Eyvallah...

A -
A +

Çoğu kimse tarafından yerli yersiz, gelişigüzel kullanılmasına rağmen işitildiğinde veya söylenildiğinde ruhlara serinlik veren bir kelime eyvallah... Tasavvufi kültürün en latif tabirlerinden biri, ‘Hak’la kabul ettik, Hak’tandır’ manasını taşımakta.
Bir derviş, mürşit kapısına hizmet için gelir. Hizmetin ilk basamağı nefsin terbiyesi olan tekke temizliğinde görev alır. Bir gün kalbinden "Allah'ım, nedir bu çektiklerim?.." diye geçirir. Bu düşüncesi mürşidine malum olur ve münasip bir dille tekkeden kovulur. Bizimki düşer yollara...
Gidecek yeri olmadan yürürken yolda bir çobanla karşılaşır, yiyecek ekmek sorup oturur ve başından geçenleri anlatır. Çoban durumuna üzülür ve “Şu karşı dağın ardında bir şehir var, oraya git. İsmi Eyvallah şehridir. Ne alırsan al, eyvallah dedikten sonra, her şey bedavadır orada” diye ekler. Çoban: “Yalnız bu şehrin üç kuralı var; bunları ihlal edersen atılırsın. Kulun işine karışmayacaksın, Allah’ın işine karışmayacaksın, asla yalan konuşmayacaksın” diye nasihat eder.
“Kolaymış” diye sevinir derviş. “Biz zaten bunları dergâhta yapıyorduk”. Sabah erkenden şehre girer. Hamama gider, kasaya yanaşır, eyvallah der; hamamcı da eyvallah deyip para pul istemez. İyi ki de dergâhtan kovulmuşum diye mutludur. Bir de güzel bir hanımla evlendirirler ki değme keyfine…
Bir gün yolda yürürken sade giyimli bir genç kız ve süslü giyimli orta yaşlı bir kadın görür. Kalbinden "Şu kadının hâline bakın bu ne hâl" der. Kadınlar bağırmaya başlar, “Yetişinn kulun işine karışan varrr!!” diye bağırırlar. Etraftan gelirler bir güzel döverler. Her tarafını kırarlar ve kan revan içinde hamalın küfesine koyup evine gönderirler.
Küfede adam "Ey Allah’ım nedir bu başıma gelen?.." diye kalbinden geçirir. Hamal küfeyi yere atar ve bağırır "Yetişinnnn Allah'ın işine karışan varrrr!” Etraftan koşup gelenler adamın sağlam kalan yerlerini de kırıp oracıkta bırakırlar.
Sürünerek evine giden adama kapıyı karısı açar. "N’oldu sana böyle" diye sorar. Bizimki "Çok kötüyüm hanım, soran olursa evde yok de" der. Der demez kadın cama çıkıp "Yetişiiinnnn yalann söyleyenn biri vaarr!” diye bağırır. Duyan gelir ve üçüncü bir dayak daha yer ama bu sefer bayılıncaya kadar. Meğer bu şehirde kalpten geçenler karşıdakine malum olur hiçbir şey gizli kalmazmış.
Adam acılar içinde bayılır ve bir müddet sonra mürşidinin huzurunda adap tutarken ayılır. Mürşidi ona tebessümle bakmaktadır.
"Evladımm" der, "Daha Eyvallah Şehri’nde yaşamasını bilmiyorsun, rıza kapısından nasıl geçersin? RIZA KAPISINDAN GEÇENLER, RIZAYA RAZI OLMAK İLE GEÇERLER…

Ninem diyor ki; Kazaya rıza gerek
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.