AbouBAKAR Napoli’yi YAKAR!

Beşiktaş, Napoli’de tarih yazdı… İşte büyüklük, bu… Ama durmak yok, yola devam!

Beşiktaş, tarih yazdı… Hem de ne tarih!              
Napoli, sakın aklından çıkarma, Kartal’ın eti yenmez. Adriano ve Aboubakar bu, adamı Güneş gibi çarpar! Nitekim çarptı da. Başa dönelim… İnanın, maç öncesi içimden bir ses, “Roma’nın yaptığını Beşiktaş neden yapamasın?” diyordu. Ancak, istatistikler öyle fenaydı ki, Beşiktaş’a hiç şans tanımıyordu. İçimdeki o ses bu defa; “Şampiyonlar Ligi’nde tarih yazılacaksa bunu ancak Şenol Güneş yazar!” diye haykırıyordu. Sahaya çıkan on bir bunun ispatıydı. Şenol Hoca, Kayseri’de oyun tutturamayan Talisca’yı kulübeye çekmiş, 4-5-1 düzeninde sahaya sürdüğü savunma ağırlıklı on birde Tolgay’a oyun kurucu rolünü vermişti. Bu olabilecek en akıllıca tercihti ve Tolgay müthiş bir asistle Adriano’yu golle buluşturdu. Sevinçten havalara fırlamışım… Çift forvet sevdasından vaz geçmiş, hücumu rakip savunmayı yıpratacak en doğru isim, Aboubakar’a teslim etmişti. Adriano ve Quaresma kanatlardan top taşıyor, Napoli’yi bunaltıyordu. Belli ki Şenol Hoca, oyuncularına, “İlk yarı varınızı yoğunuzu ortaya koyun, gol bulun, aksi takdirde Napoli bizi ezer geçer” demişti. Nitekim, golden sonra Napoli öyle bir yüklendi ki… Zielinski, İnsigne ve Mertens’in topla buluştukları her an, tehlike oldu. Hele Callejon; bir, iki, üç, dört değil, tam 5 kez Fabri’nin koruduğu kaleye göstere göstere top kesti… Alan savunması, kademe anlayışı, hak getire, “Bir takım bu kadar boş bırakılmaz ki”, derken Mertens, skoru eşitlemez mi… Dondum kaldım… Fabri muhteşemdi. Sonra sahneye Aboubakar çıktı, Beşiktaş’ı zafere taşıdı. Helal olsun.
Ah bir de şu basit ve acı verici penaltılar, olmasaydı, Ah Caner! Mertens’i sarılarak durdurmak da ne? Senin tecrübesindeki biri, bunu nasıl yapar?

Maçın adamı: Aboubakar. Golleriyle Beşiktaş’ı zafere taşıdığı için...