Kendi düşen ağlamaz!

Beşiktaş ters köşe! Bir Büyük Mustafa filmi bu... Başka bir şey değil.     
Beşiktaş mı, ruhunu kaybetmiş, sezonu çoktan kapatmış da kontra yumrukla grogi duruma düşen boksör gibi. İkinci yarıdaki Mustafa Pektemek ateşlemesi de olmasa iyice buharlaşacaktı Beşiktaş. Zira 2-0’dan sonraki baskıya aldanmayın. Çünkü Kasımpaşa skoru korumak adına geriye yaslandığı için Beşiktaş etkili göründü.
Yoksa Beşiktaş’ın tepki verecek mecali kalmamıştı. Şaşırdım. Tamam haftalardır devam eden bir düşüş içinde Beşiktaş ve deplasman fobisi var da bu kadarı da fazla değil mi?
Öyle ki Quaresma’sız kanatsız kuş gibi ne sekiyor ne de uçuyor. Yazık!
Beni asıl şaşırtan ise Şenol Güneş’in bu duruma kayıtsız kalması. Ne Dorukhan sakatlandığında ne de Adriano-Fatih tercihinde bile Quaresma’yı hatırlamayıp, kafasında Beşiktaş’ı bitirmiş olan Babel’e sarılması...
Bu mu teknik adamlık?
Zaaflar öyle çok ki, Gökhan ileri çıktığında arkası boş kalıyor, doğru kademede yapılamadığı için Kasımpaşa sırf çok rahat pozisyonlar yakalıyor, kulübe seyrediyor bunu.
Devre arası çare olur mu Beşiktaş’a bilmem ama şu bir gerçek ki, bu böyle gitmez iş başa düştü Fikret Başkan! Bu takımın Tosun gibi bir forvete ve Quaresma çapında bir kanat oyuncusuna ihtiyacı var.
VAR, demişken karşılıklı iptal edilen iki gol VAR. İkisinde de zayiat VAR. Birinde sayılmayan gol sevinci yüzünden Dorukhan sakatlandı, diğerinde Diagne sarı kart gördü.
Al sana “VAR’ın fayda ve zararları” üstüne günlerce sürecek tartışma.
Sonuç, Kasımpaşa dün ışıl ışıldı. Kanatlardan öyle etkili geldiler ki, Sadiku ve Diagne’nin harika golü ile başlayan maç daha ilk yarıda inanın farka giderdi. Ki ikinci yarıda gitti. Diyeceğim, Kasımpaşa ligin rengi, heyecanı, coşkusu ve Mustafa Denizli ile ümit dolu yüzü olup çıktı.
Bravo Mustafa Hoca.

MAÇIN ADAMI: Mustafa Denizli