FETÖ’deki isyan: “Cemaat öldü, cenazesi artık defnedilsin”

A -
A +
Hainlik kumar gibidir ve sonunda kaybeden hep bellidir.
Çoluğunun çocuğunun nafakasından kesip kumara yatıranları motive eden tek şey, kısa yoldan voliyi vurup, bir çırpıda zengin olmaktır.
Kumarbaz, bu alışkanlıkla sadece kendine değil, ailesi dâhil herkese ihanet eder. Varsa malı mülkü bitirene dek, elinde ne var ne yoksa satıp savarak, oynar da oynar ama sonunda hep masa kazanır.
Çok nadir olarak bir kumarbazın kumarda kazandırılması ise şeytanın cehennem için düzenlediği cafcaflı vitrinden farksızdır. Kazanan yeniden başlar. Zaten müptezellik böyle bir şeydir. Sonuçta su testisi su yolunda kırılacaktır.
Hainlik de aynıdır. Kumara eli alıştırılan her geri zekâlı gibi önce küçük küçük kazandırılır, heveslendirilir.
Kumar masalarında “Gel gel” denir buna.
Türkiye, ihaneti bir kumar olarak alışkanlık hâline getiren siyasetçileri ibretle izliyor son yıllarda. Karakter olarak düşkün olanlar, uluslararası çapta masayı kuranlar tarafından satın alınıp, onlara ülkelerini satmaları karşılığında ikramiye vadediliyor.
İkramiye “Kontrollü İktidar” tabii.
Hâlâ farkında olmadıkları ise Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin o masayı çoktan devirip yeni bir hak ve adalet masası kurduğu.
Siyaset kadar, iş dünyasında ve medyada da var o isimler.
Rol modelleri FETÖ.
FETÖ, dünya tarihinde ülkesine ihanette master yapmış en korkunç örgüt. Şimdi ne yazık ki bu iblisin açtığı yoldan ilerleyen bir muhalefet ve medyası var.
Önceki gün Ümit Akdemir ile konuşuyordum. Bana bir bilgi aktardı yine. FETÖ’nün Multicultural Mosaic Foundation adlı “Diyalog” örgütü Ermeni Soykırımı’nı kabul etmiş. Resmî açıklamalarını da yakında yayınlayacaklarmış.
“Vay be, bunu da yaptılar demek” dedim şaşkınlıkla. Ümit “Hainlik kumar gibidir Abi” dedi.
Yani, yukarıdaki laf Ümit’e ait.
 
MUSTAFA ÖZCAN’IN TORUNU DA YAKALANDI, İHBAR PENSİLVANYA’DAN
Hainlik diyoruz ya, şimdi birbirlerine ihanet ediyorlar.
Çarşı karıştı.
Son zamanlarda Avrupa merkezli FETÖ’cülerin iyice su kaynatmalarından anladık bunu. Birkaç haftadır Mustafa Özcan ve ekibinin medya kalemşorları ve YouTuber’ları Cemaat’in FETÖ’ye dönüştüğünü anlatmaya başladılar. Ankara’da Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığında gazetecilik yapmış olan FETÖ’cülerden Ahmet Dönmez, peş peşe yayınladığı iki videoda “Soruları nasıl çaldık” başlığıyla, yapılan hırsızlığı tek tek anlatıp “öz eleştiri” gerektiğini söylemekte.
Kavga giderek büyüyor. Hep bu sütunlarda okuyorsunuz ama son günlerde salvoların dozu giderek artınca “Ne oluyor” dedik ister istemez.
Derken dün öğrendik. Mustafa Özcan’ın oğlu Enes Özcan’dan olan torunu Enis Özcan da tutuklanmış.
Biz dün aldık bilgiyi ama tutuklama, esasında 13 gün önce yapılmış. Tabii onlara haber anında uçmuş. Tepkilerin ve saldırıların altındaki etken bu.
Peki, ihbar nereden? Emniyet istihbarat bu konuda sadece imada bulundu. Gelen bir ihbarı değerlendirdiklerini ve üzerinde yaklaşık on gün çalıştıklarını ifade ettiler.
 
“HAKAN FİDAN OPERASYONU CEMAAT’İN SİYASİ İNTİHARIYDI”
Anlaşılıyor ki Fetullah Gülen, kendisini yok edeceğine inandığı rakibi Mustafa Özcan’ın tüm sülalesini yakalatmak için ihbar mekanizmalarını gümbür gümbür çalıştırıyor.
İşte bu tutuklanma Özcan ekibinin elini iyice kolaylaştırmış olmalı. Yalnızca “Soruları çalarak devletin tüm kadrolarına sızdık” itirafı yapılmıyor. Ahmet Dönmez aynı zamanda Hakan Fidan operasyonunda da çok pis bir oyun oynandığını ifade ediyor ve “Hakan Fidan operasyonu Cemaat açısından siyasi bir intihardan farksızdı” diyor.
 
ÖZCAN’IN EKİBİNDEN DÖNMEZ:
DARBE GÜLEN’İN BİLGİSİ DÂHİLİNDE YAPILDI
 
Dönmez, daha da ileri giderek hep inkâr ettikleri 15 Temmuz darbesinin Fetullah Gülen’in bilgisi dışında yapılmadığına inandığını söyledi ve şöyle dedi:
“Elimde somut delil yok. Velev ki Gülen’in haberi yoktu. Ama sonrasında ne oldu ben ona bakarım. Her şeyiyle sahibi olarak göründüğünüz çekirdekten alıp bu noktaya getirdiğiniz hareketin yerle bir edilmesi durumuyla karşı karşıyayken, en yakınındaki insanların yalanlarının manipülasyona yol açtığını tespit etmişken, hesap sorma mekanizmasını çalıştırmaz ve tavırsızlık içine girerseniz ve tabanınızı şeffaf biçimde bilgilendirmezseniz sonuç bu olur. Susmak kabullenmektir.”
Evet, Mustafa Özcan’ın adamı Ahmet Dönmez bu gerçekler karşısında Cemaat Tabanı diye tanımladığı kitlenin ruhsal hâlini, gerçekleri görmek istemeyen patolojik vakalara benzetiyor:
“Cemaat artık defnedilmelidir. Ölmüştür ve öldüğü gerçeğiyle yüzleşmeliyiz.”
 
"GÜLEN'İN LİDERLİĞİ ARTIK TARTIŞILMALI"
 
Dönmez bunu, bazı hastalıklı kişilerin çok sevdikleri yakınlarının ölümünü kabullenmeyip travmatik biçimde onları günlerce evlerinde ya da buzdolabında saklamasına benzeterek şöyle noktayı koyuyor:
Bu “Ölüyü diriltme çabası” diye tanımlanan tarifi, firari terörist Emre Uslu da yayınladığı videoda destekleyip “Cemaat’in beyin ölümü gerçekleşti” demişti malum. Emre Uslu artık Fetullah Gülen’in de liderliğinin tartışmalı hâle geldiğini ifade edecek kadar olayı büyütmüş durumda.
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.