Harika takım vizyonda

“Ne demiştik, ‘Beşiktaş’ın yeni golcüsü Cenk.’ Şimdi, bir adım ötesini anlatalım; Şenol Hoca, basketboldaki efsane Harlem gibi ‘Harika bir takım’ sürdü vizyona ama birkaç kusurla.

O  nasıl bir istek, ne muazzam bir inanmışlık ve de ne kudretli bir dokunuş? Doğrusu; bayıldım, Şenol Güneş’in eskilerle-yenileri bir haftada kaynaştırıp; şampiyon Beşiktaş’ı ‘Harika’ yapan takım mühendisliğine. 
Sanki Play Station oyunu gibi göz kamaştıran bir tempo, inanılmaz heyecan ve oldukça yüksek rekabet gösterisi içinde başladı Beşiktaş, Karabük karşılaşmasına. Gökhan Gönül ve Caner ile kanatları daha hareketli hale gelen Beşiktaş’ın, 4-2-3-1 düzeni içindeki oyun geçişleri mükemmeldi. O, oyunu 20 metrelik derinliğe sıkıştıran ve uzun ters toplarla rakibi Karabükspor’u yıpratan Beşiktaş’ı yarım saate skor rahatlığına kavuşturan goller, aslında affedilmez birkaç zaafın da habercisiydi. Bu oyunda hızlı kontra atağa çıkan her takım pozisyon ve gol üretebilirdi, nitekim Karabük de üretti.
Zihinlerdeki soru ‘Sezona mükemmel başlayan Cenk Tosun mu, yoksa ‘Filozof golcü’ Aboubakar mı?’ idi. Şenol Hoca, “Yaptıkları, yapacaklarının garantisidir” mantığını yürüterek tercihini Cenk’ten yana kullandı. Hakkını teslim edelim Cenk, diri, istekli ve inatçı karakteri içinde 1 gol, 3 pozisyon zenginliğindeki performansıyla Hocasını mahcup etmedi. 
Yenilerden Caner, joker gibiydi. Göhhan İnler, Atiba’yı aratmayan etkili futboluyla tam bir görev adamı olduğunu gösterdi. Onunla birlikte Tolgay da kusursuz oynadı. Ancak Talisca o inanılmaz kalitesine rağmen pas oyununda öyle hatalar yaptı ki, ‘kiralık’ levhasında dumanlar tütüyor gibiydi, haliyle yerini Oğuzhan’a bıraktı. Bu tercih de penaltı golüyle taçlandı.
Özetlersek Beşiktaş, bayramı erken karşıladı. Karabük mü o tempoya iyi direndi, bir de gol buldu, yetmedi.

Maçın adamı: Cenk Tosun. Diri, istekli ve inatçı karakteri ile yıldızlaştı