Namussuzluğu boynunda şeref madalyası gibi taşıyanlar

A -
A +
Bir tiyatrocu Arnavutluk’ta çekilmiş bir deprem görüntüsünü paylaşıyor. Enkaz altında kalmış bir kadın ve başında çaresizce bekleyen bir köpek.
Üzerine de “2020 Elazığ” diye yazıyor hayâsızca.
Gazeteci kılıklı karanlık tip, sırf Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın gelişine denk gelsin diye enkaz altındaki kadının AFAD tarafından bir saat bekletildiğini yazıyor utanmazca.
Reklam yüzü, depremin büyüklüğünün 6,8’den 6,5’a revize edildi yalanını söylüyor bölge halkı vergiden muaf olmasın diye. Zehrini kusuyor ama yalanı ortaya çıkınca özür bile dilemiyor. Kötülük habis bir ur gibi beyninde.
Muhalif partinin Genel Başkan Yardımcısı Şanlıurfa’da tadilattaki bir hastanenin fotoğrafını "Hastaneler bile yıkıldı” diye paylaşabiliyor.
Elazığ’da sabahtan akşama kadar Ekrem İmamoğlu’nun yanından ayrılmayan biri, öncesinden kameraların karşısına geçip sanki depremden zarar görmüş bir vatandaşmış gibi “Ekmek yok, çadır yok vb.” muhabbeti yapıyor.
Diğeri oradaki Meral Akşener’in yanına gidip “Bizim mahalleye yardım gelmedi” diyor kameraların orada olduğunun farkında. Sonra Meral Akşener’in kulağına eğilip “Ben sizin elemanınızım” diye fısıldıyor.
“Sanatçı, sinemacı, ekonomist” geçinenler deprem vergilerini soruyor.
 
AL SANA DEPREM VERGİLERİ
 
Şimdiye kadar elde edilen 65 milyar liralık deprem vergisi geliriyle neler yapıldığı tek tek sıralandı...
Yalnızca TOKİ’nin 80 bini aşkın (80.321) konut yaptığı anlatıldı.
Gölcük-Düzce’de 42 bin 587
Van-Erciş’te 17 bin 222
Bingöl’de 2857
Kütahya-Simav’da 1000
Afyon Dinar’da 784 konut.
Konut dışında yol, su-elektrik-gaz şebekesi, okul, cami, sosyal donatı alanı, arıtma tesisi, karakol, hasarlı yapılar için konut yardımı, depremde evi hasar görenler için kira yardımı, faizsiz uzun vadeli ev kredileri ve diğer tüm ayni yardımlarla birlikte harcanan para 110 milyar lirayı geçti.
 
GÖLCÜK DEPREMİNİ VE O ÇARESİZ, ZAVALLI DEVLETİ HATIRLA
 
17 Ağustos 1999 gecesi, Gölcük...
Ortalık ana baba günü. Taş taş üstünde kalmamış âdeta. O kadar şiddetli. Hayatını kaybeden on binlerce insandan söz ediliyor.
Tam bir buçuk gün sonra Başbakan Bülent Ecevit’in ünlü konuşması:
“Türkiye’nin bazı bölgelerinde çok ağır bir depremin yer aldığı anlaşılıyor. Birçok yerle telefon bağlantısı kolay kurulamadığı için, bazı yerlerle hiç kurulamadığı için henüz yeterince ayrıntılı bilgi alabilmiş değiliz. Depremin özellikle Kocaeli ve Sakarya’da yoğunlaştığı ve İstanbul’da etkili olduğu anlaşılıyor. Çalışmalar ortalık aydınlandıktan ve iletişim olanakları sağlandıktan sonra yoğunlaşmaya başladı. Haber aldıkça sizi bilgilendireceğiz...”
Yüz yıl değil, sadece 20 yıl önce bu.
Bir de şimdi geldiğimiz yere bakın.
 
ÜLKENİZLE VE DEVLETİNİZLE GURUR DUYUN
 
AFAD, UMKE, KIZILAY, hastaneler, polis ve jandarma teşkilatları, belediyeciler ve sivil toplum kuruluşları inanılmazı başarıyorlar ve depremde nasıl organizasyon yapılır, dünyaya ders veriyorlar.
Gece saat 22.00’den itibaren kurulan jeneratörler, tam donanımlı kıyafetler, cihazlar ve makinelerle çalışıyorlar.
Anında oraya giden İçişleri, Sağlık ve Şehircilik Bakanları…
İletişimde tek bir kesinti yok.
Televizyonlar anında, zaman geçirmeksizin canlı yayında.
Ve dün: Kimse aç ve açıkta değil. Herkese yatacak yer hazırlandı.
Enkaz altından sağ olarak 45 can kurtarıldı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu açıklıyor, hasarlı, orta hasarlı ve az hasarlı evlerin sayılarını. Korkulduğu kadar yok ama yine de yüzlerce evden söz ediyoruz. Hasarlı olup da yıkılacak evler için 41 bin lira yardım yapılacağını açıklıyor. Bu arada kira yardımları ve destek paraları ayrı başlıklar.
Tekrar Gölcük depremi sonrasına dönelim.
O zaman bugünkü değeriyle toplanan 1 milyar liraya yakın yardım parasının 500 milyon lirasıyla memur maaşlarının ödendiği bizzat o dönemin yöneticileri tarafından açıklanıyor.
Kıyaslama yapmıyorum, kıyas kabul etmez.
Bence Türkiye ve devletiyle gurur duyun.
Çünkü hak ediyorlar.
 
 
Fairy Tale ve cadısı
 
Fairy “Peri” demek.
Fairy Tale de Peri Masalı.
Batı kaynaklı “Peri Masalları” çocuklara pembe hayaller kurdurur. Özellikle de kız çocuklarına. Onlar için periler, olmasını istedikleri her şeyi oldurur, en zor zamanlarda yetişir ve onlara yardım eder.
Hele beyaz atlı prens.
O mutlaka periler tarafından “İşte senin aradığın kız bu” diye ayaklarına getirilecektir. Ne kadar parasız ve fakir olsalar da bir prens mutlaka vardır. Külkedisini hatırlayın.
Böylece, çocuklar fakir ve yoksul kalmamak için çalışıp üreterek var olmak, hayata tutunmak yerine, bir gün ona da masallardaki gibi bir piyango çıkacağını umut ederler.
Batı kapitalist sistemi çok iyi bilir ki bu tür peri masallarıyla hayal dünyalarını biçimlendirdiği kız çocukları büyüdüklerinde en büyük tüketicileri olacaktır.
Bu kız çocukları gerçek hayatla yüzleşip, kendilerini evde bulaşık yıkarken bulduklarında, küçüklüklerinde anlatılan peri masalı karşısına bir deterjan olarak çıkar. Ansızın ve parıltılar eşliğinde bir Fairy, elinde yıldızlı asası ve deterjanla imdada yetişir.
Işıl ışıl, köpük köpük, amman ha, “Prenseslerinki gibi yumuşacık elleriniz” tahriş olmasın.
O hâlde şarkı başlasın; Working Late Tonight…
Masada boş bardaklar
Kirlenmiş tabaklar
Çoğalıyor önümde, bitmesin sabaha kadar
Yakmıyor elimi artık bu kaynar sular
Yoruldukça kaybolur acılar
E tabii reklam yüzü de lazım, Peri gibi olanından. Tanınmışlıkta hâllice, boyalarla halledilmiş sapsarı saçları, akça pakça yüzüyle pamuk helva gibi bir kadın seçilir.
Fairy’nin, yani Peri’nin ayakçısı olarak deterjanı size ulaştırır.
Ama biz, güler yüzlü ve tatlı dilli bu ayakçı Peri’nin ruhundaki kötülüğü uzun süre fark edemeyiz. Küpünü doldurup biti kanlandıkça, içindeki kötülük cadısı zuhur eder ve zehrini akıtmaya başlar.
İnsanları ve ülkesini aşağılar, akla hayale gelmedik iftiralar atar, insanların dini duygularıyla alay eder.
Neyse, ben sadece çok merak ediyorum.
Tüm bu kötülük dolu sözler, “İyilik Fairy”si ile bu “Kötülük Cadısı”nın ortak noktası mıdır?
Bilelim yani.
 
Fuat Uğur'un diğer yazısı
Fairy Tale ve cadısı
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.