Algılı yorum

A -
A +
Daha Cumartesi günü Kayseri’deki alçakça saldırıyı konuşurken iki gün sonrasında Rus Büyükelçi suikastı geldi.
Ahir zaman bu, fitnenin bini bir para.
İyi kötü karıştı, kim kiminle, kim kimin adamı anlaşılmaz oldu.
 
Hep diyorum ki, nasıl "kriz yönetimi" varsa "fitne yönetimi" de olmalı.
“Algı yönetimi yapıyorlar” diye başkalarını suçlayıp, çocuk gibi mızıkçılık yapmak yerine devlet de profesyonel yardım alarak kendi algı yönetimini yapmalı.
 
Yabancı istihbarat servislerinin anlayışıyla hem de, yani “ne gerekiyorsa” mantığıyla. Her geçen gün güzel vatanımızın ateşin içine çekilmesine müsaade edilmemeli.
Artık savaş dediğin algı yönetimiyle, fitne taktikleriyle, terör örgütleriyle oluyorsa, yani illegal yöntemler artık legal sayılıyorsa bizim devletimiz de aynı yöntemleri izlemeli.
 
Düşmanımız çok elbette ve hiç bitmeyecek. Düşman da fitne de artarak devam edecek maalesef. İnsaflı gözle bakılırsa, PKK’nın da, DAEŞ’in de, FETÖ’nün de belini kırdık gibi görünüyor. Nerden çıkacağı belli olmayan ve içimize en çok yerleşmiş olan en tehlikeli örgüt FETÖ olsa gerek.
 
Denemedikleri yol kalmadı, darbe dahil.
Epey zamandır dile getirilen FETÖ’nün suikast de yapacağı tahminleri artık gerçek oldu. Nasıl 15 Temmuz’da “silahlı terör örgütü” olduğunu gördüysek, ki ondan önce de terör örgütüydü aslında, bugün de öğrenmiş olduk ki bunlar suikast de yapabilir.
Hem de büyük oynayarak.
 
Rus Büyükelçisini öldüren katilin ilk görüntüsüne bakarak FETÖ'cü olduğunu milyonlar anladı zaten. Hele ki polis olduğunu da öğrenince.
Ama tahminlerle iş yürütmeye gerek yok. Daha ilk saatlerde gelen bilgiler bunu açıkça gösteriyor.
 
- Katil sınav sorularının çalınması davasında soruşturma geçirmiş.
- 15 Temmuz’dan iki gün önce izin almış, izin veren müdür FETÖ’den tutuklu.
- Katilin dayısı gözaltında, FETÖ okulunda üst seviye yönetici imiş, adlî kontrol şartıyla serbest bırakılmış.
- Ve katilin adresi de firarî Today’s Zaman yazarının evi görünüyor. Bu yazar daha üç gün önce “Türkiye’de büyükelçiler güvende değil” diye yazmış Twitter’da.
 
Bunlardan sadece biri bile katilin hangi örgüte mensup olduğunu göstermeye yeter aslında.
Gel gelelim, dünkü gazetelerin birinci sayfalarını inceledim, günlük yayın yapan neredeyse 25 gazetenin 15’inde FETÖ’den tek kelime bahsedilmemiş.
Rus TV’si bile “Katil FETÖ üyesi” derken; Hürriyet’te, Posta’da, Milliyet’te, Cumhuriyet’de FETÖ şüphesi bile yok.
 
Fitne fabrikası sosyal medyayı zaten konuşmaya gerek yok. Utanmasalar “devlet yaptırdı” diyecekler nerdeyse. Diyenler de olmuştur herhalde. “Çevik kuvvete oh olsun” diyenler buna haydi haydi der.
 
Katil, “Ben burdan sağ çıkmayacağım, siz çıkın” diye bağırıyor. Yani nerdeyse polislere beni vurun diyor. Olayın şahitlerine göre, önce havaya 2-3 el ateş etmiş, ardından büyükelçiye de 6-7 kurşun sıkmış. Sonra yine havaya 3-4 kurşun sıkıyor görüntülerde.
 
Mermisi bitmiş veya bitmek üzere olan kişi neden “Ben burdan sağ çıkmayacağım” diye bağırır. Hadi diyelim polis kartını göstererek içeri girdi, bizim polisler buna aldandı. Peki bu Büyükelçi’nin Rus koruması da mı yok hiç?
 
Hemen o anda mermisi bitmiş veya bitmek üzere olan katilin çevresi polislerce kuşatılıp canlı ele geçirilemez miydi? Üstelik siviller salonu boşaltmış ve içerde sadece katil ve maktul kalmış iken.
En büyük delil yok edildi, şimdi isteyen istediği tarafa çeker olayı.
Nasıl yorumlamak lâzım bilemiyorum.
 
Elebaşları zaten hep kaçak olan FETÖ’nün en etkisiz ve en az tehlikeli adamları içerdeyken, resmen terör örgütünün tezgahından geçmiş böyle bir polis hâlâ nasıl görevde kalabilmiş?
Bunları koruyan birileri mi var?
Ve daha bunun gibi kaç polis ve asker var şu an aktif görevde olan? Asıl büyük soru bu.
 
Ayrıca, bir iki saat içinde suikastçının tüm şeceresi çıkarılıyor da bugüne kadar nerdelermiş?
 
Bu suikastçı polisin telefon görüşmeleri, son saatlerinde hangi kameralara yakalandığı, suikastçıyı kimin vurduğu ve niçin canlı ele geçirmeye çalışılmadığı, elçiyi kim davet etti, katili kim içeri aldı?
 
Daha çok soru var da, hangi birini soralım ki cevabını öğrenemedikten sonra!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.