Üsküdar’ın kedileri, velileri, sultanları...

A -
A +
Geçen sene düzenlenen Üsküdar Sempozyumu’nda konuşan Ümit Meriç Hanımefendi ile Uğur Derman Beyefendi, doğum yerlerinin Üsküdar olduğunu sık sık dillendirince; oturumu yöneten Mehmed Âkif Aydın Bey, “Siz Üsküdar’da doğmuşsunuz. Oysa benim gibi çoğu kişi, Üsküdar’da doğmadığı hâlde burada yaşamayı tercih etmiştir” diyerek lâtife yapınca salondan büyük bir alkış almıştı.
Nereli olduğumu soranlara “Eş tarafından Üsküdarlıyım” diyerek cevap veriyorum. Nüfus cüzdanımda, doğum yeri hânesinde bambaşka bir yer yazıyor olabilir; fakat Üsküdar’da yaşamayı seçtiğimi gururla söyleyebilirim…
Son günlerde Üsküdar’ın önemli isimlerinden Azîz Mahmud Hüdâyi’nin ismi; hem Muhteşem Yüzyıl Kösem dizisinde hem de adı, "kedi babası"na çıkan Mustafa Efe ile ilgili haberlerde sık sık geçmekte.
Uzun sayılabilecek bir süredir televizyonlarda, gazetelerde hattâ sosyal medyada; Üsküdar’daki Azîz Mahmud Hüdâyi Câmiî’nin imamı Mustafa Efe’nin mâbedin kapısını kedilere açtığı haberi yer almakta. Hoca, câminin içindeki kedilere dokunulmamasını tembihlemekle kalmıyor; onları öyle güzel seviyor ki aramızda sevgiyi unutan çoğu kişi birbirini ne yazık ki bu şekilde sevememekte.
Azîz Mahmud Hüdâyi, Üsküdar’ı geçmişten geleceğe taşıyan çok önemli isimlerden birisi. 87 yıllık hayâtı bir yana; vefâtının üzerinden geçen neredeyse 400 yıla rağmen ismi gök kubbede çınlamaya devam edip Üsküdar’a kalkan olmakta…
Yaşadığı dönemde İstanbul’u en iyi bilen kişi olarak ünlenen Reşad Ekrem Koçu, İstanbul Ansiklopedisi’nde Üsküdarlı Vâsıf Hoca’ya atfen şu şekilde yazmaktadır:
“Azîz Mahmud Hüdâyi Bursa’dan İstanbul’a teşrif edince hamile olan eşiyle bir câmi köşesine sığınmışlar. Biçâre kadın yoksulluktan şikâyet ede dursun; Sultan I. Ahmed bir tavsiye üzerine gördüğü rüyâyı tâbir etmesi için bir kese altınla birlikte bir mektup vererek harem ağalarından birisini hazrete göndermiş. Aziz Mahmud Hüdâyi, mektubu bile açmadan, zarfın üstüne cevabını yazıp ağaya vermiş. Neye uğradığını şaşıran harem ağası, I. Ahmed’in gönderdiği keseyi Hazret-i Hüdâyi’ye, o da yoksulluktan yakınan eşine teslim etmiş…”
Sultan I. Ahmed’in bu hâdise karşısında küçük dilini yutacak duruma geldiğini söylemeye gerek bile yok. Pâdişâhın kalbi bu olaydan sonra Azîz Mahmud Hüdâyi’ye o kadar sıkı bağlanmış ki sultan, fırsat buldukça Üsküdar’a geçerek Hazret-i Hüdâyi’yi görmeye gider olmuş. Hattâ Sultan I. Ahmed bir ara devlet işlerinin Üsküdar’daki saraydan yürütülmesini istemiştir; fakat pâdişâhı bu kararından Osmanlı geleneklerine vurgu yapan devlet adamları vazgeçirmesini bilmişlerdir.
Üsküdar asırlar boyunca mistik havasıyla anlatılır, durur… Kuşkusuz bunda Azîz Mahmud Hüdâyi’nin çok önemli bir yeri vardır. Yaşadığı dönemde kapısına gelenler, kendisiyle görüşmek isteyenler o kadar fazladır ki; âdeta onun şöhreti ile Üsküdar yeniden imâr edilmiş, asıl kimliğine kavuşmuştur.
Doğrusu; onun kapısını ziyâret edenler arasında düşkünler de vardır devlet adamları da… İşi rast gitmeyen, bir lokmaya muhtaç olan ya da yalnızca konuşarak arınmak isteyenler çekinmeden hazretin kapısına gider, derdini anlatabilirdi. İstanbul’a, dünyânın hayranlıkla seyrettiği Sultan Ahmed Câmiî’ni hediye eden I. Ahmed; câminin temelinin atılışından açılışına kadar Azîz Mahmud Hüdâyi’nin yardımını gözlemiştir. IV. Murad taht sırası kendisine gelince, Hazret-i Hüdâyi’nin yalnızca elinden kılıç kuşanmakla kalmamış; tahta oturduktan sonra da sohbetinden istifâde etmiştir.
Üsküdar’ın en büyük sırlısı diyeceğimiz Azîz Mahmud Hüdâyi, ömründe bir kez dahi olsa kendisinin türbesini ziyâret edenlerin denizde boğulmamaları, âhir ömürlerinde fakirlik çekmemeleri ve îmanlarını kurtarmadıkça ölmemeleri için duâ etmiştir. Bu duâyı öğrendikten sonra Hazret-i Hüdâyi’nin türbesini mi merak ettiniz? Çok kolay efendim; Üsküdar’a geçtiğinizde kedileri tâkip edin, doğruca türbeye çıkarsınız...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.