Sıra dışı hikâyeler yazmak bizim ülkemizde zor ama Hatayspor bunun için en azından direndi
Aslında kupa maçları futbolu tabana yaymak, takımların kadrolarındaki alternatiflere süre vererek potansiyeli ölçmek ve yeni başarı hikâyeleri ortaya çıkarmak adına çok önemli. Eğer değerlendirilebilirse.
Ne var ki, bu hikâyeler bizde yazılamıyor. Mesela F.Bahçe ve Trabzonspor’u eleyerek büyük heyecan uyandıran Ümraniyespor, İngiltere’de Leeds United’ın bir dönem yaptığı o büyük çıkışı gerçekleştirebilir mi?
Gönül istiyor ki, ezberler bozulsun artık.
Hatay-G.Saray mücadelesini böyle bir arayış içinde seyrettim. İlk maçı G.Saray’ın 2-0 kazandığını bile bile… Fatih Terim’in o yüksek öz güveni (ki, aleyhine bir durum) alternatif oyunculara süre verip yedek ağırlıklı G.Saray’ı sahaya sürerek Hatay’a şans tanımasına rağmen ilk yarıda o ışığı göremedim… İstanbul’daki o beğenilen futbollarının çok uzağındaydılar. Ama ikinci yarı muhteşem dönüşe imza attılar.
G.Saray ilk yarıda Yunus, Emre ve Selçuk’un solda kurduğu üçgenlerle etkili oldu. Bu bölümde Emreler; hem Taşdemir hem de Akbaba harikaydı… Muğdat da öyle… Derken Akbaba ceza sahasında rakibinin ayağına basmaz mı? Tartışmasız bu penaltı, Hatayspor adına Gökhan Karadeniz’den usta bir vuruş ve harika gol… Nazar bu olsa gerek; 2-0’dan 2-1’e gelmek… Tur için risk mi, değil ama G.Saray adına çok büyük zaaf… Zira savunma elek gibi. Semih de penaltıya sebebiyet vermez mi? Y. Kemal Uğurlu’nun bu ve bazı kararları içime sinmedi ama Gökhan aynı köşeye aynı vuruşu yaptı. Maç, 2-2’ye geldiğinde genç kaleci İsmail’e çok acıdım. İki gol onu da bitirdi.