Üçüncü İTTİFAK yolda, adı bile belli…

Bu tabloyu ortaya koyduktan sonra yeni gelelim başlıktaki haberin detaylarına.

Evet, yeni bir ittifak yolda ve görüşmeleri neredeyse tamamlandı ve bu ittifaka eklenecek yeni partilerle de görüşmeler sürüyor. Sayı tamamlanınca yakında açıklanacak. Şu anda ittifaka katılan partilerin sayısı prensipte varılan anlaşmayla 5’i buldu, ama iki yeni partinin daha ekleneceği, bu konuda temasların da devam ettiği haberini aldım.

İttifakın adı BÜYÜK ANADOLU İTTİFAKI. (*)

Katılacak partiler ise şunlar:

Yeniden Refah Partisi (Fatih Erbakan), Adalet Partisi (Vecdet Öz), Anavatan Partisi (İbrahim Çelebi), Genç Parti (Hakan Uzan), Bağımsız Türkiye Partisi (Hüseyin Baş)

Zafer Partisi henüz kuruluşunu tamamlamadı ama Ümit Özdağ önceki gün Adalet Partisi Genel Başkanı Dr. Vecdet Öz ile bir araya geldi. Sığınmacılar konusu revize edilerek aralarında bir anlaşmaya vardıkları duyumunu aldım. Yani altıncı parti olarak Zafer Partisi şimdiden eklenebilir.

İttifakta en çok ilgimi çeken partilerden biri de Genç Parti. Açıkçası ben Cem Uzan tarafından kurulan bu partinin Genel Başkanı Hakan Uzan’ın Türkiye’de bulunduğundan bile haberdar değildim. Malum aranıyordu, Ürdün’deydi vb. bir sürü haber okumuştuk. Demek ki hakkındaki davalardan aklanmış ki siyaset yapabiliyor.

Dediğim gibi yeni partilerin de bu ittifak içinde yer alması için çalışmalar devam ediyor. Muharrem İnce’nin genel başkanlığını yürüttüğü ve dün seçime katılma yeterliliği açıklanan Memleket Partisi de bunların içinde. Temasların sürdüğü bilgisi geldi bana.

Öyle anlaşılıyor ki seçimlere doğru yeni ittifaklar şekillenmeye başlıyor. Aylar evvel de söyledim. Millet İttifakı bileşenlerinden de ayrı bir ittifakın çıkacağı ortada.

SOL VE SOSYALİST PARTİLER İTTİFAKI DA KURULABİLİR Mİ?

Bu kombinasyonlar seçim sonuçlarını nasıl etkiler bilemiyoruz. Ama şimdiden söyleyebiliriz ki 2023 Haziran seçimleri ilginç sonuçlara gebe. Bu arada seçimlere katılabilme yeterliliği alan sosyalist partilere baktığımda da ortaya çıkan tablo çok ilginç. Türkiye’de sosyalist partilerin alabileceği toplam ve maksimum oy taş çatlasa 500 bin civarında. Seçimlere katılacak sosyalist partiler ise şöyle: Emek Partisi, Sol Parti, Türkiye İşçi Partisi, Türkiye Komünist Hareketi, Türkiye Komünist Partisi, Vatan Partisi.

Bu partiler arasında Vatan Partisi diğerlerinden bazı özellikleriyle ayrışıyor. Anti emperyalist (anti Amerikan-AB karşıtı), Çin, Rusya ve İran’la yakın ilişkileri savunan Avrasyacı ve Atatürkçü bir çizgi. PKK ve FETÖ konusunda da çok net karşıt tutumları var. Diğer sosyalist partilerde ise çeşitli konularda farklılıklar söz konusu. Ama yine de bu sosyalist partiler Memleket Partisi ve Demokratik Sol Parti ile sol-sosyalist bir ittifakın temellerini atabilirler ve bir hayli potansiyel oluşturabilirler. Böyle geniş çaplı sol-sosyalist ittifakın tahminimce 1,5-2 milyon oy alması işten bile değil eğer iyi bir çalışma yürütürlerse. Çünkü ortak paydaları çok fazla...

Ekonomi tıkırında!

Rahmetli Timur Selçuk’un solculuk dönemlerinden kalma bir hiciv şarkısının adı.

Ekrem İmamoğlu’na veryansın eden muhalif tayfayı alkışlıyoruz ama çuvaldızı kendimize batırıyor muyuz acaba? Yazmaktan yorulduk, dediklerimizin çıkmasından bıktık ama yine de devam ediyoruz.

Yine birkaç not:

1-GÜBRE: Çiftçinin en önemli maliyet girdilerinden biri. Yüzde 50’si ithal ediliyor. Türkiye’de üretilen yüzde 50’nin yüzde 90 ham maddesi ithal. Bilgi şu: Yabancıların elindeki gübre fabrikaları artık üretimi durdurmuş. Fabrikalar yurt dışındaki merkezlerinden ithal ettikleri gübrelerin depolandığı yerlere dönüşmüş. Üretim yok, istihdam yok. Acil kompost gübre üretimine destek. Tüm belediyeler bu işi yapabilir. Ebru Baybara belediyelerle iş birliği içinde bu konuda öncülük yapıyor ve müthiş başarılara imza atıyor. Dün Yusuf Alabarda dostumun aracılığıyla Erzurum’un Aziziye Belediye Başkanı Muhammed Cevdet Orhan ile konuştum. Onlar da yapacaklarmış, projesi hazırmış. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan destek bekliyor.

2-STOKÇULUK: Market zincirleri biliyorsunuz tarladan alıp depoluyor. İstedikleri kadar üreticinin malını ucuza kapatıp depoladıkları için de fiyatları yine istedikleri gibi belirleyebiliyorlar. Son on gündür bir baktım portakal ve muz fiyatları epey düşmüş. “Allah Allah, mevsimi de geçti üstelik, acaba ne ola ki” diye düşündüm. Meğer zincir marketler depolarına yeni meyve ve sebzeleri koyacakları için yer kalmamış, aylardır beklettikleri ürünleri piyasaya çıkarıp ucuza tüketiyormuş. Ne güzel değil mi? Dün baktım pek çok zincir markette muz kalmamış. İthal muz var tabii, kilosu 35-40 lira. Bilmiyorum HAL YASASI hâlâ raflardan inemedi. Merdiven mi getirelim?

3-KONUT: Konut finansmanı projesinde birkaç eksik gedik dışında hoşuma giden iki konu var. Birincisi TOKİ’nin 150 bin dar gelirliye ev yapacak olması ve 30 milyar finansman ayrılması. Geçen yıl da 100 bin eve başlanmıştı, piyasaya arz 2023 Nisan’ında 250 bini bulabilir ki bu durum konut fiyatlarını olumlu yönde etkiler. Altın ve dövizin TL’ye çevrilerek verilecek yüzde 0,89 faizli ev kredisi projesi de iyi. Eğer işlerse dövizi aşağı yönde olumlu etkiler. Ama yüzde 0,99 faizle iki milyon liralık ev kredisi anlamlı değil. 2 milyon lira 10 yıl taksitle ayda 27 bin lira faiz ödemeyi gerektiriyor. Var mı dar gelirli böyle bir babayiğit?

KONUTTA YAPILMASI GEREKEN

Fiyat artışlarının sebebini herkes biliyor. Pandemi nedeniyle konut arzının yarı yarıya azalması, inşaat maliyetlerinin ve arsa fiyatlarının artması, fiyat spekülasyonu yapan ahlaksızlar.

Bu yüzden TOKİ 150 bin değil 350 bin konut üreteceğini ilân etmeli, devletin elindeki arazilerde inşaat yapmak üzere yüzlerce müteahhide ihale verilmeli. Bir yandan da vatandaşa “Sabredin, fahiş fiyatlarla ev alıp zarar etmeyin, sizleri bugün vereceğiniz paranın dörtte birine ev sahibi yapacağız” diye duyuru yapılmalı.

Bakın ne olacak.