Kalbini bozma!

A -
A +

Vakti zamanında bir hükümdar, veziri ve diğer erkândan birkaçıyla sarayından ayrılarak gezintiye çıkmıştı. Bir müddet yol katettikten sonra yolları üzerindeki bir nar bahçesinin kıyısında mola verdiler.

Olgunlaşmış, narlar insanın iştahını kabartıyordu.


Hükümdar bahçe içinde çalışmakta olan yaşlı adamı yanına çağırıp sordu:


- Bu güzel nar bahçesi kimin?
- Benimdir efendim, babamdan miras kaldı.
- Niye yalnız çalışıyorsun? Oğlun uşağın yok mu senin?
- Allah bize bir evlat vermedi efendim, bir karı kocadan ibaret iki kişilik bir aileyiz.
- Peki ben de bu ülkenin hükümdarıyım, nar şerbeti ikram etsen de içsek olmaz mı?


İhtiyar 'Zaten siz istemeseniz de misafire ikram etmemek olur mu hükümdarım?' dedi ve hemen en yakındaki ağaçtan iki nar kopardı ve sıktı.


Hükümdar içti ve çok beğendi. Bütün vücuduna bir zindelik ve ferahlık yayılmıştı... İhtiyar çiftçi herkese sırayla nar şerbeti ikram etti. Hükümdar ve adamları bedenlerinin kazandığı bu zindelikle biraz yol almak için ihtiyara veda edip yola koyuldular.

Yolda şeytan hükümdarın kafasını karıştırmaya başladı: 'Madem birer ayakları çukurda olan bu yaşlı karı-kocanın mirasçıları yok, ne yapacaklar böyle güzel nar bahçesini, karşılığında birkaç kuruş verip de bu bahçeyi ellerinden alayım' diye düşündü...


Hükümdar ve adamları akşama doğru geri dönerlerken aynı bahçenin yanında yine konakladılar. Hükümdar, bir tas daha nar şerbeti yapmasını istedi adamdan. İhtiyar sabahki kadar candan ve gönülden olmasa da bir tas nar şerbeti yapıp sundu. Fakat padişah bu defa nar şerbetinin tadını pek beğenmedi.


Sabahkine hiç benzemiyordu. Sordu; “Baba ne oldu böyle, bu nar şerbeti sabahki ile aynı nardan değil mi? Bunun tadı hiç de hoşuma gitmedi!”


“Aynı nardan hükümdarım… Aslında tadında da bir değişiklik yok, değişen sizin kalbiniz olsa gerek! Sakın, tebaanızın malına göz dikmiş olmayasınız?!.” der demez hükümdar karşısındaki zatın hâl ehli birisi olduğunu anlar ve tövbe eder. Artık o kapı, hükümdarın 'dua kapısı' olur...


Allah niyetimizi de, ağzımızın tadını da, kalbimizi de bozmasın…

Ninem diyor ki; Hak yardım ederse kuluna, kurt çoban olur koyununa.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.