İHD DEĞİL, PKK HAKLARI DERNEĞİ

A -
A +
Ceylan Özerengin eski bir gazetecidir. Çılgın bir kadındır. Bu özelliği nedeniyle de basında çok barınamadı. Sonra Amerika'ya gitti, evlendi ve geri döndü. Şimdi ne yapıyor bilmiyorum.
Ceylan aktif gazeteciliğini sürdürürken aniden İnsan Hakları Derneği(İHD)yönetimine girdi.
1990'lı yıllar... Çalkantılı bir dönemdi; Faili meçhuller, suikastlar, katliamlar...
Bendeniz ise Güneş gazetesinde muhabirdim o sıra. 18 Şubat tarihli yazımda (https://turkiyegazetesi.com/fuat-ugur/578290.aspx) detaylı olarak okuyacağınız üzere trajik bir olayın kahramanı; Necmettin Çoban adlı bir gençle ilgili olarak Ceylan Özerengin İHD'yi harekete geçirmeyi başarmıştı. Zor olmuştu bu. Çünkü PKK'lı olmayan "sıradan" bir muhasebeci Necmettin'in solcu geçmişi bile yoktu. Haliyle bu kadar ilgiye mazhar olması beklenemezdi İHD nezdinde.
Necmettin'in yaşadıkları, çok can yakıcı. Ölümü bile yalnız oldu.
Uzun hikâye.
Neyse, daha sonra Ceylan'a çeşitli kereler bir öneride bulundum. Bilmiyorum hatırlar mı?
"Kürt meselesinde insan hakları ihlalleri büyük bir mesele. Ancak PKK'nın kanlı eylemleri devam ettiği ve siz de sadece devlet teröründen zarar görenlere odaklanıp PKK'nın katlettiği insanlara, askerlere, masumlara ve bebeklere gözünüzü kapattığınız sürece halk nezdinde bir inandırıcılığınız olmayacak. Gel İHD yöneticilerini ikna et. Tıpkı öldürülen ve eziyet edilen Kürtlere gösterdiğiniz hassasiyeti PKK'nın katlettiği insanlardan da esirgemeyin. Örnek, askerlerin ailelerine taziye ziyaretinde bulunmak, PKK mağduru sivillerin sorunlarını dillendirmek gibi. Emin ol çok geniş bir halk kitlesinde itibarınız artacak."
Ceylan, hakkını yememeliyim bu önerimi olumlu karşıladı, yönetimle paylaştı ama hiç ilgi görmedi.
İHD daha çok PKK'lılar ve solculara yönelik insan hakkı ihlallerine odaklandılar. Yok muydu? Vardı tabii ama ya askerler, görevliler, "devlet işbirlikçisi" diye öldürdükleri köylüler, bombalarla katledilen masum insanlar, bebekler. Bu yüzden hep bir ayağı topal kaldı ve itibarlı bir kurum olamadı.
Umudumu çoktan kestiğim için açıkçası merak edip bakmamıştım PKK'nın 6-7 Ekim katliamı ve yağmasıyla ilgili İHD raporuna. Yıldıray Oğur önceki günkü yazısında bahsedince elime aldım ve baştan sona okudum. Dili ve içeriği, raporun "Kandil'in Halkla İlişkiler Departmanı" tarafından hazırlandığını düşündürtüyor. Algıları çarpıtmaya yönelik olarak "protestolar"ın "haklı sebeplerle" yapıldığı ispat edilmeye çalışılıyor. Her fırsatta devlet yetkililerine çakılırken, sokakları kan gölüne çeviren HDP ve PKK yöneticilerine bırakın eleştiri, serzeniş bile yok. Hani insan "dostça bir sitem"de bulunur değil mi? Ara ki bulasın.
Rapora göre polis, "sivil faşist güçler" ve uydurulmuş olduğu açıkça belli olan "paramiliter ve Hizbulkontracı" gruplar insanları vuruyor ama PKK'lılar sadece masum gösterici. Başları taşlarla ezilen Yasin Börü, Hasan Gökçe ya da Ahmet Dakak gibi vahşice katledilen onlarca kişi için de neredeyse ecelleriyle öldüler demeye getirilmekte.
Adı insan hakları olan bir derneğin, özellikle böyle bir olayda tüm mağdurlarla, emniyet yetkilileriyle, çok geniş yelpazeden tanıklarla, STK temsilcileriyle konuşması, bilgileri karşılaştırması, teyidlerini alması ve gerekli düzeltmeleri yaptıktan sonra raporunu bir tarafı temsil etmeden, nesnel verilerle soğukkanlı ve mesafeli bir yazı diliyle hazırlaması gerekmez miydi?
Peki, o zaman ben tüm taraflılığı ve seviyesizliğinin yanı sıra yalapşap hazırlanan raporda yer verilmeyen bir bilgiyi paylaşayım; İHD raporuna göre karşıt görüşlü protestocular arasında çıkan çatışmada ölen Yasin Börü'yle ilgili otopsi raporunu:
Yasin Börü(16): "Baş ve yüz kısmının kafatası ve yüz kemiklerinin kırılmasına bağlı 'deforme' görünümünde olduğu görüldü. Vücutta yanık ve is bulaşıkları ile 15 adet kesici ve delici alet yarası tespit edildi. Bu yaralardan ikisinin ölümcül olduğu saptandı. Ölüm gerekçesi de Künt kafa travmasına bağlı beyin travması, beyin doku harabiyeti ile kesici alet yaralanmasına bağlı iç organ yaralanması ve iç kanama."
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.