ANADOLU SU PROJESİ

A -
A +
Ahmet Tuncer Akalın 
İnşaat Yüksek Mühendisi
İhlas Vakfı Mütevelli Heyet Başkanı
 
Küresel ısınma, su savaşları gibi beyanatları bir tarafa bırakırsak; önümüzdeki 20 yıllık perspektifte muhtemel kuraklıktan bahsediliyor. O hâlde ihtimali, olacak sayıp, tedbir almak en akıllıca bir davranış olur…
 
Dünyayı ve Orta Doğu'yu ele alan kuraklık ve susuzluk yorumlarına karşı; küresel ısınma ve iklim değişikliği konusuna gereken önemin verileceği izlenimini taşıyan girişimler ülkemiz için çok sevindiricidir. Ancak yapılacak icraatın ekonomi, zaman ve verimlilik açısından başarılı olması da çok önemlidir. İklim değişikliğinden beklenen en önemli olumsuzluk kuraklık olarak görülmektedir. O hâlde bu konuyu öne alan proje ve çözümlere daha çok eğilmek gerekmektedir. Anadolu kalkınmasında kuraklık etkisini en aza indireceğini düşündüğümüz olmazsa olmaz bir çalışmayı çok önemli bir projenin başlangıcı olması dileği ile sunuyorum...
Küresel ısınma, su savaşları gibi beyanatları bir tarafa bırakırsak; önümüzdeki 20 yıllık perspektifte muhtemel kuraklıktan bahsediliyor. O hâlde ihtimali, olacak sayıp, tedbir almak en akıllıca bir davranış olur. Türkiye'de doğudan batıya doğru 2000 metre yükseklikten başlayıp sıfır metreye ulaşan bir arazi yapısı mevcuttur. Erzurum, Ankara, Afyon ve Ege hattını düşünelim... O hâlde iyi bir planlama ile cazibe akış gücü kullanılarak Doğu bölgesindeki su fazlası, Orta ve Batı Anadolu'ya taşınabilir. Bazı yerlerde tünel, bazı yerlerde sedde türü imalatlar gerekebilir. Ancak verimlilik düşünülünce bu tür imalatların maliyeti önemsizleşir. Mevcut imkânları kullanmak da imalatların maliyetini çok düşürecektir. Mümkün olduğunca proje istikametine akışı olan dere ve ırmaklar kullanılarak su taşınmasında zaman ve maliyetten tasarruf sağlanmalıdır. Burada esas:
Anadolu ırmaklarında,
1- Mansab ihtiyacından fazla olan suyu denize akıtmamak.
2- Su sevkini olabildiğince cazibe akışı ile sağlamaktır.
Bu proje ile ihtiyaçtan fazla olarak denize giden su, belirlenen alanlara sevk edilecek, böylece yer altı su seviyesinin yükseltilmesi, sulama suyu olarak kullanılması, mevcut barajlara takviye ve güzergâhta özellikle düşük yerleri sağlamak suretiyle, hidroelektrik santrali kurulumu sağlanarak, enerji elde edilebilecektir. Yerleşim alanlarının su ihtiyacı da doğrudan veya dolaylı olarak sağlanacaktır. Akan suyun taşıdığı alüvyal tabakanın çorak alanlarda çökeltilmesi suretiyle çok büyük ekim alanları kazanılabilir. Ayrıca ağaçlandırma çalışmasına güç katılacaktır. 2008 yılında Konya'da 61 bin su kuyusu tespit edilmiş, yer altından yılda 1,5 milyar metreküp su çekilmektedir. Ama su besleme açığından 20 yılda seviye 25 metre düşmüştür. Mesela Kızılırmak Hirfanlı Barajı civarında tabii akış esas alınarak kış aylarında altı-sekiz ay su fazlası Tuz Gölü-Konya havzasına akıtıldığında sadece yer altı su seviyesi yükselse bile büyük kazanç olacaktır. Bu tür bir incelemede birçok tabii gölet ve su depolama imkânı doğacaktır. Bu çalışma ne kadar geç yapılırsa o kadar geç kalınmış olur. Aslında bu projeyi Anadolu Su Projesi olarak tanımlayıp kapsamlı bir çalışma olarak ele almak gerekir. En az bir genel müdürlük hacminde çalışmadır.
Burada esas olan denizlere akan kullanım dışı su kapasitesini değerlendirmektir. DSİ, Karayolları, Köyişleri, Orman Müdürlükleri gibi kuruluşların uhdesindeki makine parklarının atıl kapasitelerini; vardiya artırarak, çalışılmayan mevsimde çalışılabilecek bölgeye sevk ederek harekete geçirmek suretiyle yapılmasını istediğimiz bu Anadolu Su Projesi çalışmasının maliyeti yeterince küçültülebilir. Çeşitli kuruluşların bünyesindeki bu makine imkânı yöneticilerimizin kapasitesizliğinden ötürü senelerden beri kullanılmamış, yüzlerce iş makineleri bilhassa 6 ay kış olan yerlerde yeterli şekilde çalışmadan ekonomik ömürlerini tamamlamıştır. Oysa yapılacak planlama ile doğudaki makine parkı, çalışılamayan kış mevsiminde çalışılabilen batıda ve batıdakilerle takviyeli bilahare doğu projelerinde mevsimsel olarak çalıştırılsa büyük verim hasıl olur. Böylece doğu kalkınması ve ülke kalkınması, süre ve kapasite olarak katlanmış olur. Ne yazık ki bu ülkenin imkânları yetersiz insanların uhdesinde heba olmuştur. Zararın neresinden dönülse kârdır. Bir makinenin günlük kira bedelini 180 gün ve 30 ildeki makine sayısı ile çarpınca bulunacak rakam, yılların kaybını verecektir. İşte tüyü bitmemiş yetimin hakkı...
Havza verimliliği ülke bütününde ele alındığı gibi bölgesel olarak da ele alınmalıdır. Birçok sulak alan, koruma havzası olarak belirlenmiş fakat kurak mevsimlerde susuz kalmıştır. Oysaki bu proje kapsamında bu alanların su deposu gibi kullanılması esastır. Ayrıca yeni su havzaları da keşfedilebilir.
Birçok ırmağın kaptaj alanları iyi incelendiğinde su verimliliğini artırmak mümkün görünmektedir. Kızılırmak, Sakarya, Muratsuyu bu açıdan ele alındığında verimli sonuçlara ulaşılabilecektir. Konya Ovası, Haymana Ovası gibi alanlar hatta Denizli-Afyon hattı bundan istifade edebilmelidir. Bu çalışmayı lokal alanlar için düşündüğümüzde pek çok göl ve gölet çevresindeki dere ve ırmakların belli zamanlarda yönleri değiştirilerek boşa akan kapasite değerlenerek o çevrenin faydasına kullanılmalıdır. Büyükçekmece Gölü Havzası, Elmalı Baraj Havzası, Kurtboğazı, Terkos takviye için incelenmelidir. Küçükçekmece Gölü havzası iyi incelenip kirlenme önlenip temizlenme sağlanmalıdır.
Görülüyor ki ülkemiz uzun vadeli taahhütlerle sahip olduğu su imkânını başka ülkelere satamaz. Güncel olarak, sahip ve söz hakkından tavizsiz ticari değerlendirme doğaldır.
Devlet planlama teşkilatı, DSİ gibi ulusal kurumların biraz da böyle projelere el atması gerekir. Her ne kadar kamuoyunun böyle kurumların ne yaptığından bilgisi yoksa da, böylesine bir çalışmalarının olduğunu da duymadık. Beklentimiz bu projenin benimsenerek şümullü bir çalışmaya başlangıç olmasıdır. İşte bu açıdan İklim Değişikliği Koordinasyon Kurulu bir umut olarak görünmektedir.
Bir makale boyutunda incelenecek bir konu olmadığı malum. Ancak bir zaruret olan bu projeyi öncelikle benimsemek gerekmektedir. Detay çalışmalarda, çok daha faydalı alternatifler çıkacaktır. Projenin kapsam ve aciliyetinin Çevre, Bayındırlık, Tarım Bakanlığı gibi yetkililerce sahiplenilip şümullü bir değerlendirmeyle işlerlik kazanması dileği ile... 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.