Güneş’in yükselişi

A -
A +

''Beşiktaş’ın soğukkanlı ve kontrollü futboluna bir türlü önlem alınamıyor. Bu oyuna İgor Tudor da teslim oldu.''

Artık şampiyonun adını koyalım; Beşiktaş bu saatten sonra zirveyi kimseye bırakmaz.         Merak ettim, “Acaba İgor Tudor, Riekerink’in Galatasaray’ında neyi değiştirmiş?” diye. Gördüm ki; o “vurdumduymaz” topluluk gitmiş yerine ciddiyetle mücadele eden, maçı kazanırsa sadece derbi prestiji değil yeniden “şampiyonluk hedefi”ne odaklanacağının bilincinde olan, diri ve istekli bir Galatasaray gelmiş. Bu değişim güzel. Ancak kumaş o kadar defolu ki; Selçuk, Sneijder ve Podolkski de dahil hiçbir hamle dikiş tutacak gibi değil. Bireysel hatalar diz boyu. Ama gerçek şu ki, eskisinden daha iyi Galatasaray.
İşte Beşiktaş dün böyle bir Galatasaray’ı geçti ve şampiyonluk yolunda çok büyük bir adım attı. Her zamanki gibi sabırla, azimle, usta ayaklarıyla strateji oyunu oynayarak. 
Şenol Hoca’yı kutluyorum, o ezberlenen kontrollü oyununa rakipleri bir türlü önlem alamadığı için. 
Düşünün Cenk Tosun yoğun markaj altında ama gerisinde Talisca gibi beyin, Quaresma gibi bir yetenek, Atiba gibi aşılmaz bir duvar ve Oğuzhan gibi doktor var. 
Ya Galatasaray’dakiler?
Futbolcu önce futbolunu oynayacak, artistlik yapmayacak. Galatasaray’ın en etkili futbolcusu Yasin, maçın başında Atınç’ın topa hamlesinde kendini yere öyle bir bıraktı ki; tribünler, “Penaltı” diye ayağa kalktı! Ah be kardeşim, duygularla oynamanın alemi ne?  
Hakem Bülent Yıldırım’ı tebrik ediyorum, ilk anda işareti “penaltı noktası” gibi anlaşılan ama aslında autu göstererek en doğru kararı verdiği için. 

MAÇIN ADAMI

Talisca 

Radar gibi oyunu okuyan özelliği ve sonucu belirleyen gol vuruşu sebebiyle.

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.