FETÖ’nün bavullar dolusu altınları ve bir ölüm tehdidi arasındaki tuhaf ilişki

A -
A +
 
Şimdi size çok acayip bir soru:
FETÖ’nün ananas adı altında Türkiye’ye bavul bavul altın getirip, firari Akın İpek’in Koza AŞ adlı altın şirketi vasıtasıyla aklatmasıyla, benim ölümle tehdit edilmem arasında ne tür bir bağlantı olabilir?
Bu sorunun cevabını birkaç gün öncesine kadar inanın ben de bilmiyordum.
O hâlde cevabı nasıl bulduğumu size de anlatayım.
Geçen gün büyük bir tesadüf eseri eski Star gazetesi Muhabiri Kemal Gümüş’ün 15 Kasım 2016 tarihli “Ananaslar 24 Ayar” başlıklı haberi yeniden önüme geldi.
Daha önce haberi okuyup “Vay canına” demiştim pek çok kişi gibi.
Bu haber, itirafçı olan “Deniz” kod adlı FETÖ’cü iş adamlarının örgütlendiği Genç Afrikalı İşadamları Derneği üyesi bir gizli tanığın, Afrika’daki Fildişi Sahili’nin başkenti Abidjan’dan iki bavul altın ve bir kese elmas getirip, Atatürk Havalimanı’nda şu anda cezaevinde bulunan ve o dönem İstihbarattan Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcılığı yapan Ali Fuat Yılmazer’e teslim etmesiyle ilgiliydi.
Firari FETÖ’cü iş adamı Akın İpek de Koza AŞ adlı altın şirketi vasıtasıyla bu altın ve elmasları aklayıp dolaşıma sokuyordu.
 
AKIN İPEK ALTINLARI BÖYLE AKLADI
 
FETÖ’cü Akın İpek bu altınları nasıl aklamıştı?
Mali Suçları Araştırma Kurulu MASAK raporunda bu belirtilmekte:
Altın Koza AŞ bir ton altın cevherinden elde ettiği altın miktarını 4.93-6 gram arasında göstermekteydi. Oysa cevher verimliliğinde dünyanın en zengin rezervi olan Güney Afrika’daki Rand arazisinde bir ton cevherden elde edilen altın yalnızca 2,5 gram. Türkiye ortalaması 1.30-1.68 arasında değişmekte bu oran.
Özeti şu, Afrika’dan gelen altınlar, Koza’da üretilen altın verimliliği akıl almaz biçimde yüksek gösterilerek piyasaya sokulmaktaydı.
 
KÜLÇELERLE ALTIN NASIL TÜRKİYE’YE SOKULDU?
 
Daha sonra isminin Mehmet Zeki Arslan olduğunu açıklayan gizli tanık Deniz, Gülen’in talimatıyla Afrika’ya iş yapmak için gittiğini, orada Dubai üzerinden elektrik malzemeleri ithal ettiğini ancak şansının yaver gitmemesi üzerine 120 bin dolar kaybedip Türkiye’ye dönmeye karar verdiğini belirttikten sonra gelişmeleri şöyle anlatıyordu:
“Dönmeden önce Şafak Koleji Müdürü İbrahim Arıöz bana içinde hizmete ait altın ve para olan bazı emanetler teslim edeceğini söyledi. Başıma bir iş gelip gelmeyeceğini sordum. Bana ‘Merak etme Ali Fuat Bey havaalanında her şeyi ayarladı. Hiçbir sıkıntı olmayacak. Hem sen de burada çok zarar ettin, 80 bin dolar alacaksın’ dedi. İki büyük boy valizin içine külçe altınlar bezlere sarılarak konuldu. Elmasları ise siyah bir kese içinde elime verdi, cebime koydum. Abidjan Havaalanı’nın girişinde iki kişi bizi karşıladı. Valizleri onlara teslim ettik. İbrahim Arıöz’le vedalaşıp uçağa bindim. İstanbul’a indikten sonra beni yine iki kişi karşıladı. ‘Bir emanet var sizde’ dediler. Cebimdeki elmasları verdim, valizleri ise görmedim. Bana ‘yarın gelip valizleri alırsınız’ dediler. Ertesi gün gidip aynı valizleri aldım, içinden yerleştirilirken gözümle gördüğüm altınlar yerine ananas çıktı…”
 
MEHMET ZEKİ ARSLAN NEDEN İTİRAFÇI OLUYOR?
 
Mehmet Zeki Arslan, o sıralarda Fetullah’ın sosyal medyaya düşen iş adamı Mustafa Koç’a gönderilen ananas ve tesbihlerin konu edildiği ses kaydının büyük skandal olarak patlamasından sonra konuşmaması için tehdit edilmeye başlanınca Cemaat’ten kopuyor ve BİMER’le CİMER’e itirafçı olmak istediğini yazıyor.
Ve sonuçta İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın görevlendirdiği Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı o sırada Çorlu’da bulunan Mehmet Zeki Arslan’ın talimatla ifadesinin alınmasını istiyor. Ve Mehmet Zeki Arslan tam darbe girişiminin yapıldığı 15 Temmuz günü, önce ‘tanık koruma programı’na sokulup Deniz kod adını alıyor, sonra da Çorlu Cumhuriyet Savcısı Ali Kaya’ya her şeyi anlatıyor.
Soruşturma numarası ise 2015/90815’tir.
 
BU TAKİPSİZLİK KARARI ÇOK SU KALDIRIR
 
Fakat ilginçtir Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veriyor. Kararda Davacı olarak KAMU HUKUKU’nu gösteriyor, itirafçı olan, büyük bir kaçakçılığı, FETÖ’nün altın trafiğini ortaya çıkarmak üzere olayın merkezindeki kişi olan Mehmet Zeki Arslan’ı ise ŞÜPHELİ olarak gösteriyor. Sonra şu ifadelerle FETÖ itirafçısını KAÇAKÇI statüsüne sokan kararın özeti şu:
Karara göre:
1-Şikâyetçi olarak tanımlanan itirafçı soyut beyanda bulunmakta
2-Olay 2008 yılında gerçekleşen BASİT KAÇAKÇILIK SUÇU
3-Delil bulunmamakta
4-Kaçakçılık suçu yönünden 8 yıllık zaman aşımı süresi doldu
5-Zaten Cemaat o sıralarda FETÖ terör örgütü değil.
Karar tarihi 16 Ağustos 2016’dır.
 
KARARI VEREN SAVCIYI NEREDEN TANIYORDUM?
 
Kararı okuyunca şaşırdım kaldım. FETÖ ile böyle mücadele ediliyorsa hakikaten yandı gülüm keten helva diye düşündüm. Sonra kararı veren Savcı’nın adına takıldı gözüm. Bir yerden hatırlıyordum ama nereden?
Sonunda buldum. Bakırköy Cumhuriyet Savcısı Ahmet Yaşar Al, beni telefonda ölümle tehdit eden bir şahısla ilgili yaptığım suç duyurusuna, şüphelinin tüm kimlik ve adres bilgileri Emniyet tarafından bildirilmiş olmasına rağmen takipsizlik veren savcıydı aynı zamanda.
Hayat tesadüflerle dolu.
Bunu yazdım, detaylı olarak oradan da okuyabilirsiniz.(*)
Demiştim ki yazının sonunda:
“Ben yerin dibine giren PKK’lı ve DEAŞ’lı, FETÖ’cü teröristleri inlerinden bulup çıkaran devletimizle ilgili fazla hayale kapıldım sanırım. Öldürülürsem nasılsa icabına bakan bulunur.”
Neyse o kadar mesele etmiyorum yine de.
Sonrasında Başsavcılık işe el koydu ve yargılanıp ceza aldı ilgili şahıs.
Tarih Şubat 2019’du.
 
ÇORLU’DA İFADE ALAN SAVCI FETÖ’CÜ ÇIKTI
 
Bu yazıyı kaleme alırken Mehmet Zeki Arslan’la konuştum.
O vadedilen 80 bin doları hiç alamamış.
Ona bu parayı altınları götürmesi karşılığında vadeden FETÖ’cü İbrahim Arıöz, İsrail’e kaçmış.
15 Temmuz günü ifadesini alan Savcı Ali Kaya hemen ertesi gün FETÖ’cü olduğu ortaya çıktığı için tutuklanmış.
Cemaatten koptuktan sonra kötü yola sapmış ve sigara kaçakçılığı yapmış. 2018 yılı sonunda da o eski kaçakçılık dosyalarından dolayı hapse girmiş ve daha üç dört ay önce tahliye edilmiş.
Şimdi FETÖ ile bağlarını o zaman kopardığı için mutlu ve “her şerde bir hayır vardır” deyip hayatında temiz bir sayfa açtığını söylüyor.
.....
(*)https://m.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/fuat-ugur/606567.aspx
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.