​Mansur Yavaş anlaşılan Kılıçdaroğlu’nun ve eski ülküdaşlarının mesajını almış

A -
A +

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu önündeki bariyerleri teker teker temizliyor.

İstanbul Belediye Başkanlığı adaylığı dâhil, partisinin başına geçtiğinden bu yana katıldığı tüm seçimleri kaybeden ve öyle anlaşılıyor ki iyice hırs yapan Kemal Kılıçdaroğlu, kamuoyu araştırma şirketlerinin de gazıyla ilk kez bu kadar seçim kazanmaya yakın olduğunu hissetti. Altılı Masa’daki büyük ortağı Meral Akşener’in kanca attığı iki belediye başkanından ilkini (Ekrem İmamoğlu) ekarte ettikten sonra ikincisini de başarmış görünüyor. Aşağıda Mansur Yavaş’ın Twitter hesabından yaptığı bu paylaşım üzerine pek çok kişi “Tamam oldu bu iş, Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı adayı” dedi.

​Mansur Yavaş anlaşılan Kılıçdaroğlu’nun ve eski ülküdaşlarının mesajını almış

Ben böyle bir açıklamayı bekliyordum.

Bu köşeyi okuyanlar, Mansur Yavaş ile ilgili tüm gelişmeleri doğrudan ve kaynağından öğrendiği için hemen anlayacaklardır ne demek istediğimi. Anlamayanlara da aşağıda linki olan geçen haftaki yazımı(*) okumalarını öneriyorum.

Çünkü o yazımda Kemal Bey'e çok yakın bir isim ile Mansur Yavaş’ın eski ülküdaşlarından oluşan ağabeyler takımının geçen pazar günü dar bir toplantı yapıp kendisine “ADAY OLMA” mesajını ileteceklerini söylemiştim. Üstelik o mesajda “Aday olmayacağını ve Kılıçdaroğlu’nun adaylığını destekleyeceğini” deklare etmesi de kendisine tavsiye edilmişti. Bu toplantıyı yapanlar aslında Mansur Bey'in kadim dostları. Onun üzülmesini ve zarar görmesini istemediklerinin altını defaatle çizdiler.

 

O YAZIDA ANLATMADIKLARIMDA ŞİMDİ SIRA

 

Evet, Meral Akşener ve Mansur Yavaş, iş adamı Halil Bilici’nin Gölbaşı’ndaki villasında, yanlarındaki iki kişiyle daha bir araya gelmişlerdi. Yaklaşık iki buçuk saat sürmüştü o görüşme. Meral Hanım bastırdıkça bastırmış, tüm ikna yollarını denemişti. Aldığım bilgilere göre Mansur Yavaş’ın kafası hayli karışmış ama yine de en sonunda HAYIR, OLMAZ demişti. Aslında böyle bir gaz karşısında kim olsa aklı çelinir diyor bu görüşmeyi ikinci elden duyanlar.Fakat Mansur Bey yine de HAYIR cevabı verince Meral Hanım üzülmüş ama pes etmeyip ertesi hafta, Yavaş’ın kıramayacağı, İyi Parti’deki eski ülkücü bir ağır abinin yanından aramıştı. Mansur bey artık bu görüşmeden sonra adaylık fikrine doğru meyleder gibi olmuştu.

İşte 20 Eylül 2022 tarihli yazımda yer aldığı üzere, Mansur Yavaş’a “Neden aday olmaması gerektiğinin sebeplerini gerekçeleriyle anlatmak üzere” o toplantı yapılmıştı.

Şimdi Mansur Yavaş’ın dünkü Twitter paylaşımındaki sözlerine bir bakalım. Ne diyor Kemal Bey'le çektirdiği fotoğrafının altında:

“Adil yarınlar, huzurlu bir gelecek için her zaman yanınızdayım.”

Mesaj alınmış görünüyor şekle bakıldığında. Bunun üzerine dün acil olarak abilere ulaşıp bu Twitter paylaşımını değerlendirmelerini almak istedim. Gelen cevabı aynen yazıyorum:

“Gayret var, istek yok. Daha net olmalı.”

Tam da aklımdan geçeni söylediler çünkü ben de bir İHTİYAT PAYI bırakıyorum.

Sebepleri var:

1-Mansur Yavaş Kılıçdaroğlu yanlılarının gazını almak için böyle bir laf etmiş olabilir. Diyelim ki Mansur Yavaş’ın adaylığı açıklandı. Ondan sonra bile kolaylıkla bu sözlerini TEVİL EDEBİLİR ve “Aynı cümleyi Kemal Bey için bugün de söylerim” diyebilir. Yani her yöne sündürülebilir bir laf.

2-Kemal Kılıçdaroğlu Koç Burcu olarak saflığın zirvesinde olan beni bile her zaman şüphelendiren bir siyasi figür. Neden? Çünkü bir dediği diğerini tutmayan, kolayca yalan söyleyebilen, şeffafmış gibi gözükmesine rağmen çok karanlık bir yanı olan bir siyasetçiden söz ediyoruz. Bu yüzden de hep heybesinde turpun büyüğü olduğuna dair bir izlenim bırakıyor insanda.

Neyse 15 gün sonra ABD’ye gidecek. Bir gitsin gelsin de bakalım. Patron ne demiş anlarız.

O vakit görürüz heybeden güller mi çıkacak yoksa bir tavşan mı?

.....

(*) https://www.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/fuat-ugur/632703.aspx

 


Sayın Kılıçdaroğlu Demirtaş’a şeref madalyası yerine battaniye gönderin!..

 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu terör suçlusu Selahattin Demirtaş’a sahip çıkarak HDP’nin oylarını almayı kafasına koyduğundan beri gözü ne PKK’nın katlettiği şehitlerimizi, ne HDP’lilerin dağlara kaçırdığı 14-15 yaşındaki kız çocuklarımızı ne de Diyarbakır Annelerini görüyor.

Demirtaş’a şeref madalyası takacakmış.

Bence battaniye göndersin. Zira cezaevinde uyurken bir tarafı açıkta kalıyor olmalı ki ilginç rüyalar görüp durmadan mektup yazıyor.

Son mektubunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın üniversite arkadaşlarına devlet kurumlarında hiç yer vermediğini belirterek oradan üniversitede arkadaşının ve onlarla fotoğrafının olmadığı sonucuna varıp Cumhurbaşkanı’nın diplomasının “sahteliği”ne dair çıkarımda bulunuyor. Sonra da tam bir “zekâ pırıltısı” ile aşağıdaki iki soruyu yöneltiyor:

1-Neden bugüne kadar bir tek hoca çıkıp da 'O benim öğrencimdi' demedi?

2-Kaç çeşit makarna yemeği yapabiliyorsun? En az 10 çeşit yapamıyorsan kesinlikle üniversite okumamışsındır.

Zavallı Demirtaş…

Cahillikte mertebe olsa en başa yerleşebilecek kapasiten var.

Birinci şıktan başlayalım. CHP’li eski vekil İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nde öğretim üyesi olan AYDIN AYAYDIN “Tayyip Erdoğan benim öğrencimdi, sınıfta görüyordum” demişti zaten. Eğer çok istiyorsan haberi(*) oku.

Diğerlerinin cevabı toptan.

Cumhurbaşkanı Erdoğan İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nde okudu, ben Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nde. Ama okulu bitirdiğimizde İstanbul’daki okul Marmara Üniversitesi’ne bağlı İktisadi ve Ticari Bilimler Fakültesi’ne, Ankara’daki de Gazi Üniversitesi’ne bağlı İktisadi ve ticari Bilimler Fakültesi’ne dönüşmüştü. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli benim hocamdı. Kemal Kılıçdaroğlu da bizim okuldan (Ankara) mezun.

Bir kere Erdoğan’ın okul arkadaşlarıyla fotoğrafı var mı yok mu bilmiyoruz. Sen de bilmiyorsun Demirtaş. İkincisi adam okuldayken niye makarna yapsın, zaten İstanbul’da ikamet ediyor. Başka şehirde yurtta ya da bekâr evinde kalmıyor ki. Ayrıca makarna pişirmeyi bilmediğine dair fikri nereden edindin?

Gelelim BİZİM AKADEMİLERİN özelliğine.

Akademilerde devam zorunluluğu yoktu. Ben ilk iki yıl devam ettim. Devam dediysem sınıf yerine kantine gidip, 10-15 kişilik arkadaş topluluğuyla laklak yapıp, babamızın gönderdiği parayı “hak etmek için” amfide üstünkörü bir ders dinleyip, öğleden sonra da ya sinemaya gidiyor ya da bir yerlerde takılıyorduk. Cumhurbaşkanı Erdoğan böyle yapmıyordu şüphesiz çünkü okula başladığında  geçici işçi statüsüyle İETT’ye girmiş, aynı zamanda da İETT spor futbol kulübünde oynamıştı. Kurumla bağı ise okulu bitirdiği 1981 yılında kesilmişti. O dönemde bir yandan da siyasete ısınıyor, toplantılar yapıyordu. Devam zorunluluğu olmadığı için okula ancak ilk yıl gitmiş olabilir. Akademilerde onun durumunda olan binlerce kişi vardı. Biz sınava girdiğimizde amfidekilerin üçte ikisini tanımazdık misal. İnsanlar ya çalışır ya da bizim gibi sürterler, yılın sonunda bir-iki ay kapanıp ders çalışarak sınavlara hazırlanırlardı. Ben de son iki yıl babam para göndermeyi kesince çalışmaya başladım ve “kantin devamlılığını” bırakmak zorunda kaldım. Ondan sonra sınavlara girdiğimde de tanıdık kimse kalmamıştı etrafta.

Dolayısıyla da Cumhurbaşkanı’nın iyi tanıyacak kadar Akademi’de arkadaşının olduğunu sanmıyorum. Eğer varsa da bilmem.

Kısacası bizim okulların özelliğini Kemal Kılıçdaroğlu iyi bildiği için ne demek istediğimi anlayacak ve Selahattin Demirtaş’a eminim üstünü örtmesi için bir battaniye gönderecektir! Madalyadan daha işlevseldir... Aklı bir hayli tıngırdamış zaten, bir de ötesini berisini üşütmesin maazallah. Sonra AİHM’den, af örgütüne, DW ve Reuters’ten büyükelçilere kadar hepsi cırcırı için geçmiş olsun demek üzere Edirne’nin yolunu tutar.

(*)https://www.milliyet.com.tr/siyaset/erdogan-hakkindaki-o-iddiayi-chpli-vekil-yalanladi-1872108

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.