Bunları biliyor muydunuz?

Bir ağaç, ölümünü sezdiğinde tüm enerjisini toplayıp tohum üretirmiş... Eğer bir ağaç çevre şartları ve farklı nedenlerden dolayı mutasyona uğrarsa kasıtlı olarak tohum üretmeyi durdururmuş ki; gelecek kuşakları zararlı tohumdan korusun!.. Örneğin fırtınada kırılan ya da dalı gövdesinden ayrılan meşe palamudu ve sedir ağacı kurumadan önce veda edercesine rekor düzeyde tohum üretirmiş…
-Kahvenin içindeki parçacıklar kaynama noktasına gelince patlar. Yüksek ateşte kaynama noktasına ‘hızlıca getirilirse acı bir tat’ oluşur. "Bir acı kahveni içerim" sözü de buradan gelir. “Çabuk pişirirsin, ziyaretimi kısa tutacağım” demekmiş...
-Kars gravyerinin adı 4 bin km uzaklıktaki İsviçre'nin Gruyères yerleşiminden geliyor. 1878'de Kars Rusya tarafından ilhak edildiğinde Rusların davet ettiği İsviçreli David Moser bölgeyi peynir üretimine uygun bulmuştu ki bugün gravyer Kars'ın en önemli gelir kaynaklarından birisi.
-Kara lastik... Cizlavet diye okunan Gislaved özellikle de kırsal kesimde 1930'lu yıllardan beri kullanılagelen lastik ayakkabının adıdır.
1893'te İsveç'in Gislaved kentinde bir lastik firması kuran Wilhelm ve Carl Gislow kardeşler tarafından üretilmiş… İç hurda lastiklerden yapılıp, ayakkabı şekli verilmiş köylü kundurası Gislaved/Kara lastik günümüzde daha estetik ve bol renk seçeneğiyle elit sınıfın tercih ettiği pahalı modelleriyle kullanılmakta...
-‘Ayyuka çıkmak’ diye bir tabir vardır dilimizde. Nedir bu ayyuk diye merak ederseniz; Ayyuk, gökyüzün kuzey yarımküresinde Aurigae burcunun en parlak yıldızıdır. Keçi yıldızı da denir kendisine. Bir zamanlar gökyüzünü seyreden atalarımızdan dilimize kalmış bir miras anlayacağınız.
-TK, Türk Hava Yolları'nın uçuş kodudur. Türk Hava Yolları'nın eski adı Türk Kuşu'dur. Bu sebeptendir ki; THY uçaklarının uçuş numaraları, Türk Kuşu’nun kısaltması TK ile başlar.
-Attila İlhan'ın Mahur Beste şiirinde geçen ''O mahur beste çalar, müjganla ben ağlaşırız' dizelerinde müjganın kadın ismi değil, kirpiklere verilen ad olduğunu...
-Sincapların, annelerini kaybetmiş yavruları ‘evlat’ edindiklerini...
-Bir ölüm, bu kadar güzel kokabilir mi? Papatyaların ‘koparıldıktan sonra’ koktuklarını…
-Tabiatın dengesinin bozulmaması için pek çok canlının kendi hayatından vazgeçtiğini...
Ama insanların rahatından, keyfinden vazgeçmediği için virüsü yayıp insanların ölümüne sebebiyet verdiğini...
Biliyor muydunuz?

Ninem diyor ki; Bin bilsen de bir bilene danış…