Komünist Nükhet Duru, Tantan'a karşı

Sadettin Tantan'ı bu kez ne tuhaf ki Nükhet Duru'nun sahneye çıktığı gazinoda yaptığı konuşmayla hatırladık.

Sanatçı, 12 Eylül döneminde bir ihbar nedeniyle gazinodan apar topar Emniyet Müdürü Sadettin Tantan'ın karşısına çıkarıldığını anlatmış. Tantan ona "Sen komünist misin" diye sorunca o da "Nasıl münasip görürseniz" diye cevap vermiş.

Nükhet Duru'yu şöhrete taşıyan şarkılar, Cenk Taşkan, Mehmet Teoman ve Ali Kocatepe'nin besteleriydi. Çok kaliteli şarkılardı ve aralarında soft politik olanları da vardı. Yazar ve Şair Sabahattin Âli'nin Melankoli ve Ben Sana Vurgunum adlı şiirleri üzerine yapılmış besteler, savaşın kötülüklerini anlatan Harp ve Sulh ilk akla gelenler. Sabahattin Âli, Millî Şef İsmet İnönü'nün polislerince komünist olduğu için başı taşla ezilerek öldürülmüştü.

Belli ki bu şarkılar kimi paranoyakların dikkatinden kaçmamıştı o vakit.

Nükhet Duru'yu eskiden talihsiz bir şekilde çektirdiği açık saçık fotoğraf ve filmleriyle tanıdığını sanan günümüz gençlerine Bir İnsan Doğdu, İki Gözyaşı, Hayat Umutla Başlar, Büyüme Çocuk, İyi Oldu Gelmediğin, Aldım Veda Mektubunu, Kaldırımlar, Ressam gibi şarkılarını dinlemesini öneririm. Hemen hepsi başyapıttır müzikte.

Tantan'a dönersek, beni asıl güldüren onun "Götürün, bırakın BUNU aldığınız yere" demesi.

Sanki kayıp, çalıntı eşya. Klasik polis dili budur.

Şifreli, "üstü kapalı" ve şüphe içeren karmaşık analizleriyle farklı bir siyasetçidir Sadettin Tantan. Halen Yurt Partisi'nin lideri. Birkaç kez Ülke TV'de Ersoy Dede'nin "Bıçak Sırtı" adlı tartışma programında karşı karşıya geldik. Epeyce de kapıştık. Bir ara Ersoy'un ettiği laf yüzünden gülme krizine girmiş, zor toparlamıştım.

Ama İçişleri Bakanı olduğu sırada Hrant Dink'in yurt dışı çıkış yasağını iptal ettiren de oydu. Yasağı bir türlü kaldırmayan da İsmail Cem'in başında olduğu Dışişleri Bakanlığı'ydı

Geçen yıl Fas gezisindeyken, başkent Rabat'taki elçiliğimizin verdiği Cumhuriyet Bayramı resepsiyonuna gitmiştim arkadaşlarım Omar Filali ve Eşi Meltem aracılığıyla. Biri geldi yanıma. Tanıştık, meğer oğluymuş ve Tanca'da müteahhitlik yapıyormuş. Bana "Babamı çok sıkıştırdınız" dedi gülerek.

Böylece bu karşılaşmayı da iletmiş olayım Sadettin Bey'e.

Adları şimdilik Çoğulcu Demokrasi Hareketi.

2015 yılındaki seçimlere Çoğulcu Demokrasi Partisi (ÇDP) adıyla girecekler.

Hareketin eş başkanları eğitimci Kenan Kaplan ile iş adamı Murat Özden. Çerkeslerin thamade olarak adlandırdığı sözü dinlenen, saygın kişilerden Mustafa Saadet ile yayıncı Erol Karayel de üye olarak yer alıyor.

Şimdiye dek siyasal partilerin Çerkesleri ciddiye almamasının sonuçlarını çok ağır biçimde yaşadıklarını ifade ediyorlar. Kenan Kaplan "Çerkesler kültür ve kimliklerini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya. Hükümet bize Çerkes televizyonunu bile çok gördü. Onlarca miting, görüşme yaptık. Sesimizi işiten olmadı. CHP için zaten oy deposu olduk" diyor.

Kaplan, hükümetten Çerkeslere pozitif ayrımcılık uygulamasını istiyor.

Hazırlıkları Çerkesler başta olmak üzere Lazlar, Boşnaklar ve Gürcülerin yoğun yaşadığı illere yönelik. Oradan bağımsız adaylar çıkarıp Meclis'e sokmayı hedefliyorlar. Web siteleri de var.

Hayırlısı. Böylece siyasal hayatımıza bir parti daha eklenmiş olacak. Bakalım ÇDH ve ileride ÇDP siyaseti nasıl etkileyecek?

Trafikte geçen saatlerde en yakın dostumuz radyo. Ama hangisi?

Radyoculukta şarkı listesi hazırlamak işin en zor ve can alıcı yanı.

Play List'i iyi kombine edilmemiş, birbiriyle uyumsuz şarkılardan oluşan bir radyo başarısızlığa mahkûm.

Bir de program sunucuları var. İyi bir şarkı listesi, az ve öz laf ile bol müzik başarıyı kaçınılmaz kılıyor.

Herkesin tercihi kendine şüphesiz ama iyi müzik dinlemeyi sevenler için iki önerim var.

Akşamları Radyo Turkuvaz'da 19.00-21.00 arasında Çiğdem İkiz, sabahları da Joy FM'de 06.30-10.00 arasında Ekim Baykara.

Aklınıza gelirse bakın.