-İngilizler talep ederse yeni kraliçe olabilirim, Çarls’la Kamilla çekilsin şuradan…
-Bazıları kendini prenses sanıyor, ah canım, sen o masalın ancak cadısı olabilirsin farkında mısın?
-Bu aralar ruh hâlim; ‘Canım bak bir derdin bir sıkıntın olursa biliyorsun umurumda değil…’
-Doğayı sev, yeşili koru, beni darlama!..
-Kim istemez ki bir fikrin ince gülü olmayı?..
-Aklın yoksa fikrinle meşgul etme… Net.
-Her şeyin farkında olmak ama oralı bile olmamak.
-Son derece mantıklı konuşup mantıksız davrananlar, size de selam…
-Sessizliğimi aldanmayın bir esersem mevsim değişir!
-Bana ben isteyince ulaşırsın, o da belki…
-Arpaya katsan at yemez kepeğe katsan it yemez, ama havasından geçilmez…
-Gözlerin içine uzun uzun bakıp elini eline alıp ‘Sen beni üzecek vizyona sahip misin antilop?!’ diye bağırmak istediğiniz biri var mı?
-Ben kendi hayatıma zor yetişiyorum millet başkalarının hayatına yorum yapıyor, inanılır gibi değil…
-Aniden gelen ‘Bu bana yapılmazdı!’ farkındalığı… Size de oluyor mu?
-Bir yere gitmeden iki saat önce hazırlanmaya başlayan ama yine de geç kalanlar, buradasınız biliyorum…
-Kalbiniz ne kadar iyi olursa olsun, sonunda insanlara onların davrandığı gibi davranmak zorunda kalıyorsunuz…
-“Acele işe şeytan, benim işime haddini bilmeyen herkes karışıyor” diyorsan el kaldır…
-Çok samimiyet saygıyı azaltır, çok iyilik suistimal getirir, çok sevgi nankörlük getirir ‘çok’lar sıkıntı… Denge esas.
-Herkesle aran bozulabilir, hatta bazılarının kaybı iyi bile gelir. Ama ‘kendinle’ aran hep iyi olsun; o bozulunca her şey bozuluyor çünkü…
-Üzerine basa basa gezindiği bahçede çiçek kalmamış diye hayıflananların devrinden iyi haftalar…
Ninem diyor ki: Bağa bak üzüm olsun, yemeye yüzün olsun.