Avcının fendi!

“Kalite; ilmek ilmek dokunur… Abdullah Avcı’nın elinde futbol şiir gibi okunur. O güzelliğin adı: BAŞAKŞEHİR''

Avcı’nın fendi, Riekerink’i yendi!    Şampiyonluk gelinlik kız gibi… Talibi o kadar çok ki... Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe gibi bilindik adaylar arasında ligin yükselen yıldızı olarak en öne çıkan adayı tartışmasız Başakşehir, bu kalite ve farkın mimarı da; Abdullah Avcı…  
Olde Riekerink’in 4-5-1 düzenine benzer bir dizilişle sahada yer alan lider, böyle final niteliğindeki maçlarda sergilediği o klasikleşen ezberi dün deplasmanda da akıllıca tekrarladı. Akıllıca dememim sebebi şu; bu tür maçlarda Abdullah Hoca’nın taktiği hep aynı, topu rakibe teslim ediyor, kanatları kapatıyor, kazanılan ilk topta Visca, Mossoro ve Cengiz ile hızla rakip alana inip, ya pozisyon üretiyor ya da Mehmet Battal ile gol. Dün de aynen böyle oldu… Zira Visca’nın pozisyonunu maçın başında Muslera’nın güçlükle çıkarmasından sonra topu tam yarım saat Galatasaray’a teslim etti. Bu arada bir iki Emre’nin şutları ile rakibi yokladı. Galatasaray bir duran topta Sneijder’in ustalığı ile Sinan golü bulsa da.  Bu aldatmaca golden sonra rakip alana yerleşen Başakşehir, galibiyeti zorladı. O farkı da Yalçın’ın gerçekleştirdi ki…  Burada demek istediğim Galatasaray’da Bruma’ya yazık oluyor.  Adam tam bir kanat oyuncusu, dizginlenmesi güç bir tay gibi… Topla buluştu mu, hızla rakip ceza sahasına inebiliyor, öndeki Eren ve Sinan’a top kesebiliyor. Ama o topları değerlendirecek, golcü nerede?  
Bir de Emre Belözoğlu’nun dikkatini çekmek isterim. Tecrübesi, hırsı, çalışkanlığı ve mağlubiyeti kabul etmeyen tarzı ne kadar büyük bir futbolcu olduğuna işaretse, gereksiz hırçınlığı da o kadar zayıf noktası. Eğer; dün Ali Palabıyık’ın yerinde bir başka hakem olsa kesin Emre’yi ilk yarıda oyun dışında bırakırdı. Aman dikkat Emre…

MAÇIN ADAMI

Abdullah Avcı

Şampiyonluğa oynattığı takımın mimarı olarak