Odak noktası

A -
A +
Hayat kimseye gül bahçesi vadetmiyor. Sonuçta imtihan dünyası. Bu bilinçle sıkıntıları odak noktası yapıp kilitlenip kalmamalı...
Profesör sınıfa girer ve öğrencilere sürpriz bir yazılı yapacağını söyler. Öğrenciler biraz telaşlanır ve merak ederler soruları.
Profesör, telaşlanmamaları gerektiğini, sorunun çok basit olduğunu söyler ve elindeki yazılı kâğıtlarını, soru görünmeyecek şekilde masaların üzerine koyar. Hep birlikte kâğıtları çevirmelerini söyler.
Öğrenciler büyük bir merakla kâğıtları çevirirler. Kâğıtta soru filan yoktur. Bembeyaz bir kâğıt. Kâğıdın tam ortasında sadece ‘küçük siyah bir nokta’ vardır! Profesör, “Çocuklar kâğıtta soru yok. Ne görüyorsanız onu yazarak anlatmanızı istiyorum” der.
Endişeli öğrenciler söyleneni yapmaya başlarlar ve dersin sonuna doğru kâğıtları teslim ederler.
Sınavın ardından profesör öğrencilerin cevaplarını sesli bir şekilde okur ve görür ki istisnasız hepsi kâğıdın ortasındaki pozisyonunu açıklamaya çalışarak siyah noktaya dair cevaplar yazmışlardır. Tamamı okunduktan sonra sınıf sessizleşir ve profesör açıklamaya başlar;
“Bu sınavı notlandırmayacağım, sadece sizi düşündürecek bir şey sunmak istedim.
İçinizden hiç kimse kâğıdın beyaz kısmı hakkında yazmamış, herkes siyah noktaya odaklanmış!..
Hayatımızda da aynen bunu yaparız...
Aslında beyaz bir kâğıdımız yani, sahip olduğumuz veya çevremizde yaşanan bir sürü harika şey var. Ama biz bunların kıymetini bilmiyoruz. Dikkatimizi ve enerjimizi küçük, nokta gibi hatalar, sıkıntılar ve hayal kırıklıklarına veriyoruz.
Sağlık sorunları, maddi sıkıntılar, sahip olamadığımız lüksler, ilişki karmaşaları, aile içi sorunlar, arkadaşlarla ilgili çatışmalar, hayal kırıklıkları ve daha pek çoğu…
Hayat, bize sunulan özel bir hediye ve her zaman onu kutlamak için nedenlerimiz var.
Hayatımız her gün değişiyor ve yenileniyor.
Arkadaşlarımız, işimiz, geçim kaynağımız, sevgimiz, ailemiz ve görebildiğimiz bütün güzellikler, sahip olduğumuz değerlerimizdir…
Siyah noktaların küçük olmasına rağmen zihnimizi meşgul etmesine izin veriyoruz. Gözlerinizi hayatınızdaki siyah noktalardan uzaklaştırın.
Size lütfedilen her bir şeyin, hayatın size sunduğu her bir anın tadını çıkarın”
 diyerek dersi bitirir profesör.
Yapmamız gereken, kâğıdın ortasındaki küçücük siyah noktayı mı yoksa geri kalan beyaz kısmını mı görmemiz gerektiğine karar vermek…

Ninem diyor ki; Dertsiz baş, bostan korkuluğunda!..
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.