş, burada sigara içmek yasak!"
"Tamam, bu son."
Epey "ne yapabiliriz" diye konuştuğumuzu hatırlıyorum. Savaş bir sabah gelip, "Dünyanın en çok satan gazetesi hangisi" diye sordu? Japonya'daki Yomiuri Shimbun adlı gazete olduğunu söyledim. Başını kaldırıp "cık" dedi; Fısıltı Gazetesi...
Yine yapmıştı yapacağını. Tamamdır Savaş'ım dedim. ATV haber içinde ona 4-5 dakikalık yer ayırdım. Başladı, her defasında müthiş röportajlar, haberler getirdi. Sanki yeniden doğdu. Komik adamdı zaten, "Dediğim anlaşılmazsa alt yazı koyun" diyordu. Çok bilenlerden çok eleştiri aldık. Televizyon haber tekniğine aykırıymış. Ekşi Sözlük yazarları alay ettiler onunla ve benimle.
Ama biz vazgeçmedik. Orada olduğum sürece Savaş devam etti.
Güzel adamdı Savaş, farklıydı. Onu yaşıtlarından ayıran, muhabirliğiydi. Sevgili hemşehrim Kube Nurhan Fidan'ın anlatımıyla "O, hayatın arka sokaklarını, marjinalleri ekran vasıtasıyla orta sınıfla barıştırıp meşrulaştıran, 'oralarda' da 'iyi insanlar' olabileceğine kanaat ettirebilen"di.
Dost canlısıydı, kimse küs kalsın da istemezdi. Beni de bir nedenle bozuştuğum bir arkadaşımla emrivakî barıştırdı. Oradan biliyorum.
Mekânın cennet olsun Savaş.
 



 
Sarıgül, "Kâğıttepeli Kemal" değil
Andy-Ar şimdiden bir anket yayınladı bile. Topbaş %47,4, Sarıgül de %41,2 diyor sonuç.
Ancak hâkim görüş, adaylar netleştikten sonrasına bakmak gerektiği yönünde.
Mustafa Sarıgül şüphesiz istiap haddini doldurmuş CHP seçmeninin üzerine bir tuğla daha ekleyecek değil. Bunun limitini Kemal Kılıçdaroğlu'nun İstanbul adaylığında %37 ile gördük. Bu yüzden hedefinde memnuniyetsiz MHP ve AK Parti seçmeni var.
Bu yüzden kimse Mustafa Sarıgül'ün "Tayyip Erdoğan bir dünya lideridir" demesine şaşırmasın. Gerçi sonradan ulusalcı tabandan gelen tepki üzerine çark etti ama sözü bakidir, emin olun. Onu yakından tanıyanlar bilir. Bu, orta vadeli stratejinin parçası bir taktik. Böylece, CHP'deki ulusalcı-faşizan yapıya alerji duyan hedef AK Parti seçmenine mesaj veriyor Sarıgül:
"Bak ben farklıyım, senin liderini bile överim. Oyunu bana verirsen, seni geçmişte Erdoğan'a oy verdiğin için yargılamam."
AK Parti seçimden yine başarıyla çıkmak istiyorsa yapılacak şey belli. Umarım biliyorlardır.
Kılıçdaroğlu gibi acemi bir Kâğıttepeli yok artık karşılarında.


 
Bakan Fatma Şahin'e yine helal olsun!
Kadın da ve erkek de sonuçta aynı malzemeden. Genel olarak hep mağdur olan kadınlardan bazıları, ellerine imkân geçtiğinde bunu erkekler aleyhine çok rahatlıkla kullanabiliyor. Örneğin velayetini aldığı çocuğu, boşandığı eşine göstermeyerek, onu geçmişe yönelik öfkelerinin intikamını almak için cezalandırma yoluna gitmesi gibi.
Bu durumda kalan erkek icra kanalıyla çocuğunu görebiliyor ama her seferinde de 350 lira civarında para harcamak zorunda. Eğer çocuğu başka şehirdeyse zaman ve maddi kayıp daha da büyük.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin böylesi durumlarda icra kanalıyla görüşü alınan çocuğa adeta "beyaz eşya muamelesi" yapıldığını söylüyor ki elhak doğru.
Şimdi, çocuklarını haftalık görüşme günlerinde babalarına göstermeyen kadınlara ceza geliyor.
Fatma Şahin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın gerçekten hakkını veriyor. O yalnızca kadın ve çocukların değil erkeklerin de bakanı.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.