Angela Merkel’in merakı!

A -
A +
Almanya Başbakanı Angela Merkel son dört ayda Türkiye’ye beşinci ziyâretini gerçekleştirdi! Başbakan Davutoğlu’yla görüşen Merkel’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’la buluşması da samimi bir ortamda gerçekleşti. Bu ziyâretin siyasal analizi pek çok isim tarafından detaylı olarak yapılacaktır. Fakat benim ilgimi çeken; Cumhurbaşkanlığı koridorlarında Angela Merkel’in dikkatinden kaçmayan hat tabloları oldu. Hat konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan bilgi alan Merkel’in merakı artmış olacak ki “Siz de yazabiliyor musunuz?” diye sorma ihtiyâcı hissetmiş olmalı… Günümüzde, iletişimin ve devletlerarası ilişkilerin geldiği nokta, uzmanlaşma ile birlikte zamanla yarış mecburiyetini doğurmuştur. Oysa bundan birkaç asır öncesine kadar Osmanlı tahtında oturanlar, büyük siyasal krizlerle boğuşsalar dahi, kendilerini dinlendirecek işlere imza atabiliyorlardı. Osmanlı tahtının vârislerinin henüz çocukluk yıllarında, eğilimlerine göre herhangi bir sanat dalında yetiştirilmeleri önemli bir âdetti. Bu yüzden tahta çıkanlar arasında hattatlar, şâirler ve farklı sanat dallarında kendilerini yetiştiren isimler çıkmıştı. Merkel’in sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın cevabı “O bir sanat” olmuştu… Gelin o hâlde sanatın peşinde koşalım… İstanbul’da târihî yarımadanın merkezi sayılabilecek Sultan Ahmed bölgesinde, Topkapı Sarayı’nın meydana açılan kapısının önünde görenleri kendisine hayran bırakan bir çeşme vardır. Bu, öylesine güzel bir çeşmedir ki; gösterişine ancak bir pâdişâh hattı yakışırdı. Lâle Devri olarak bilinen dönemde Osmanlı tahtında oturan III. Ahmed, bu çeşmenin kitâbesini kendisi yazmıştır. Târih-i Sultan Ahmed’in câri zebanı lüledenAç besmeleyle iç suyu Han Ahmed’e eyle duâ  
Angela Merkel’in merakı!
Topkapı Sarayı’nın önündeki III. Ahmed Çeşmesi
  III. Ahmed bununla yetinmemiş, Üsküdar’da yaptırdığı meydan çeşmesinin kitâbesini de yine ustaca yazmıştır. Dedi Han Ahmed ile bile İbrâhim târihinSuvardı âlemi dest-i Muhammed’le cevâdullah  
Angela Merkel’in merakı!
Üsküdar’daki III. Ahmed Çeşmesi


Zannetmeyin ki pâdişâhın yazı yazması, gelip geçici bir hevesti… Kitaba, kültüre çok önem verdiği için sarayda kendi adı ile anılan bir kütüphâne de yaptıran Sultan III. Ahmed, fırsat buldukça Topkapı Sarayı’nı yazıları ile süslemişti.
Osmanlı tahtında oturanlar arasında, III. Ahmed’in dışında hattat olmadığını düşünmeyin. Özellikle Topkapı Sarayı’ndaki yazıları ile dikkat çeken II. Mahmud ve adı modernleşme ile anılan Sultan Abdulmecid, hat sanatında önde gelen isimlerdendir.
İsmi hattat sultanlar arasında yer alan II. Mustafa, hat sanatında yeni bir devir açan Hâfız Osman’ın öğrencilerinden birisidir. Hâfız Osman yazı yazarken hocasının hokkasını elinde tutan II. Mustafa, yazının mükemmelliği karşısında hayranlık duyarak “Artık bir Hâfız Osman Efendi daha yetişmez!” der. Hocasıysa tebessüm ederek “Hünkârım gibi hocasına hokka tutan sultanlar oldukça daha çok Hâfız Osmanlar yetişir” karşılığını verir.
Herhangi bir sanat dalında zirveye ulaşmak için yılların emeğini vermek gerekmekte… Doğrusu; zamanın oldukça hızlı aktığı modern dünyâda yıllarını verip de Hâfız Osmanlar ya da III. Ahmedler gibi yetişmek isteyenler çıkar mı, bilemiyorum.
Siz ne dersiniz?


hasanerenulu@gmail.com
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.