YERLİYİ KİM İSTEMİYOR?

A -
A +
Yıllardır yerli araba arıyoruz. Babayiğit arıyoruz.

Zamanında babayiğit de bulunmuş, üretilecek araç modeli de... Üretilmiş de...

Fakat nasıl oldu ise az bir benzinle yola çıkarılan araba, yolda kaldı diye üretimden vazgeçilmiş.  

Devrim marka otomobilimizden bahsediyorum. Türk mühendislerin el emeği, göz nuru ile yapılmış yerliden... Şunu bir türlü aklım almıyor. Nasıl olur da başarıyla üretilen bir araç, benzini bitti diye fabrikası kapatılır. Neden tekrar benzin konulmaz. Bunu biri bana izah etsin. Dünyanın hiçbir yerinde eşi benzerine rastlanılmayacak acaib bir vaka... Hiçbir mantığa uymayan ilginç bir hadise... Hem de o günün şartlarında gerçekten otomobil çizgileri taşıyan Türk yapımı bir araçtan bahsediyorum.

Aradan yaklaşık 55 yıl geçmiş. Şimdi yeniden yerli bir araç yapımı için kollar sıvandı. Günümüz şartlarında bugünün teknolojisi ile yeni bir model geliştirildi. Seri üretimi için çalışmalar devam ediyor. Üretecek babayiğitler aranıyor.

Müthiş bir teklifim var!

Hazır elimizde üretilmiş bir araç var. Aynı kalıpla neden üretmiyoruz? Artık Devrim marka otomobilimizi klasik modeller arasında sayabiliriz. Devrimi yeniden nostalji serisi olarak çıkaralım. Rengine, aksesuarına göre adına 'Turkuaz' diyelim; 'Sedef' diyelim; 'Lale' diyelim. Yüz yıl geçse de kaportası ve modeli üretildiği sürece aynı olsun. Değişmesin. Sadece iç aksesuar, motor ve elektronik kısımlarında gelişmeye göre değişiklikler yapılsın. Eminim ki klasik araba tutkunlarından müşterisi çok olacaktır. Böyle bir arabanın ilk müşterisi olarak hemen beni kaydedin. Amerikan arabaları gibi çok iyi boya ve nikelajlı tampon ve aksesuarlar ile ışıl ışıl yanan Devrim marka bir araca sahip olmak isteyen çok sayıda otomobil sevdalısı olduğuna kaniyim. 

İnanmazsanız, bunu halkımıza deklare edin. Yüzbinlerin müşteri olacağını göreceksiniz. Bugün Küba gibi dünyanın birçok ülkesinde klasik oto tutkunları hâlâ var. Yüz yıl da geçse kaporta şekli değişmeden üretilebilir.

Madem ilk yerli otomobil olarak üretildi. Mühendislerimizin emeği boşa gitmesin. Üstelik o gün üretimi kim, hangi güç durdurduysa, ona verilecek en iyi cevap bu olacaktır.

**

Aslında yerli oto olarak sadece Devrim'i üretmemişiz.

Prof. Dr. Rahmi Güçlü, Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli asker ve Yıldız Teknik Üniversitesi sivil, Türk mühendislerin başarılarıyla, 1988 yılında, 'Tuzla 1013' markalı yerli Cip'in, motor dahil bütün parçalarının Türkiye'de üretildiğini söylüyor. Özellikle vites kutusu, arazi dişlileri, diferansiyel mekanizması, şaftları ve diğer aktarma organları, şasi, kaporta, iç ve dış bütün aksamın K.K.K. 1013. Ordu Donatım Ana Tamir Fabrikası'nda yerli olarak üretildiğini belirtiyor. Güçlü, "Bugün Türk Silahlı Kuvvetleri'nin envanterinde, 10 binden fazla yerli askeri cip ve mobil silah yer alıyor; hâlâ kullanılmakta olan bu araçları, kışlalarda ya da törenlerde görebilirsiniz. Bugüne kadar bu ciplerin kamuoyu tarafından bilinmemesi, askerî bir proje olmasından kaynaklanıyor" şeklinde bilgi veriyor. İnternette birçok sitede bununla ilgili bilgi var.

Bu yerli ciplerin de üretimi bilinmez bir şekilde durdurulmuş. Üstelik, 'Tuzla 1013' marka yerli Cip'in yurt dışından ithal edilen emsallerine göre, teknik açıdan daha üstün ve çok daha ucuza mal olmasına rağmen, üretiminin neden durdurulduğu hâlâ muamma.

Gelin işe bu iki yerliyi yeniden üreterek başlayalım. Tezgâh hazır, kalıplar hazır, yürekler hazır; üretim için bütün şartlar hazır. Madem yerli istiyoruz. Sadece kendi ülkemiz için, kendi insanımız için, kurumlarımız için üretelim. Önce bu yarım kalan üretimimizi tamamlayalım. Bir işi her şeye rağmen yarım bırakmadığımızı bütün dünya görsün. Sonra yeni prototipimizle, teknoloji gücümüzle gövde gösterimizi yaparız.

Var mısınız?

**
Seçimler bitti. Bugün çıkan netice ülkemiz insanının takdiri ve tercihidir. Geçen haftaki yazımda "Herkes ne ektiyse onu biçer" demiştim. İstikrar isteyen istikrar biçecek, kaos isteyen kaos... 

Fakat hayat devam ediyor. Bugünden itibaren "Yerli olma" çabası da dahil, yapılacak çok iş var çok... Neticenin ülkemiz için hayırlara vesile olmasını dilerim...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.