İşte Avrupa gerçekleri!

Yıllardır yazıp duruyorum, “Renk körü olmayalım, kendimizi kandırmayalım!” diye...

Benfica’nın hocası Lage, Fatih Terim ve ekibini çok iyi analiz etmiş. Futbolu G.Saray oynadı, maçı Benfica kazandı ve turu da sağlama aldı. Luyindama’nın golü teselli oldu.
Bu G.Saray, Portekiz’de atabilirler mi, zayıf ihtimal. Zira oyun disiplini ve tecrübe zaafı o kadar sırıtıyor ki... Fernando duran oyunda topa vurup, rövanşta cezalı duruma düşürüyor, kendini. Bu kabul edilebilir mi?
Maça 4-3-3 düzeninde başlayan G.Saray, Feghouli, Diagne ve Onyekuru üçlüsüyle ilk yarı turu kolaylaştıracak golü bulmak adına Benfica önünde öyle bir baskı kurdu ki, “Biz büyük takımız” düşüncesini fiilen rakibine kabul ettirmeye çalıştı. Fatih Terim ve ekibini o bölümde bu cesur futbolu için yürekten kutlardım, eğer amaca hizmet etseydi oyun. Ancak disiplin sorunu o kadar büyük ki... Marcao bir çuval inciri berbat etti. Yahu, o nasıl yükseliş, neden eline sahip olmazsın? O pozisyon açık penaltı!
İşte İspanyol hakem...
Kimse J. Gil Manzano’yu “Nasıl penaltı çalar?” diye suçlamasın, eğer elle oynuyorsanız İspanyol veriyor, affetmiyor. Düşünün, o penaltıyı bizim hakemler çalsa ne olurdu, hâlleri?
Yıllardır yazıp duruyorum, “Renk körü olmayalım, kendimizi kandırmayalım, içeride idare ediyorlar da, dışarıda affetmiyorlar” diye...
Diyeceğim G.Saray, ortadan çöktü. Oyun kurması gereken Belhanda buharlaştı.
Nasıl ki, içte takımlarımız arasında farklı düşünce ve büyük bir rekabet varsa, Avrupa’ya karşı da kulüplerimiz tek yürek olmalı. Mustafa Cengiz Başkan, maç öncesi yarım ağız bunu seslendirdi. İnanın bu açıklama hoşuma gitti. Kalıcı başarıya uluslararası alanda ancak birbirimize saygı duyarak ulaşırız. Doğru düşünce budur. Dün geceden çıkan ders bu olmalı!
G.Sarayın mutluluğu, başarısı ve UEFA Avrupa platformundaki gelişimi sarı-kırmızılı kulüp için olduğu kadar ülke futbolu için de önemlidir.

MAÇIN ADAMI: Marcao!