Cumhurbaşkanı çağrı yapıyor ama ortada yasal dayanak yok!

A -
A +

Sokaklar tekinsiz artık. Hem sizin hem de çocuklarınızın canı emniyette değil. Her an başıboş bir çetenin saldırısına uğrayabilir, hayatınızı kaybedebilirsiniz. Eğer şanslıysanız kolunuzun, bacağınızın parçalanmasıyla kurtulabilirsiniz. Ama en çok çocuklarınızı korumalısınız, çünkü onların kafataslarını parçalıyorlar.

Yaşarsanız ne mutlu. Ama siz canınızla cebelleşirken çete mensupları da 10 günlüğüne alınıp rehabilite edildikten sonra yeniden suç mahalline geri bırakılacaklar. Verilen kemiklerle ve yemlerle rahat rahat kuyruklarını sallayarak dolaşacaklar. Siz ise derdinizi dinleyecek kimseyi bulamayacaksınız.

Anladınız. Size saldıran, sizi ya da çocuğunuzu öldüren çete mensupları, cezai ehliyete sahip olmayan ve dolayısıyla işlediği suçtan dolayı Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddelerinden hüküm giyip tutuklanarak hapse atılamayan bir canlı türü: BAŞIBOŞ, SAHİPSİZ SOKAK KÖPEKLERİ...

Eğer ölmediyseniz, çocuğunuz Mahra Melin yavrumuz gibi hayatını kaybetmediyse, kolunuza, bacağınıza, yüzünüze dikişler atılacak, acılar içindeyken bir de kuduz aşıları vurulacaksınız.

Türkiye’nin dünyada en çok kuduz tehdidi altındaki ülkelerin başında geldiğini biliyorsunuz değil mi?

 

“YASA BÖYLE, MECBURUZ”

 

Şikâyet edilen belediyelerin klişesi ise belli:

“Ne yapabiliriz ki yasa böyle. Alıp tedavi edip 10 gün sonra aldığımız yere bırakmak zorundayız.”

Evet, ne yazık ki iktidarıyla muhalefetiyle iş birliği yapıp mağdurlara sormadan, üç beş mama ithalatçısının lobiciliğini yapan dernek temsilcisi kılıklı kişilerin "köpekperest"in önerileriyle 5199 sayılı yasayı çıkardılar.

Şimdi halkın tepkilerini iyi okuyan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan belediyelere çağrıda bulunup “Bu başıboş sokak köpeklerini barınaklar yapıp toplayın” diyor.

Önceki gün de Kütüphane Söyleşileri kapsamında gençlerle buluştu ve bir soru üzerine aynı şeyleri tekrarladı:

“Belediyelerin hepsinin kendi ölçüsünde gücü var. Koskoca İstanbul Büyükşehir Belediyesi niçin hayvan barınakları yapmıyor? Yapsın. Örneğin şu anda bizim Konya Büyükşehir Belediyemizin, İstanbul'da Beykoz Belediyemizin gayet güzel bir barınağı var.”

 

BARINAK MECBURİYETİ 5199 SAYILI YASAYA EKLENMELİ

 

Anlaşılıyor ki Cumhurbaşkanı Erdoğan meselenin vahametinin çok farkında. Zaten “Düşünün ki bir anne babanın yavrusu parçalanıyor, ne olacak, alkış tutacak hâli yok. 'Hayvan sevgisi' diyebilir miyiz, diyemez” derken meselenin ne denli hayati olduğunun altını çizmiş olmuyor mu? Nitekim Erdoğan Sokak köpeklerinin sınırsız çoğalmalarının ülkemize çok ciddi bedeller ödetebileceğini söylüyor.

Ama gelgelelim bu “hayati” sorunun çözümü için 5199 sayılı yasaya bazı maddelerin eklenmesi gerekiyor. Bunun neden yapılmadığını da yasayı hazırlayan Komisyonun Başkanı AK Parti Tekirdağ Milletvekili Mustafa Yel’e sorabilir Sayın Cumhurbaşkanımız. Çünkü bu yasada saldırgan köpeklerin rehabilite edilmesi ve alındığı yere bırakılması emredilirken, köpeklerin yerinin sokaklar değil barınaklar olduğuna dair herhangi bir ifadeye yer verilmiyor. Bu yüzden de birkaç istisna dışında, İBB dâhil tüm belediyeler Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “BARINAK YAPIN” çağrısına kulak asmıyor.

 

KISIRLAŞTIRMA ÇÖZÜM OLMAKTAN ÇOKTAN ÇIKTI

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan kısırlaştırmanın önemine değiniyor çoğalmayı önlemek için ama şimdiye dek yalnızca 200 bin sokak köpeğinin kısırlaştırılabildiğini biliyor musunuz? Sokaklarda başıboş olarak dolaşan ve çoğu saldırgan olan köpek popülasyonunun (Nüfusunun) ise 10 milyonu geçtiğinden haberdar mıyız peki?

Bu köpeklerin yaşam alanları kentlerin sokakları olamaz.

Bunu destekleyenler ciroları 3 milyar doları aşan mama ithalatçısı lobiler.

Onlar da para akışı devam etsin diye bu azgın "köpekperest"lerin derneklerine para akıtıyorlar sürekli.

 

ÇENELERİ KUVVETLİ VE DOĞASI GEREĞİ VAHŞİ BİR YARATIKTIR KÖPEKLER

 

Sonuçta 10 milyon köpek. Hepsi beslenemiyor. Aç kalıyor, zarar görüyor ve daha da saldırganlaşıyor. Bunlar sonuçta vahşi yaratıklar. Bu yüzden de boyları ve kilolarıyla gözlerine kestirdikleri çocukları hedef seçiyorlar özellikle. Yaklaşık 40-45 kilo bu köpekler. Çeneleri ve dişleri öyle kuvvetli ki bir çocuğun kafatasını rahatlıkla parçalayabiliyor. Aynı tehlike yetişkinler için de geçerli.

Sokak köpekleri insanlara saldırmadıkları zamanlarda ormanlara sürüler hâlinde dalıp ne kadar tavşan, sincap, kaplumbağa, kirpi, ceylan, geyik, dağ keçisi varsa boğup yiyor. Daha da olmazsa köylerdeki tavuk kümeslerine ya da koyun-keçi ağıllarına hücum edip hepsini boğazlayıp birkaçını midelerine indiriyorlar. Karşılaştıkları -eğer kaldıysa- kurt, tilki ve çakallarla çiftleşip onların genetiğini bozuyorlar.

Tehlikenin farkına varın artık!.. Şehir sokaklarında tüm gelişmiş ülkelerde ancak sahipli hayvanlar dolaşabilir. Size olacakları söyleyeyim. Tüm yaban hayatı ve şehirlerin sokakları vahşileşmiş bu köpeklere teslim olacak. İnsanlarla köpekler arasında müthiş bir savaş çıkacak. Bu savaşta gidişat onu gösteriyor ki emin olun bu "köpekperest"ler de hedef olacak.

 

GÜVENLİ SOKAKLAR DERNEĞİ

 

Bakın artık mağdurlar da örgütleniyor. Geçtiğimiz aylarda köpek saldırısı sonucu kaçmak isterken bir aracın altında kalıp hayatını kaybeden talihsiz yavru Mahra Melin’in babası Murat Pınar dernek kurdu. Adı da GÜVENLİ SOKAKLAR… Acılı bir baba Murat Pınar ve başka çocukların anne babaları da aynı acıyı yaşamasın, çocuklar ölmesin istiyor. Derneğin hedefi de “Başıboş sokak köpeklerinin toplanmasını sağlayarak ölümleri, yaralanmaları ve tüm saldırıları önlemek” olarak açıklanıyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.