Maval okumayın, Deniz Gezmiş Atatürkçü filan değildi

Önceki gün Türkiye’deki meşru ve seçilmiş iktidarı “devrim” yoluyla yıkmak için terör eylemleri başlatan, banka soyan ve adam kaçırarak fidye isteyen Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu (THKO) kurucuları Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idam edilişlerinin yıl dönümüydü.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu başta, neredeyse önde gelen tüm yöneticiler, CHP yandaşı Sözcü gibi gazetelerle yazarları Deniz Gezmiş için ağıt yaktılar.

Hepsi de Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının “Atatürkçü” olduğunu ve onların Atatürk’ün “yarım kalan” devrimlerini gerçekleştirmek için yola çıktıklarını söylüyorlardı. Böylece Atatürkçü tabanlarına ve okurlarına “Deniz Gezmiş gibi silahlı eylemler başlatılabilir, banka soyulabilir, adam kaçırıp fidye istenebilir, silahlanmak için askerî tesisler basılabilir, dağlara çıkılıp isyan edilebilir” mesajı verilmekteydi.

Bunu yıllardır yapıyorlar.

 

 

Deniz Gezmiş ve yoldaşlarının belki başlangıçta Mustafa Kemal’in Kurtuluş Savaşı mücadelesinden esinlenmekle birlikte gerçekte bir MARKSİST-LENİNİST olduğunu ısrarla seslendikleri kitlelerden saklıyorlar.

Bunu yapmalarının çok önemli bir nedeni var onlar açısından.

Evet, Deniz Gezmiş ve idam edilen diğer arkadaşları ne Atatürkçü, ne de Kemalistti. Mustafa Kemal’in “devrimleri” Deniz Gezmiş için leblebi çekirdek kabilinden uyduruk şeylerdi. O köktenciydi, yani belirttiğimiz üzere Marksist-Leninistti. Avusturya İşçi Marşı’nı söyleyen tüm Marksist-Leninistler gibi Gezmiş ve yoldaşları “Anamız amele sınıfıdır/Yurdumuz bütün cihandır bizim/Hazırlandık son kanlı kavgaya/Başta bayrağımız Leninizm” diyorlardı.

 

 

Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan, 6 Mayıs 1972 tarihinde, sabaha karşı 01.00-03.00 arası Ankara Ulucanlar Cezaevi’nde idam edildiler.

Deniz Gezmiş idamından; yani ayaklarının altındaki iskemle tekmelenmeden önce şöyle bağırdı:

Durum çok açık.

 

 

Ölüm anı insanın en gerçek ve kendi gibi olduğu biricik andır. Hani “Ölümden öte köy yok” derler ya, işte o an. Deniz Gezmiş, bu esnada yüreğindekini, aklındakini söylemişti. İdeolojisinin aslında Atatürkçülük değil, Marksizm-Leninizm olduğunu haykırmıştı. Onunla birlikte idam edilen Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan da öyleydi.

Evet, o an sahiciydi.

Düşünün, yağlı ilmek boynuna geçirilecektir ve artık saniyeler sonra bir başka dünyaya doğru yol alacaksındır. Gerçek olan budur. O sırada söylediğin her şey sana aittir ve hakikattir. Çok trajik bir sahnedir bu.

 

 

Bu bilgiye ben çok çok eskiden, henüz ortaya çıkmadan, dillendirilmeden evvel vâkıftım. Bunu bana söyleyen, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının merhum Halit Çelenk ile birlikte avukatlığını üstlenen ve uzun yıllar hayatımın bir bölümünde çok yakın yer alan Kemal Yücel’den başkası değildi. Halit Çelenk bile saklıyordu bu bilgiyi çünkü Deniz Gezmiş’in kafalarda bir Atatürkçü olarak yer etmesi ve geniş bir kitlenin rol modeli olması istenmekteydi.

Şimdi bakıyorum, hem CHP’liler, hem de CHP yandaşı Sözcü yazarları Deniz Gezmiş’i bir yandan Atatürkçü olarak tanımlayıp, diğer yandan da onun yürüttüğü silahlı eylemi âdeta kutsuyorlar. Amaçları Atatürkçü Sözcü okurlarına “Atatürkçüler de iktidarı devirmek için silahlı eylem yolunu seçebilir ve devrim yapabilir” mesajı vermek kuşkusuz.

 

 

Kemal Kılıçdaroğlu partiyi ele geçirip yönetimine Marksistleri ve PKK yandaşlarını dolduruncaya kadar hep bu şekilde takiye yapıldı. Ama şimdi CHP yönetimi de aynı fikriyatta olduğundan bir ikilem yaşamıyorlar. Onlar, Deniz Gezmiş’in Atatürkçü olduğunu söyleyen eski Atatürkçü CHP yönetimlerinin tersine Atatürkçü olmadıklarını saklamaya çalışıyorlar. Sırf CHP’nin Atatürkçü tabanındaki vakvakları ürkütmemek için. Tabii arada Canan Kaftancıoğlu gibileri arıza veriyor ama “kimse farkına varmadan” çabuk örtbas ediyorlar.

Ancak son olarak şunu söylemeliyim:

 

 

Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan banka soymuş, adam kaçırmış, okul işgal etmiş, silah depolarını soymaya çalışmış ama kimseyi öldürmemişlerdi.

Bu yüzden idam edilmeleri çok acıydı. Günümüzde olsa 10-15 yıl hapis cezasıyla kurtulabilirlerdi.

Ve son bir not:

Bugün ABD’den medet uman ve CHP yönetimlerine girmiş nesebi belirsiz sosyalistlerin Deniz Gezmiş’i anmaları da bir diğer ikiyüzlülük.

Deniz Gezmiş, evet Marksist-Leninistti ama aynı zamanda dibine kadar da Amerikan emperyalizmine karşıydı. Onu anan CHP’lilerin ABD’den yardım dilenen yavşaklıklarını görse muhtemel ki midesi bulanır, suratlarına tükürürdü.