Zulüm savaşları

A -
A +
Trump görüşmesi başarılı geçti diye seviniyoruz ama Trump’ın âmiyane tabirle “sistemin adamı” olup olmadığı henüz anlaşılmadı. Daha seçilmeden esip gürlemesiyle meşhur ama gördük ki bir hakim koca Amerikan Başkanı’nın kararını yırtıp çöpe atabiliyor.   Yahut söz verilmesine veriliyor, ertesi gün aynen devam. Hatta, “Silah mı, ne silahı, biz mi vermişiz?” havalarında.   Putin’le defalarca görüşüldü, her görüşmenin ardından bakıyoruz Esad’la birlikte bombalamaya çıkmış. Tam bir ayı gibi Rusya, anlaştım sanıyorsun, ertesi gün “ne anlaşması” diyor. Rus uçağı düşürüldü, sonra barışıldı, çok görüşmeler yapıldı Rusya hep aynı tarafta.   Basit bir habermiş gibi altyazı olarak gördüm dün bir televizyonda. Rusya 100 milyar dolarlık ABD devlet tahvili almış. Ekonomiden hiç anlamam ama bu hiç de düşmanlık alâmeti değil. Daha önce de “ABD batarsa Çin de batar” şeklinde bir yorum okumuştum, sebebi ise en büyük dolar rezervinin Çin’de olması.   Yani, acaba ABD-Rusya kapışır mı, ABD-Çin savaşı eninde sonunda çıkacak, 3. Dünya Savaşına ramak kaldı gibi tahminlerin içi boş.   Ne ABD-İran savaşı, ne İsrail-İran savaşı. Yıllardır muhtemel sandığımız, ha çıktı ha çıkacak diye beklediğimiz savaş ihtimalleri yok denecek kadar az. Devlet tarihinde bir defa Hristiyanlarla savaşmamış İran şimdi mi savaşacak. Savaşmamış, Haçlılara karşı koyan Müslümanları da arkadan vurmuş sürekli.   Olacaksa Suud-İran savaşı olur, ona da İngilizler izin vermez. Ehl-i Sünnet’i yani İslâm’ı yıkmak için kaç yüz yıldır verdikleri emekleri heba ettirmezler. “İki dostu” savaştırmazlar.   Türkiye penceresinden bakarsak ne ABD’nin, ne Rusya’nın ne de İran’ın, dostluğuna da güvenilmez düşmanlığına da. Daha doğrusu birbirlerine olan (olduğunu sandığımız) düşmanlığına. Müttefikmiş, stratejik ortakmış hepsi hikâye.   Savaş görmek istiyorsanız 2. Dünya Savaşı belgeselleri seyredin. 50 milyon kişi ölmüş 6 yıl süren 2. Dünya Savaşında. Başlangıç ve bitiş kısımlarını saymazsak 5 yıl sürdüğünü farzedelim, yılda 10 milyon kişi ölmüş demektir. Sadece bir günde 30 bine yakın insan ölmüş ortalama. Yani her gün bu kadar kişi ölüyor.   Böyle bir savaş çıkarmak için ancak Hitler gibi bir deli lâzım. Gerçi yok değil Kim var, Kuzey Kore’nin delisi. Ne yapacağı, ne yapabileceği bilinmeyen. Belki de fos çıkacak.   Dünya üstündeki büyük savaş senaryolarının çoğunda ABD başrolde. ABD-Kuzey Kore, ABD-Rusya, ABD-İran, ABD-Çin. Bundan başka Japonya ve Çin’in ada sürtüşmesi, Pakistan ve Hindistan’ın Keşmir sürtüşmesi, İngiltere ve İspanya’nın Cebelitarık sürtüşmesi ve daha bir sürü sınır anlaşmazlığı var. Aslında herkesin bir ‘Kardak’ı var yani.   Ama her canlıya rızkını veren Allah’ın hikmeti ki eskisi gibi savaşlar öyle kolay çıkmıyor artık. Düşük yoğunluklu terör savaşları, kirli bilgi-medya-propaganda savaşları olarak devam ediyor.   Lâkin şu ihtimal, belki de yakın bir ihtimal var ki zulüm cezasız kalmaz kaidesinin tezâhürü olabilir. O da tabii ki Suriye. Küffarın zulmünün arşa dayandığı, karşılıklı savaş değil açıkça Sünnî Müslüman katliamının yapıldığı Suriye.   Suriye’de artık ne bombalanacak mahalle, hastane, cami kaldı; ne de öldürülecek insan kaldı. Tarih çok zulüm yazmıştır ama yakın zamanda böylesi yok. Orta Doğu’da akan bütün Müslüman kanlarında büyük payı olan İran, Suriye’deki Sünnî katliamında da baş sorumlusu.   Kısacası, ister petrol-altın, isterse su veya toprak için olsun, çıkar çatışmasından kaynaklanan savaşlara yakın zamanda pek ihtimal vermiyorum. Ama bu büyük zulüm bir yerde patlar, yakında patlar. Allah bizi uzak tutsun, çünkü biz devlet olarak hep mazlumların tarafında olduk.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.