Marifet maneviyattır...

A -
A +
Rivayet odur ki adamın biri bir gün padişaha gelir ve yirmi senede geliştirdiği hünerini göstermek istediğini arz eder. Kişizade padişahın huzuruna alınır. Bu şahıs rivayete göre üç metrelik bir mesafeden iğnenin deliğinden ipi geçirebileceğini iddia etmektedir. Huzura çıkan cambazzade ipi atar ve hakikaten de iğnenin deliğinden geçirir. Herkes şaşkınlık içinde kalır. Padişah bu durum karşısında sakalını sıvazlar ve mabeynine döner der ki: “Bu şahsa 20 altın verile!” duraklar. Cambazzadenin gözleri parlar. Ve padişah ekler; “Ardından da yirmi kırbaç vurula.” Cambazzadenin “Aman efendim!!” demelerine aldırılmadan huzurdan alınır. Mabeyni şaşkınlıkla padişaha soran gözlerle döner. Padişah açıklamasını yapar; “Bu hüneri geliştirmek için verdiği emeğe karşılık her sene için bir altın verilmesini buyurdum… Ancak bu yirmi seneyi böyle ‘gereksiz’ faydasız bir işe harcadığı için her seneye karşılık bir kırbaç vurulmasını emrettim” der…          *** Üç kadın çeşme başında toplanmış konuşuyorlardı. Az ötede ihtiyarın biri oturmuş, kadınların çocuklarını methetmelerini dinliyordu. Kadınlardan biri: -Benim oğlum öyle marifetlidir ki, hiç kimse bu konuda onunla boy ölçüşemez... Tam bir cambazdır o! İp üzerinde bir yürüse de görseniz… Diğer kadın heyecanla atılarak: -Benim oğlumun sesini bilseniz, dedi. Tıpkı bir bülbül gibi şakır. Yeryüzünde hiç kimsenin böyle bir sesi yoktur. Allah vergisi bu... Üçüncü kadın susup duruyordu. Diğerleri sordular: -Sen çocuğunu niye övmüyorsun? -Nesi var ki? Çocuğumun çok üstün bir tarafı yok ki... Ne diye durup dururken öveyim onu… Kadınlar kovalarını doldurup yola koyuldular. İhtiyar adam da peşleri sıra yürümeye başladı. Kadınlar ağır kovaları taşımakta güçlük çektikleri için ara sıra duruyor ve kollarını, sırtlarını dinlendiriyorlardı… Bu sırada çocukları onları karşılamaya çıktı. Birinci çocuk hemen elleri üzerinde havaya kalkmış, çeşitli marifetler gösteriyordu. Kadınlar gözleri hayretten büyümüş haykırdılar; “Aman ne kabiliyetli çocuk!..” İkinci çocuk kadife sesiyle şarkılar söyledi ki, kadınlar gözleri yaşlı hayranlıkla dinlediler onu... Üçüncü çocuk koşarak geldi, annesinin elinden kovayı aldı… Kadınlar ihtiyara dönüp “Gördün, duydun, şahit oldun. Bizim çocukların yetenekleri hakkında ne diyorsun?” dediler. İhtiyar şaşkınlıkla; “Çocuklarınız mı?” dedi. “Onları bilmem. Yalnız biri vardı, annesinin elinden kovayı alıp eve taşıdı. Onu çok beğendim...”   Ninem diyor ki, Yetenek yükselmek içindir, alçalmak için değil!..  
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.