Bedelli mektupları ve can yakıcı soru

A -
A +
Hem sosyal medyada, hem de yazılı ve görsel basında yeni bir bedelli kampanyası başladı.Yüz binlerce genç askerlik sınırının 25'e, bedelli ücretinin de 10-15 bine çekilmesini istiyor ve hayat hikâyeleriyle birlikte mektup yağdırıyor gazetecilere.Onlardan birkaç örnek veriyorum aşağıda ama ardından önemli bir sorum olacak."Bizler bu ülke içinde kendi toprağında çalışan, üreten, devletine katkı sağlamaya çalışan gençleriz. Kimimiz evli, kimimiz nişanlı ve çoluk çocuk sahibiyiz. Hayat şartları malum bir de kredi borçlarımız var. Ama bizim asıl derdimiz geride bırakamadıklarımız...""29 yaşındayım. Nişanlıyım ve 3 ay sonrasında düğün plânım var. Onu yarı yolda bırakacağım hissiyle yaşıyorum. Ya beni alır götürürlerse ya nişanlım beni terk ederse diye... Eğer o giderse ben yıkılır yerin dibine girerim...""Kredi ile ev aldım tabii ki katlamalı borcu artık nasıl ödeyebileceksem. Evli kardeşim var ona da maddi yardımda bulunuyorum. Ve ufak bir kardeşim daha var ona da derslerinde yardımcı oluyorum. Benim korkum geride bırakacaklarım.""Ben 2003 yılında annemi kaybettim 2006 yılında mezun olduktan hemen sonra kardeşimin sorumluluğu bana verildi. Dershane üniversite derken mezun oldu bu arada ben de kariyerime devam ettim Yaşım 30 ve evlenmek istiyorum. Neden askerde patates soyayım?""30 yaşında yeni kız çocuğu babası biriyim. En son bedelliden 4 ay ile yararlanamadım. Bu dakikadan sonra askere gidersem eşimden, bebeğimden, mesleki hayatımdan ayrı kalacağım 6 ay ciddi sorunlara yol açacaktır."
ADALETİN BEDELİ
Evet, herkesin hoşuna gitmese de 3 sorum var:1-Acaba hangi genç yukarıda sıralanan sorunlardan birini ya da birkaçını yaşamadı?2-Ama yine de askere gitmediler mi? Üstelik onların kaybedemediklerini kaybetmeyi göze alarak.3-O zaman, adı üzerinde, bedeli ödemek gerekmez mi?Ama tabii bu bedelin makûl olması da fonksiyonel bir çözümün parçası. Belki 30 bin lira fazla gelmiş olabilir ama kusura bakmayın 10 bin lira da değil bu rakam.Adalet duygumuzu kaybetmeden, vicdanları rahatsız etmeden çözüm en hayırlısı.
Sağlık Bakanlığı'ndan aile hekimlerine yeni açıklama   ACİL İÇİN ÖZEL EĞİTİM GEREKLİ ŞART DEĞİL
Aile hekimlerinin hastanelerin acil servislerinde ayda en az iki kez 17.00-24.00 saatleri arasında nöbet yapmasıyla ilgili torba yasa geçen haftadan beri Meclis gündeminde. Dün birtakım değişiklik önerileri verilmiş olacak ve Cumhurbaşkanı'nın imzasına sunulmak üzere Meclis'ten geçecekti. Bugün hep birlikte bilgi sahibi olacağız.Ancak Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı 1. Derece Sağlık Hizmetleri Başkan Yardımcısı Dr. Halil Ekinci yeni bir açıklama gönderdi yayınlarımız üzerine. Özellikle tarafsız duruşumuz için teşekkür ediyor. Ben yine özetleyerek paylaşıyorum dikkat çektiği noktaları.1-Pratisyen hekimler; farklı özellikler gösteren tüm sağlık hizmet birimlerinde çalışmaktadırlar. Esasen tıp fakültelerinde aldıkları eğitim ile pratisyen hekimler bu görevleri yerine getirecek asgari bilgi birikimine sahiptirler. Bu çerçevede hastane acillerinde hizmet vermek için özel bir eğitim almak gerekli (şart) değildir. Acil uzmanları elbette tercih sebebidir. Ne yazık ki henüz bunların mevcut sayıları ülkemizin ihtiyacını karşılamaktan çok uzaktır.2-Aile hekimleri 2010 yılından beri E2 ve E3 olarak adlandırdığımız entegre hastane hizmet birimlerinde acil sağlık hizmeti vermektedirler. Bugüne kadar ciddi bir problem yaşanmamıştır. Halen diğer hastane acillerinde de çalışan hekimlerin yüzde 80'inden fazlası pratisyen hekimlerdir.3-Hollanda, Almanya ve Danimarka gibi bazı Avrupa ülkelerinde de aile hekimleri hastane acillerinde yeşil ve sarı alan hastalarına bakmaktadır.4-Kanun çıktıktan sonra çıkacak yönetmelikle ilgili tüm taraflarla istişarede bulunacağımızı belirtmek isterim.5- Aile hekimlerini sağlık hizmetinin bütünü içerisinde değerlendirmek, hizmet kurgusunu bir bütün olarak yapmak sorumluluğundayız.6-Bizim önceliğimiz her zaman vatandaşlarımızın mümkün olan en iyi sağlık hizmetine ulaşması olmuştur. Akl-ı selim ile düşünen aile hekimi arkadaşlarımın da beni anladığına inanıyorum. Yapılacak düzenlemeyle endişelerinin yersiz olduğunu anlayacaklardır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.