Biliyor muydunuz?

A -
A +
Keçiboynuzu çekirdeklerinin hepsi aynı ağırlıktaymış. O nedenle eskiden ağırlık ölçüsü olarak kullanılırmış. 4 çekirdek bir “dirhem” edermiş. Satıcı 2 dirhemlik bir şey satarken müşteri itibarlıysa 1 çekirdek de kendinden eklermiş. “İki dirhem bir çekirdek” oradan gelirmiş...
Ayrıca keçiboynuzu Arapçada “kırat”, Yunancada “keration” demekmiş. Çekirdekleri kuyumculukta da ağırlık ölçüsü olarak kullanılırmış. Elmas gibi mücevherlerde birim olarak kullanılan “karat” ya da “kırat” da buradan geliyormuş…
* Jean ilk olarak Alman bir Yahudi göçmeni olan Levi Strauss tarafından bulundu. Levi Strauss adlı girişimci madencilerin üzerindeki pantolonların çabucak yırtılması sonrası kot pantolonu tasarlar. Strauss bu buluşu yaparken Fransız kumaşı (Denim = Fransızca “de Nimes”) ve İtalya tasarımı (Jeans = “de Genes” Cenova) kullanmıştır. Denim ve Jean kelimeleri de buradan gelir.
Türkiye’de kullandığımız “Kot” kelimesi ise 1940’larda jean pantolonları Türkiye’ye getiren ‘Muhteşem Kot’ isimli girişimcinin soy adından gelmektedir…
* 13. yüzyılda, o dönemin papası olan 4. Gregory kedilere savaş ilan etmişti. Bugün sağda solda cadı sembolü olarak gördüğümüz siyah kediler başta olmak üzere kedilerin şeytana hizmet ettiğine inanan Papa, Avrupa çapında kedilerin yok edilmesine sebep oldu. Kediler olmayınca, hastalık taşıyan farelerin cirit atmaya başlaması ile birlikte Avrupa nüfusunun önemli kısmı yok oldu!
* Sezar’ın “Veni, Vidi, Vici” sözlerinin şu an Tokat’a denk düşen topraklar içinde söylenmiştir. Antakya üzerinden Tokat’ın Zile ilçesine gelen Jül Sezar, Pontus kuvvetlerini ağır bir yenilgiye uğratmış ve tarihe geçen sözleriyle zaferini tescillemişti; “Veni, Vidi, Vici”  (Geldim, gördüm, yendim…)
* 1948 yılında kurulan İsrail Devleti’nin ilk ve kurucu Başbakanı olan Ben Gurion İstanbul Üniversitesinde hukuk eğitimi görmüştür.
Gurion’un İsrail Dışişleri Bakanlığının resmî internet sayfasında yer alan 8 Mayıs 2003 tarihli biyografisi incelendiğinde; kendisinin 1912 yılında İstanbul’da hukuk öğrenimine başladığı ancak Birinci Dünya Savaşı’nın patlak vermesiyle beraber diğer Siyonist liderlerle beraber sınır dışı edildiği bilgisi mevcut.
* “Bedenime sahip olabilirsin ama ruhuma asla” sözü, koskoca Roma imparatoruna kafa tutan gelmiş geçmiş en büyük devrimcilerden biri olan Spartaküs’e aittir.
* I. Dünya Savaşı yıllarında Sarıkamış’ta Ruslara karşı zorlu bir mücadele veren ancak soğuk, açlık ve cephane azlığı gibi sebeplerden yüzlerce askerimiz Rusların eline esir düşerek Sibirya’ya gönderildi.
Rusya’da çıkan 1917 yılındaki Bolşevik İhtilali sırasında bu esirleri kurtarmak için kahraman bir Türk kadını Meryem Atmaca devreye girdi. Belki de hiç kimsenin yapmayacağı fedakârlığı gösteren, Miralay Ali Rıza Atmaca Efendi’nin eşi Meryem Atmaca Ruslarla pazarlık yaparak babasından kalan tüm mirası olan 10 bin altını vererek Çar Rusya’sının elindeki 1.800 Türk subay ve erini Sibirya’dan ana vatana ilhakını sağladı. Savaşın bilinmeyen kahramanı Meryem Atmaca 1926 yılında fakir bir kadın olarak vefat etmiştir…

Ninem diyor ki: Doğru bilinmeyince eğri bilinmez.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.