Melen’deki çatlaklar, gün gelir herkesi tırmalar

A -
A +
Pek çok hararetli konu arasında kaynayıp gidiyor ama Şair Orhan Veli’den mülhem söyleyelim:
“Bu güzel havalar bizi mahvedecek!..”
Kamuoyu araştırma şirketleri ilgilendi mi bilmiyorum. İstanbullular son birkaç aydır, en çok sıcak ve yağışsız giden havaları konuşuyorlar.
Neden?
Eğer böyle giderse İstanbul’u önümüzdeki yaz büyük bir susuzluk felaketi bekliyor da onun için.
Unuttum kaç kez uyardığımı.
AK Parti’nin ve devletin İstanbul ile ilgili izlediği yol yanlış.
Hem siyaseten, hem de iletişim bakımından.
Ekrem İmamoğlu’nun devlet bankalarından kredi alamaması ve yurt dışındaki bankalardan metro yapımı için kendisine patır patır kredi yağması konularına girmeyeceğim bile. Batı’nın ona sonsuz kredisi var, malum.
 
SUSUZLUK FELAKETTİR VE DEVLETİN SORUNUDUR
 
Son tahlilde susuzluk metrodan önce gelir. Ve Susuzluk tehlikesi her türlü siyasetin de üzerinde.
Bu konuda ağızdan çıkan her yanlış söz, karşıdaki becerikli algı operatörleri tarafından hızla, yine bumerang etkisiyle size döndürülür.
Eğer siz “İstanbul’un üç aylık suyu kaldı, bakalım ne yapacaksın?” derseniz, o da çıkar “Ben gelmeden önce İstanbul’da 2040 yılına kadar su sorunu kalmadığını söylüyordunuz. Dolayısıyla bu olası susuzluğun muhatabı ben değilim. Konuyu açmayacaktım ama madem açtınız söyleyeyim. İki ay evvel Melen Barajı inşaatına gittim ve inceleme yaptım. İnşaat durmuş çünkü baraj gövdesinde çeşitli aralıklarla yaklaşık 20 metrelik çatlaklar var” der.
Nitekim dedi bunu Ekrem İmamoğlu ve Melen Barajı'nın gövdesindeki ÇATLAKLARIN fotoğraflarını İBB meclisinde tek tek gösterdi.
 
ERDOĞAN NE DİYEBİLİRDİ?
 
Bunun yerine Sayın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan çıkıp “Melen Barajı'nın yapımı 2018 yılında bitecek ve barajda su toplanmaya başlanacaktı. Bunun içindir ki İstanbul’un 2040 yılına kadar su sorunu kalmadığını söyledik. Lâkin inşaat bitti ama baraj gövdesinde birtakım teknik hatalar nedeniyle çatlaklar oluştu. Şimdi baraj gövdesi için çıkaracağımız tahsisatla tadilata başlanacak ama bu arada İstanbul’u susuz bırakmamak için de devlet olarak her şeyi yapacağız” deseydi, inanın Ekrem İmamoğlu’nun bu konuyu kanırtarak puan toplamasının önüne geçilmiş olurdu.
İBB Meclis Grup Başkanvekili Tevfik Göksu geçtiğimiz hafta ne güzel söyledi mecliste:
“Kâinatta her şeyin bir gerçekliği vardır. İnşaatlar da bazen erör verir. Melen Barajının ana gövdesinde çatlaklar olunca tadilat projesi yapıldı. Bu sıkıntı giderilecek...”
Hepsi bu. Belli ki yanlış bir statik tercih var ortada.
Melen 4 aşamalı bir proje. İkinci ve üçüncü İsale hatlarının döşenmesi sayesinde İstanbul’a günde 700 bin metreküplük su pompalanmakta. Bu da İstanbul’da günlük tüketilen suyun yaklaşık dörtte birine tekabül ediyor.
Tayyip Erdoğan Melen isale hatlarını yaptırdığında İstanbul’un nüfusu eğer sabit kalsaydı, bugün su sıkıntısından daha az söz ediyor olurduk. Ama ne yazık ki nüfus tam 4,5 milyon arttı o tarihten beri.
 
MİLYARLARCA LİRALIK KAYBIN FATURASINI KİM ÖDEYECEK?
 
Az değil, toplam 9 milyar liralık bir yatırımdan söz ediyoruz.
İhale 2012 yılında 234 milyon lira bedelle Ece Tur İnşaat adlı şirkete verilmiş. Barajın yüksekliği 124, uzunluğu da 945 metre. Depolama hacmi ise yaklaşık 900 milyon metreküp. Tabii bu kadar su biriktiğinde İstanbul’un bırakın 2040’ı, 2070'e kadar bile su problemi kalmaz.
Baraj gövdesi inşaatındaki teknik hata her neyse, oluşan kaybın parasal bir faturası var. Sorumlusuna bedeli ödettirilmeli mutlaka. Gövdesi silindirle sıkıştırılmış betonla inşa edilmiş, yığma taş olmalıymış vs. Sonuçta MELEN’DEKİ ÇATLAKLAR gün gelip kendini göstermiş.
Bu konuda epey yazmış, dönemin bakanı Veysel Eroğlu’na da “Ne oldu baraj?” diye sık sık sormuştum. Çünkü kendisi 2016 yılının 7 Aralık günü saat 14.59’da (Saat de vermişti) Melen Barajı’nın açılacağını ve su tutmaya başlayacağını duyurmuştu.
Baraj açılmadı ve o SAATTEN sonra da Veysel Eroğlu sırra kadem bastı. Ona Twitter hesabından ulaştım ama cevap verme lütfunda bile bulunmadı.
Dedim ya iletişim çok önemli.
 
İMAMOĞLU’NU HAFİFE ALMAYIN VE BU KISIR TARTIŞMADAN ÇIKIN
 
Ekrem İmamoğlu’nun dediğine göre Melen Barajı’nın parasını zaten İstanbullular ödüyor. Çünkü harcanan para için 30 yıllık ödeme planıyla İSKİ borçlandırılmış.
Öte yandan Tevfik Göksu “Tadilata başlanacak” diyor. İmamoğlu da DSİ Genel Müdürlüğü’nün baraj gövdesinin tadilatı için gereken parayı bütçeye almadığını ve onaylamadığını ileri sürüyor.
Bu kısır tartışmadan derhâl çıkılması, ne yapıldığının ve gelecek planlarının açıklıkla en üst düzeyde ortaya konması gerekir.
Tekrar söylüyorum. Barajlarda su kalmazsa İstanbul’da su yok demektir.
Susuzluk hastalıktır, felakettir.
Yaşanacak felaketin de iki sorumlusu olacaktır. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Hükümet.
Eğer İstanbulluların susuzluk nedeniyle bir kaos yaşayıp İmamoğlu’na verdiği oydan dolayı pişman olacağı düşünülüyorsa baştan söyleyeyim aklınızdan bile geçirmeyin.
İmamoğlu ise Belediye Başkanı sıfatıyla temelinde ne olursa olsun, sorunu çözmekle mükellef olduğunu bir kenara bırakıp, hiçbir proje üretmeden, çaba göstermeden propagandaya ve algıya yatarsa halktan hiç ummadığı Osmanlı tokadını yer.
Tekrar söylüyorum, SARI ALARM!
Kimse, kimseyi hafife almasın.
çatlaklar gün gelir herkesi tırmalar.
Bu yüzden benim ilk çağrım Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’a olacak.
Meseleye ACİLEN el atmalı.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.