45 dakikalık futbol!

A -
A +

F.Bahçe, Ersun Yanal'la ilk yarıda şahlandı dün. Ancak ikinci yarıda bir anda fabrika ayarlarına dönüverdi...

 
F.Bahçe, Ersun Yanal’ın getirdiği mutluluk rüzgarıyla çıkmıştı maça. Hakikaten hiç görmediğimiz şekilde oyuncular istekli, arzulu ve iştahlıydı. Bir Yanal dokunuşu bambaşka bir havaya büründürmüştü takımı. 
O nasıl bir dokunuş öyle? Arzu, istek, tempo ve tribünlerdeki coşku 500 voltluk ampul gibi aydınlatıverdi dün ilk 45’te geceyi F.Bahçe adına. 
İşte dün F.Bahçe’de ilk yarıda yaşanan görüntü aynen böyleydi:
...Ve uyuyan devin uyanan yıldızları; Ayew, Skrtel, Valbuena, Slimani, Isla...  
Hepsi, sanki oynamak için Ersun Hoca’yı bekliyormuş gibi F.Bahçelilerin hasretini çektiği parlak ve güçlü geleceğin müjdecileri gibiydi. 
Goller, beklentileri öyle yükseğe taşıdı ki; F.Bahçe ligin kalan bölümünde şampiyonluğa oynayacak gibi iştahlandı.
Hâliyle, ilk yarıyı seyrederken “Taze kan, uyuyan devi uyandırdı” diye düşündük. 
Ancak Ersun Yanal gazı bile sadece 45 dakika etkili oldu. İkinci yarı F.Bahçe’nin bütün zaafları ortaya çıkıverdi. Ligin dibine demir atmış bir takım karşısında F.Bahçe kendi sahasında rakibine bu kadar pas tezgâhlama imkânı sunuyorsa, yönetimin kadro kurgusunda ne yanlışlar yapıldığını oturup düşünmesi lazım. Yanal’ın Ekici-Benzia ve Valbuena-Barış değişiklikleri topun Fener’de kalmasını sağlamadı, aksine rakibe geçmesine yaradı.  
Asıl mühim olan bundan sonrası. 
Bu takıma ocak ayında takviyenin şart olduğu gün gibi aşikâr. Eğer Ali Koç Başkan, gereken bu dokunuşları yaparsa ilk yarının tam tersi bir F.Bahçe izleriz. Yani, keyif veren, lige asılan ve taraftarını memnun eden bir F.Bahçe… 
 
Maçın adamı: Valbuena
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.