Parti kurmayacak olan Muharrem İnce’nin yol haritası

A -
A +
Tam bir hafta önceki yazımı(*) hatırlatarak başlıyorum. Başlık şöyleydi: Muharrem İnce’nin yolu; Macron tipi “Yürüyüş” hareketi. Ve devam etmiştim: “İnce’nin bundan sonra izleyeceği yol belli:Macron gibi bir YÜRÜYÜŞ HAREKETİ başlatarak 2023 yılında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olmak.”Muharrem İnce ile davalık olduğumuz için (Gerçi sonra karşılıklı uzlaşıp davaları geri çektik) beni aramaz ama ilginçtir bu yazıdan 4 gün sonra Fatih Altaylı’ya telefon edip “Parti kurmayacağım, Macron tarzı bir yürüyüş hareketi başlatacağım” dedi. Yazdıklarım ona ilham vermiş olabilir, bilemiyorum. Artık CHP’den ayrılıp bir parti kurmanın başarısızlığa yol açtığı çeşitli tecrübelerle sabit. Muhtemel ki böyle bir yolu izlemelerinin aynı akıbete yol açacağını düşünüp, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un 2016 yılında başlattığı ve onu Cumhurbaşkanlığı’na götüren En Marche (Yürüyüş) hareketinin bir benzerinin daha "şık", daha az bağlayıcı ve daha az masraflı olacağını hesaba kattılar. Nitekim Murat Karayalçın, dün Muharrem İnce ile görüştükten sonra yaptığı açıklamada “İnce bana parti kurmayacağını söyledi” dedi. Zaten bir parti kurulacaksa buna ancak gidişata bakarak karar verilebilir. Ancak büyük bir sorun var. Gerçi doğmamış çocuğa don biçmek gibi olacak ama yine de hayalleri büyük kuralım. Diyelim ki Türkiye’de çok olağanüstü dönemler yaşandı ve Tayyip Erdoğan’ın karşısına 100 bin imzayı toplayıp çıkan ve başlattığı Yürüyüş Hareketi ile büyük kitleleri peşinden sürükleyen Muharrem İnce Cumhurbaşkanı seçildi. Ne yapacak o zaman? Bir partisi olmayacak ve Meclis’te ona Cumhur İttifakı dışında CHP ve Millet İttifakı da muhalefet edecek. Devlet işlerini bu durumda yönetmesi çok zor olacak.   İNCE PARTİSİZ CUMHURBAŞKANI OLURSA NE YAPAR? Şimdi Muharrem İnce’nin aklında bile olmayan seçeneği açıklıyorum. Muharrem İnce ezkaza Cumhurbaşkanı seçilirse CHP’li delegelere ve milletvekillerine seslenerek “Benimle birlikte iktidarı paylaşmak, ülkeyi daha güzel hedeflere götürmek istiyorsanız, partinin başına çökmüş çeteyi defedin” diyerek olağanüstü kurultay çağrısı yapacak.  Çok açık ki delegelerle milletvekilleri bunu seve seve yapıp Okyanus Ötesi tarafından projelendirilen CHP yönetimini tepetaklak devireceklerdir. Sonuçta “Cumhurbaşkanı Muharrem İnce”, Partili Cumhurbaşkanı modelinin yasallığı nedeniyle CHP’nin Genel Başkanı da olabilecektir.   MUHARREM İNCE’NİN ŞANSI Siz de okuyorsunuzdur, araştırma şirketleri daha şimdiden Muharrem İnce’nin olası bir seçimde ne kadar oy alabileceğini açıklamaya başladı. Avrasya şirketine göre bugün seçim olsa Muharrem İnce en çok yüzde 6, en az yüzde 4 oy alacak. ORC Araştırma’ya göre de ilginç biçimde “Muharrem İnce’ye oy veririm” diyenlerin oranı yüzde 4,1. Ama bu ankette bir de 6,4’lük kararsız kitle var. Bu kadar erken çıkan anket sonuçları bir yana önemli olan Muharrem İnce’nin perşembe günü yapacağı basın toplantısında neler söyleyeceği. Bu basın toplantısından itibaren Muharrem İnce’nin gerçekten bir FARKLILIK ve kitleleri arkasından sürükleyebilecek bir irade ortaya koyabilmesi gerek. İnsanlar bunu hisseder. Önce kendiniz inanacaksınız ve bunu iliklerinize kadar hissedecek ve karşınızdakine hissettireceksiniz. Muharrem İnce hâlâ Kemal Kılıçdaroğlu kompleksinden kurtulabilmiş değil. Bunu üstünden atması gerek. Geçen yazıda ona 5 tavsiyede bulunmuştum, ona bazılarını daha ekleyeceğim şimdi: -Yaşar Okuyan gibilerle polemiğe girme. Enerjini tüketecekler, dikkat et. -Önüne hedef koy ve bunu hedef kitlenle paylaş. -“Aman beni Saray’ın adamı sanmasınlar” vesvesesiyle “Bugün de Erdoğan’ı eleştiren bir Tweet atayım” ruh hâlinden çık. Yeri geldiğinde taşı gediğine oturtmak önemlidir. -Arkana bakmadan yürü. Sürekli geri dönüp CHP’ye bakman insanlarda “Beni biri çağırsa derhâl yuvama dönerim” hissiyatında olduğun izlenimini uyandırıyor ve bu güvensizliğe sebep oluyor. Şimdilik bu kadar. Perşembe gününü bekliyoruz. (*)https://www.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/fuat-ugur/614714.aspx   Biraz tahammüllü olun ve öz eleştiri yapın…  
Bu başlıktaki sözün muhatabı beni 1 Ağustos tarihli “AK Parti’nin sanal Kürt milletvekilleri ve Mardin’de fırtına gibi esen Vali” başlıklı yazım(*) nedeniyle arayan bazı AK partili Kürt milletvekilleri. İnanılır gibi değil ama telefon açıp ağızlarına geleni söyleyip, her türlü aşağılamayı yapıp, ardından da yazımdaki eleştirilerim nedeniyle kendilerine karşı vicdansızlık ettiğimi, PKK’ya karşı bizim hiç mücadele vermediğimizi, masa başından yazdığımızı ve daha onlarca ön yargıyı, hakareti arka arkaya sıralayabiliyorlar. Tabii ki herkese cevabını usulünce verdim ama bu durum çok can sıkıcı. Ben bu yazıdan dolayı anlattıklarımı teyit eden yüzlerce tebrik maili ve telefonu aldım. İnsanlar acaba “Biz nerede hata yapıyoruz, eleştirilerdeki haklılık noktalarını nasıl giderebiliriz” diye düşünmek yerine neden agresif bir konuşma tarzını tercih ederler anlaşılabilir gibi değil. (*)https://www.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/fuat-ugur/614673.aspx  
   
Fuat Uğur'un diğer yazısı
Biraz tahammüllü olun ve öz eleştiri yapın…
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.