Ekmek aslanın ağzında

A -
A +
İş dünyası vahşi bir orman olsa, patron aslan olurdu, tamam da... İnsanı iş hayatından da canından da bezdirenler kim ola?
İnek; Tek bir işte çok iyidir ve o işi yaparak firmaya iyi para kazandırır. Yeniliklere kapalı, bu tiplere sağmak dışında kimse fazla dokunmaz. 
Karınca; Düzenli, disiplinli ve alanlarında uzmanlığa sahip elemanlar. Şirketlerin gizli lokomotifleri… Ayrıca ineklerin aksine, kendilerini yenileyip yeni şartlara ayak uydurabilirler. 
Katır; Başkalarının yüklediği binbir türlü işi yapıp durur... Bu arada kendi işlerini de yapar. Yükü hep ağırdır ve taşımaya devam ettikçe daha da yüklenir...
Çakal; Katırlara yük yükleyip kendi yapmış gibi gözükerek bir yerlere gelmeye çalışan, abarta abarta kendini pazarlayan, bomboş oldukları ortaya çıkmasın diye türlü oyunlar entrikalar planlayan tipler…  Koyun; Hiçbir şeye gıkı çıkmaz, katır kadar çok çalışmaz ve inek kadar para getirmez. Günlük işleri yapan, vasat pasif çalışan. At sineği; Zayıf ve yetersiz olmasına rağmen tavırlarıyla mide bulandıran insan tipidir... Herkesi eleştirir ama bir işin ucundan tutmaz. Şartlardan memnun olmaz, maaştan memnun olmaz. Yemekleri beğenmez, yöneticileri, çalışanları beğenmez. Vızıız , vıız, vıız… Sırtlan; Hırsları kapasitelerinin çok üzerindedir. Ayak kaydırma uzmanıdırlar. Masum görünüp pusuya yatarlar. Milletin hatalarını, zayıf yönlerini kollayıp buldukları anda dağa taşa mail döşeyen, kapasite de yürek de tamtakır olduğundan anca birinin üstüne basarak yükseleceklerine inanan insanlar. Solucan; Kendi işini doğru düzgün yapamazken senin işini senden iyi yapacağını düşünür. Ve hatta aslında; Wall Street borsasının CEO'su olacak, Barcelona’da oynayacak, galaksiyi göktaşından kurtaracak adamdır ama torpili yoktur, şansı yoktur, kader kısmet sonucu bu işi yapıyordur. Saksağan; Hep laf, boş laf! Ama iş? Yok... Önden bakınca New York Borsasında toplantı organize ediyor görüntüsü, arkadan bakınca; ya oyun oynuyor ya da alışveriş sitelerinde geziyor a guzu.
Timsah; Genelde üst kademede olurlar ve ‘işlerine gelmeyeni’ dişleri arasında sıkıştırıverirler! Ve buna mutlaka bürokratik bir kılıf bulurlar…
Koala; Tükenmişlik sendromu yaşayıp sadece para için çalışanlar.
Yarasa; Kördür, önünü göremeyecek kadar. Yönetici de olabilir, alt kadro da. Duyduklarıyla ilerler, sıklıkla gaza gelir. Çakallar tarafından kolaylıkla maniple edilir. Yanlış ata oynamak ya da duvara toslamak kaçınılmaz akıbetidir. Ahtapot; Bunun ne iş yaptığı belli değildir. Yeterli mi kalifiye mi o da tartışılır. Ve fakat bir yerlerde kolları olduğu için her daim kadrodadır… Bukalemun; Bulunduğu ortama göre farklı davranan, nabza göre şerbet veren ve bu şekilde başarı sağlamaya çalışan insan tipidir. Yalakadır ve en sonunda ipi çekilir başka yalaka bulunur.
Deve; Geçmişteki birkaç başarısını hörgüçlerine yükleyip yıllaaarca onunla hayatta kalmaya çalışan insan tipidir.
Deve kuşu; Hiçbir şeye bulaşmadan kafasını kuma gömüp, sorunlar yokmuş gibi yapan ve "başkaları çözsün" deyip bulaşmayan tiplerdir. 
Dinozor; Çok tecrübeli olmasına rağmen teknolojiyle tecrübeyi birleştiremez. Sıklıkla öğüt verir. Arada da beylik laflarla eleştirir. Atsan atılmaz satsan satılmaz tiplerdir.
Fil; Çok kaynak tüketmesine rağmen (maaş, zaman, imkân) çok güçlü olduğu için (sebebi meçhul) kimsenin bir şey diyemediği insan tipidir… 
Tavus kuşu; Sürüp sürüştürür, takıp takıştır, öööyle süzülür salınır. İşten güçten anlamaz, zaten kafa da pek çalışmaz. “Ofisin yolunu buluyor en azından” dediğimiz bu tipler; genellikle yetkili, mevkili birinin ‘torpillisi’dir…
  Ninem diyor ki; Ehil elleri işbaşında gören işi kolay zannedermiş.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.