Bu ülke kupa ister!

A -
A +

Başkan Fikret Orman, Beşiktaş’a “Avrupa’da kupa kazanmak” diye bir yol çizdi. Hayal de, hedef de büyük. Başkası zaten yakışmaz Beşiktaş’a.
Ayrıca G.Saray’dan 16 yıl sonra bir takımımız, ülkemize bir Avrupa Kupası kazandıracaksa ki, kazandırmalı. Bu neden Beşiktaş olmasın?
Sakın, “Bu takımla mı?” demeyin.
Evet, “Bu takımla” neden olmasın?
Antalya önündeki o dikkat ve disiplin hatalarıyla dolu “Panik futbolu” değil tabii ki kastettiğim şey.
Zaten amaç, turu geçip UEFA Avrupa Ligi’nde gruplara kalabilmekti. “Önce kontrol” dedi Şenol Hoca, deplasmandaki 1-1’lik sonuca göre golsüz beraberliğin yeteceğini düşünerek.
Antalya maçında verilen 4 pozisyonda -ikinci bölgedeki alan savunması zaafı yüzünden- 3 golün yenildiğini düşünürsek, doğrusu da buydu.
“Gol atamazsan, gol de yeme!”
Partizan’ın en etkili olduğu bölge de tam burasıydı, Ricardo’nun gerisindeki Ivanovic, Pantic ve Zakaric üçlüsünün hızlı hücum girişimlerini yaptığı alan, yani.  Partizan’ı durdurmak için önde basmak ve bu bölgeyi kapamak gerekiyordu. Şenol Hoca’nın stratejisi de bu yöndeydi. Önce rakibi durdur, sonra golü zorla.
Adriano’nun kontrolünde Necip-Medel ikilisiyle rakibin oyun alanını daraltarak, Partizan’ı hataya zorlarken savunma arkasına atılan toplarda Larin, Caner ve Tolgay ile gol üretmekti, amaç.
Plan, Necip’in sakatlanmasına rağmen kusursuz işledi. İlk gol, Tolgay’ın düşürüldüğü pozisyon sonucu bir duran toptan geldi, Quaresma nefis kesti, Pepe harika vurdu. Oğuzhan da turu kolaylaştıran golü atıverdi. İş bitti…
Durmak yok, yola devam.
Çünkü bu ülke, sizden kupa bekliyor, büyük Beşiktaş.

MAÇIN ADAMI: Pepe

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.