Tosun Paşa böyle istedi

A -
A +

Beşiktaş, Şampiyonlar Ligi’ndeki destansı oyunla lider G.Saray’ı dize getirip, büyük bir yol kat etti

“Dünle beraber gitti, düne ait ne varsa, Bugün yeni şeyler söylemek gerek.” Mevlana ne güzel söylemiş, sanki bugünü özetler gibi…  Beşiktaş devi devirdi ve resmen yarışa ortak oldu. Üstelik büyük bir tartışmayı da bitirerek. Neydi o tartışma?  Fernando’un Oğuzhan’a müdahalesi penaltı mı, penaltı, oyuncu kendini atmış atmamış hakem ona mı bakar, yoksa pozisyona mı? Neyse ki, tartışmayı bitiren VAR değil Beşiktaş’ın golleri… Cenk Tosun’un gol sezgisi, Tosic’in harika ayak içi, Negredo’nun tabelayı üçleyen çalımı… Bravo…  Diyeceğim şu ki, Beşiktaş-Galatasaray derbisi adına yakışır kalitedeydi. Tempo, pas, pozisyon ve gol zenginliği.  Bir de o güzelim pozisyonlar daha ilk yarıda gol olsa inanın bu mücadele kırk gün kırk gece anlatılırdı.  Doğrusu İgor Tudor, böyle büyük maçlar için kendini yeterli görmediğinden olsa gerek risk içeren cesur adımlar atamaz diye düşünmüştüm, atamazdı da… Kolay mı, insanın korkularıyla baş edebilmesi? Tudor’un Linnes ve Yasin’i kulübede tutup, güçlü fiziği ile Quaresma’yı kontrol altına almak adına maça sol bekte Denayer ile başlaması işe yaradı mı, yaramadı. Buna karşılık hata yapmaktan korkmayan Şenol Güneş; Atiba, Tolga, Oğuzhan ile orta alanda sihirli üçgeni kurup zor olan derbiyi kolay hale getirdi. İşte teknik adam farkı, bu…
Diyeceksiniz ki, Şenol Hoca buna mecburdu, dönüşü olmayan bir yoldaydı. Bu derbiyi de kaybetse büyük yarıştaki iddiasını kaybederdi. Doğru da… Sadece bu mu, Beşiktaş’ı kritik maçlarda öne çıkaran etken, hayır değil… Şenol Hoca basit olanı, iyi yapmaya çalışan birisi… Korkularıyla başa çıkabilen büyük karakter o… Oyuncuların gölgesinde kalan biri değil. 

MAÇIN ADAMI: Oğuzhan 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.