Ardalı ya da Ardasız!

Fikirler; olayların ve kişilerin önüne geçemiyorsa orada kalıcı başarıdan söz edilemez. Bu manada Fatih Terim inandığı doğrular etrafında yeni bir Milli Takım kurmaya çalışıyor. Sabır şart.
Ukrayna önündeki başlangıç on biri riskli bir arayıştı ve ilk denemede iflas etti. Eminim ki; İzlanda karşısına ‘Kazanmak’ için ideale en yakın takım çıkacak. Ancak; kafalarda bir dizi soru var; 
Soru; ‘İzlanda’dan nasıl 3 puanla dönülür?’
Şurası kesin ki; Ukrayna karşısındaki on birin yanlış olduğunda herkes hemfikir. Benim tanıdığım Terim iki defa aynı hataya düşmez. İzlanda önünde ne o etkisiz on bir olur ne de sistem kargaşası. Daha farklı ve dinamik on bir olur. 
Çift forvetli mi?
O fikir; oyunu önde tutmak, rakip savunmayı hücuma çıkarmamak; Emre ve Hakan ile kanatları baskın kılma adınaydı, tutmadı. Öndeki -gereksiz- yığılma sebebiyle orta sahayı rakibe teslim ettik ve savunma zaaflarına meydan verdik ve golleri yedik. Özellikle; Ömer-Balta uyuşmazlığı akıllara ziyan bir durumdu.
Forvette bir erken hamle ile hata düzeltilemez miydi?
Düzeltebilirdi ama Fatih Hoca, Enes’i kaybetmek istemedi. Ona bir kredi tanıdı. Sonra Tolga,  Kaan ve (Mehmet Topal’ın konum) değişiklikleri ile o zaaf giderildi, oyuna tempo geldi ama hücum silahını yine kullanmadık. Cenk buhar oldu. Çareyi, duran toplarda aradık. Onda da, Messivari çalımlarıyla rakibi bayıltan Emre Mor’a takıldık. Oysa Caner ve Çalhanoğlu bu iş için biçilmiş kaftandı. Genç Emre yeteneğini takım için kullanabilse, üçüncü golü de üretebilirdik. İzlanda önünde hiç değilse bu tarafını geliştirmeli.
Sonuç, İzlanda’da bir sürprize imza atabiliriz. Çünkü bu ekip, Ardalı ya da Ardasız; 2018 Dünya Kupası’na gidecek kaliteye sahip. Bunu Ukrayna önündeki iştahı ve diriliği ile gösterdiler. Şimdi, bir adım ötesine; takım oyununa geçmeliler. 

   Felaketten şenliğe koca bir adım attık. Kanaatim o ki, Ardalı ya da Ardasız, 2018 Dünyası Kupası’na katılacak nüve bu takımda mevcut